Kış turizmi ve temel sorunları

Yazar Yavuz Tanyeri

Uzun süre karla kaplı bölgelerde yaşamak zorunda olan insanlar önce kar ayakkabılarını, ardından da kayakları keşfederek kar üzerinde daha hızlı hareket etmeye başlamışlardır. Onlarca evrim geçirmiş olan kayaklar, binlerce yıl taşıma-ulaştırma ve avcılık amacıyla kullanılmıştır.

Kayak, 1861 yılında Norveç’te spor, ardından Alp Dağları’nı çevreleyen İsviçre, Fransa ve Avusturya’da ise kış turizmi etkinliği olarak yaygınlaşmaya başladı. Avusturya, kış sporları ve turizminde temel ihtiyaç olan liftler (teleferik, telesiyej, teleski, gondol) ve kayakla ilgili her türlü malzemenin üretiminde lider konumuna ulaşıp, şu anda ülke ekonomisine çok önemli bir kaynak sağlamaktadır. Türkiye’de ise kayak, 1915 yılında askeri (savunma-saldırı) amaçlı başlamış, 1935 yılından itibaren Bursa’ya gelerek, katır sırtında Uludağ’a çıkan sınırlı sayıdaki İstanbullu aile ve öğrenci gruplarının kış eğlencesi olmuştur.

kış turizmiİki tatil (yaz ve kış) kavramının kısmen yerleşmeye başladığı 1960 yılından 1980’e kadar kış turizmi merkezi olarak sadece Uludağ bulunmaktaydı. 1980 yılından itibaren ise Kartalkaya, Palandöken, Sarıkamış, Erciyes, Davraz, Ilgaz ve Kartepe, Nemrut, Bozdağ gibi kayak merkezleri oluşmuştur. Turizm Bakanlığı, 1978-1985 yılları arasında kış turizmi merkezlerinin oluşumu, alanlarının tespiti ve planlamasında çok önemli ölçüde çalışmalar yaptığı halde, kısa bir süre önce medyada Turizm Bakanlığı ile Spor Bakanlığı arasında protokol imzalandığını basından öğrenmiş bulunmaktayız. Kış sporları ve kış turizmi alanlarının planlaması, mimarisi, yapılaşması özel uzmanlık gerektirmekte olup, bu alanda yetkin kişi sayısı da sınırlıdır. Gerek spor gerekse Turizm Bakanlığı kadroları içinde kış sporları ve kış turizmi alanında uzman personel bulunmaması, başlı başına bir sorundur. Bu durumda planlama ve denetim gibi önemli görevler kimler tarafından üstlenilecektir?

Yüksek rakamlı giderlerle gerçekleştirilen kış turizmi yatırımlarında merkezi devlet teşkilatlarındaki durum kısaca böyle iken, bu konulara iştah kabartan yerel yönetimlerin durumu da ayrı bir sorun. İlinin sınırları içinde karlı bir tepe olan onlarca belediye başkanının “Teleferik yaptıracağım” cümlesi de son dönemin modası haline geldi. Önceki yıllarda Yüksek Planlama Kurulu bu işleri denetlerken; günümüzde yerel yönetimler bu konuda denetimsiz ve özgür olduklarından, milyonlarca avro harcanarak yapılan ve bir süre sonra atıl duruma gelen tesisler ülke ekonomisi açısından ciddi bir sorun, yanı sıra telafisi güç ve imkânsız zararlara neden olmaktadır.

Kar, kış sporları ve turizmi konusunda ahkâm kesen bazı yöneticiler; “Şu bölgede kristal kar var”, “Türk halkı kolunu, bacağını kırarsın korkusu ile çocuğunu kayağa göndermiyor” diyerek, bilgi seviyelerini ortaya koymaktadırlar. Bu yanlış terim ve algıları düzeltmekte yarar var. Öncelikle kristal kar kavramı yanlış bir sözcük. Çünkü kar kalitesi nem oranı ile bağlantılı olup, nem oranı azaldıkça kar kalitesi artar. Türk halkı ise kolunu bacağını kırar düşüncesi ile değil, ekonomik nedenler ve test ile tost arasına sıkıştırılmış olan çocuğunun eğitimini düşündüğü için kayak sporuna mesafeli durmaktadır. Tesis ve büyük spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmakla sporda başarı elde edilmediği aşikârdır. Olimpiyat oyunlarında tesisler değil, sporcular yarışmaktadırlar.

KIŞ TURİZMİNİN TEMEL SORUNLARI

1. Kayak merkezlerindeki otellerinin yapımında dağ ve doğaya uyumlu mimari yerine şehir oteli mimarisi uygulanmasında ısrar edilmesi.
2. Kayak merkezlerinin güvenliği; işaret, uyarı ve yön levhaları ile uluslararası standartlara uygun olarak düzenlenmelidir. Her tesis için tam donanımlı ve en az üç kişiden oluşan pist korucusu veya arama-kurtarma timi zorunlu olmalıdır.
3. Ekstrem (lodos, tipi-fırtına, sis) durumlarda kayak alanlarında bulunanların güvenliğine ilişkin olarak siren, sinyalizasyon sistemi kurularak toplanma bölgesine ulaşımlarının sağlanması.
4. Alt yapı düzenlemesi yapılmadan mekanik tesis yapma çılgınlığı.
5. Tahsis ve onaylı projelerin ihlal edilmesi nedeniyle uzun yıllar süren ve bir türlü sonuçlanmayan hukuksal süreçler.
6. Mevsimsel dönüşümler nedeniyle kış turizminin temel gereksinimi olan kar yoksunluğu yaşanmaktadır. Bu nedenle de kayak merkezi planlaması aşamasında kayak alanı hesabı yapılıp, yeterince gölet ve yapay kar makinası planlama kapsamına alınmalıdır.
7. İl Özel İdareleri ve belediyelerin plansız bir şekilde telesiyej, gondol vb. lift yapmalarının denetlenmemesi.
8. Kayak alanlarının içindeki yapılaşmaların kaldırılamaması.
9. Uludağ başta olmak üzere Kartepe, Kartalkaya ve Palandöken’e hafta sonları gelen günübirlikçilerin oluşturduğu risklere karşı önlem alınamaması.
10. Güvenlik açısından risk oluşturan kayak malzemelerinin kiraya verilmesinin önlenememesi.
11. Tur araçlarında bulunan rehberlerin, sertifikalarının olup olmadığı kontrol edilmelidir. Sertifikalı rehber bulunmayan gruplara da giriş izni verilmemelidir.
12. Tamamen kâr amaçlı ve çok kötü hizmet verilerek öğretmenlerin okul gezisi adı altında tur düzenleyerek, paket programla öğrencilerin üzerinden haksız kazanç sağlamaları.
13. Kayak alanlarındaki çevre kirliliğine karşı tedbir alınmaması.

Yavuz TANYERİ

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER