Vietnam, Laos ve Kamboçya üçgenini keşfedin!

Yazar Kadir Toprakkaya

Büyüleyici doğası, renkli kültürü ve zengin tatlarıyla gizemli ve egzotik bir tatil cenneti olan Uzak Doğu, aynı zamanda alışveriş meraklılarına da güzel sürprizler sunabilen bir çekim merkezi. Emirates Havayolu Türkiye, Romanya ve Bulgaristan Bölge Müdürü Bahar Birinci, kendi seyahatlerinden derlediği deneyimleriyle Uzak Doğu’nun popüler rotası Vietnam, Laos ve Kamboçya’ya ışık tutuyor.

Vietnam-Laos-ve-Kambocya-ucgenini-kesfedin

Egzotik coğrafya

Uzakdoğu, seyahat severlerin en çok merak ettiği ve memnun kaldıkları rotalar arasında yer alıyor. Bunda en büyük etken, Uzakdoğu kültürünün kendine has egzotik havası ve görülmeye değer doğa güzellikleri. Tüm bunların yanında uygun fiyatlı sınırsız bir alışveriş imkânı da turistleri cezbeden özelliklerden bir tanesi.

Zaman kısıtlamasından dolayı genelde bu bölgeye yapılan turlar sadece Vietnam ve Kamboçya’yı kapsıyor.  Siz siz olun sakin Laos’u görmeden geri dönmeyin. Bu üçgeni yapmak için İstanbul’dan Dubai üzerinden Emirates Havayolu ile Ho Chi Minh (Saigon)’a uçup; dönüşünüzü Kamboçya’nın başkenti Pnomh Penh’den yine Emirates Havayolu ile Dubai üzerinden İstanbul’a yapabilirsiniz.

 

Değişmeden görülmeli

Burası, Çin Hindi (Indochina) denilen bölge.  Birçoğu Fransız sömürgesi de olmuş dolayısıyla çok güzel binalar var ve kendi kültürlerinde de güzel mimari yapılar olmasına rağmen özellikle Kuzey Vietnam’daki yeni yapılar ve devlet binaları bu güzelliği kısmen bozuyor. Yine de birçok yerde komünizme uymayan bir Fransız zarafeti var.

Kamboçya dönüşümde havaalanında bir Amerikalı “Kamboçya ne kadar değişmiş inanılır gibi değil” dedi.  Sonunda hiç değişmeyen bir Paris, bir Londra, bir Roma kalacak bizlere.  Onun için gelişme uğruna hızla değişen ülkelere otantikliklerini kaybetmeden biran evvel gidin, görün… O şekilde aklınızda ve kalbinizde kalsın… Yolculuğunuzdan önce de ‘Indochina” ve “Apocalypse Now” filmlerini seyretmenizi tavsiye ederim.

Bu üç ülkede mutlaka alışverişte, özellikle pazar yerlerinde pazarlık yapmalısınız. Alışverişlerde yerel paradan çok Amerikan Doları geçerli. Amerikalılardan nefret ediyorlar ve kaçırdıkları için övünüyorlar ama din de iman da hâlen Amerikan Doları.

Vietnam

Kırmızı bayrak üzerindeki sarı yıldız, toplumun 5 kastının (çiftçi, işçi, öğrenci, iş adamı, öğretmen) birleşip bağımsızlık için savaşmasını simgeliyor. Vietnam kelime anlamı olarak güneydeki insanlar demek. Vietnam’da 54 farklı etnik grup yaşıyor.

Pirinç bir nimet. Yetiştirmesi çok güç.  Yarı bele kadar su içinde saatlerce çalışarak ekiyorlar. Fakat pirinç tarlaları devlete ait.  Devlet isterse alıp üzerine fabrika yapabiliyor.

Çin, Vietnam’da müthiş yatırımlar yapıyor. Ha Long Bay kıyısında sıra sıra otel, oyun parkı, restoran inşa etmişler. Ama hepsi sanki bir örnek.  Küçücük bir kasabadan bir Las Vegas yaratmaya çalışıyorlar. Yunnan’dan Laos’un başkenti Vientian’a, Mekong üzerinde köprü ile hızlı tren inşaatına başlamışlar.  Bu tren yolu daha sonra Tayland ve Singapur’a uzayacakmış.

Devlette çalışmanın şartı…

Nüfusun yüzde sekseni Budist ama kimliklerine “free religion” yani dinsiz anlamına gelen ibareyi yazdırıyorlar ki devlette çalışabilsinler.  Eşlerinin de “free religion” olması gerekiyor tabii.  90 milyonluk ülkede partiye kayıtlı beş milyon komünist var.   1986’dan önce her şey karne ile alınıyormuş; yani daha neredeyse düne kadar.

Dini yasaklayan Komünizmin içinde her şeye rağmen filizlenen dinler çekişmesi sonucu Budist olan Kuzey Vietnamlılar Katolik ve Müslümanları Güney’e göndermişler.  Ama göstermelik kral Katolik.  Orta Vietnam Müslüman Hintlilerin yaşadığı bölgeler.

Bizim kış mevsimimiz bu bölgeye seyahat için en ideal mevsim.  Özellikle Ekim-Mart arası…  Ancak özellikle Saygon ve Hanoi arasında ciddi ısı farkı olduğundan Hanoi için bir mont götürmekte fayda var. Çin Yılbaşı’sı öncesi ya da sırasında giderseniz kumkuat ağacından ve şeftali çiçeklerinden yılbaşı ağaçları göreceksiniz.

Vietnam’da mesafeler uzun ve insanlar fakir olduğu için iki katlı ve yatar koltuklu eski ama konforlu gözüken otobüsler var.

Ho Chi Minh (Saygon)

Görülmesi gereken başlıca yerler: Mekong Deltası, My Tho, War Remnants Museum, Notre Dame,  Saigon Postanesi,  Jade Emperor, Ben Thanh Pazarı, Cu Chi tünelleri ve Saygon Operası.

Saygon gece-gündüz çok canlı bir şehir. Gece, bazıları trafiğe kapalı, ışıklı caddelerde rahatça gezebilir; motosiklet ve bisikletleri ile piyasa yapan gençlerin sokaktaki gece hayatını seyredebilirsiniz.  Ayrıca çok güzel dükkânlardan alışveriş yapılabilir. Saygon mevsimi güzel, sıcak ve ana taşıma aracı motosiklet olan bir şehir.

Müzik çalınan kavşaklar

Motosikletlerin üzerinde bütün aileyi hatta bazılarında köpeklerini de görebilirsiniz ve hayret edersiniz bu köpekler nasıl oluyor da motordan atlamıyorlar diye.  Motosikletçiler için özel yaratılmış renkli, resimli maskelerle bütün motosikletçiler sanki komik maskeli banka soyguncusu gibi gözüküyorlar.  Bazı büyük kavşaklarda trafik ışıklarında insanları beklerken sakinleştirmek için müzik çalınıyor.

Savaştan kalanlar

Vietnam savaşı sırasında Amerikalıların mekânı Rex Hotel açık hava roof barına mutlaka gidin.  Elvis Presley taklidi bir şarkıcı ve canlı müzik gurubundan eskilerden nostaljik şarkılar dinleyebilirsiniz. War Remnants Museum mutlaka görülmesi gereken bir müze.  Vietnam savaşı ile ilgili hikâyeler ve çarpıcı fotoğraflar var.  Bahçesinde de o dönemden kalma Amerikan zırhlı araçları; savaş uçakları sergileniyor.  Bu araçlar şimdilerde gençlerin önünde hatıra selfie’leri çektirdikleri bir dekor haline gelmiş.  Savaş böyle bir şey işte; neyse ki acıları gelecek nesillere kalmıyor, yoksa bütün dünya tımarhane olurdu.

My Tho’da tekne ile mini Mekong nehri gezisi sırasında nehir kıyısında mini kafeler ve de ülkenin pek çok yerinde insanların öğlen siestası sırasında uyumaları için hamaklar bulunan kahvehaneler göreceksiniz.

Cu Chi tünellerinde ise Kuzey Vietnamlıların Amerikan askerlerini nasıl stratejik konumlanma ve akıl oyunları ile kendi onca yokluklarına rağmen, alt edebildiklerine şahit oluyorsunuz.

Beş ülkeden geçiyor

Mekong nehri Çin’den Tibet Platosundan çıkarak 5 ülkeden geçiyor ama bizler Mekong nehri üzerinde ne zaman bir aktiviteye katılacak olsak AVM gibi aktivitenin kıyısına kurulmuş çarsılardan geçiyoruz.    Tabii bu meşhur Mekong nehrini bizim İstanbul Boğazı ile sakın karşılaştırmaya filan kalkmayın. Her yerin farklı özelliği var, öylece kabul edin.

Bu ülkede çamaşırları yıkadıktan sonra askılarla ipe asarak kurutuyorlar. İlk gördüğünüzde kuru temizleme/yıkama servisi sanıyorsunuz.  Çünkü evler de yol kenarında toprak ve yolla hemzemin olabiliyor çoğu yerde.  Karayolu ile giderken pirinç tarlalarının ortalarında ailenin vefat edenlerinin anıt mezarları var.

Ben Thanh pazarı, yiyecek dışında çok büyük bölümünde de yerel el işleri satılan yarı kapalı bir pazar.  Vietnam’a özgü ufak çantaları; işlemeli çamaşır torbalarını çok ucuza alabilirsiniz.  (Tanesi 1 USD)  Pazarın içerisinde, yerel halkın yediği yerlerde yemem derseniz pazar binasının karşısında Runam Bistro’yu tavsiye ederim.

Şehirdeki Lemongrass Restoran Vietnam mutfağı olan hem yerel halkın hem de yabancıların tercih ettikleri bir mekân.

Ha noi

Ha Noi Asya’daki 1008 yıllık en uzun süre başkent olmuş bir şehir. Saygon’dan kısa bir iç hat uçuşu ile ulaşılabiliyor. Ayrıca Saygon ile Ha Noi arasında bir tren var ve pek çok yerde duruyor. Toplam yolculuk 1600 mil.   Eğer zamanınız çok ise, bu tren ile aradaki duraklarda da kalarak uzun ve güzel bir yolculuk yapabilirsiniz.

Saygon bir ticaret şehri olduğu için burada çalışan Ha Noi’liler memleketlerine giderken kendileri uçak ile gidip; fazla bagajlarını bu trenle gönderiyorlar.  Güneyde ulaşım aracı olan motosiklet Ha Noi’de biraz gösteriş oluyor. Ve Ha Noi’de daha çok araba var ve araçların yüzde 30’u 4×4.

Kuzey ve Güney’in farklılıkları

Kuzeyde çocuk sayısı ikiden üçe çıkarken; Güney Vietnamlılar şimdi en fazla tek çocuk sahibi olmak ve seyahat etmek istiyorlar.  Artık tek ülke olmasına rağmen ciddi bir şekilde Güney ve Kuzey ayrımını görebiliyorsunuz.  Ve Ha Noi’de Saygon’da olduğu gibi bir gece hayatı yok.  Sabah 5’te Tai-Chi ile güne uyanıyorlar. Lenin felsefesi Üniversitede mecburi ders olarak okutuluyor.  Her yer halen devrim, Ho Chi Minh ve Komünist parti bayrakları ile dolu.

Görülmesi gereken başlıca yerler: Ho Chi Minh kompleksi, One Pillar Pagoda, Temple of Literature, West Lake, Tran Quoc Pagoda, Quan Thank Temp, Hoan Kiem Lake, Tam Coc nehri, Su kuklası gösterisi ve tabii ki olmazsa olmaz Ha Long Bay tekne gezisi.

Vietnam’ın başkenti Ha Noi; Saygon’un aksine serin ve soğuk olabilen bir iklime sahip.  Saygon halkı ne kadar rahat ve açık görüşlü ise bu durum Hanoi’de değişiyor.  Başkent ve komünist rejimin kasvetini hissedebiliyorsunuz.

 

Ejderha Körfezi

Ama tabii Ha Long Bay’i görmek için başka şansınız yok… Ha Long Bay’de isterseniz tekne turunuzu gece yatmalı alırsınız; isterseniz karada bir otelde kalıp sabah tekne turuna çıkabilirsiniz.  Eğer teknede kalacaksanız lüks tekne oteller biraz pahalı olabiliyor.  Ha Long Bay 3000 civarında kireç adasından oluşan bir körfez.  Doğal mağaraları var.

Hava müsait ise yüzebilirsiniz de.  Ha Long Bay denize doğru alçalan ejderha körfezi demek.  Efsaneye göre Yeşim İmparatorun, düşmanların istilasını durdurmak için gönderdiği ejderha, düşmanın yoluna binlerce inci püskürtüyor ve bu adacıklar oluşuyor.

Günlük tur tekneleri biraz bizim büyücek Lüfer teknelerine benziyor. Neyse ki müzik çalmıyorlar.   Eğer tur rotası üzerindeki 100 basamaklı mağaraya artık mağara görmek istemiyorum diye tırmanmazsanız; tekne içinde inci, eşarp, çanta vs. alışverişi sizi bekliyor olabilir.  Oturduğunuz yerde onu aldım; bu kaça gibi çok güzel vakit geçirebilirsiniz. Ama pazarlık şart. 45 Dolarlık kolyeyi 10 Dolara indirecek kadar.  Zaten buralarda bazı şeyleri toptan almakta fayda var; çok güzel hediyelik olabiliyorlar.

 

54 etnik gruba ait eserler

Ho Chi Minh Kompleksinde Ho Chi Minh’in anıt mezarı var ve mumyalanmış bedeni ziyaret edilebiliyor.  Aslında kendisi fazla yer işgal etmemek için yakılmayı istemiş… Yine Ho Chi Minh müzesinde kaçırmazsanız duvardaki fotoğraflardan birinde Ho’nun Laos Kralı ile beraber, Vietnam dansçıları ile dans ederkenki yüz ifadesine dikkat edin. Sonuçta o da insan.

Temple of Literature Vietnam’ın ilk üniversitesi.  Etnoloji müzesinde ise Vietnam’daki 54 etnik gruba ait eserler sergileniyor.  Kompleksin bahçesinde güzel de bir yerel restoran var.  Keyifli bir şehir turu için bir cyclo kiralayabilirsiniz.

Dev kukla şovları

Ninh Binh’teki Tam Coc nehri üzerinde kayık turunu mutlaka yapın. Manzara, içinden geçtiğiniz mağaralar harika. Ayrıca kayığın küreklerini ayakları ile çeviren yerli kayıkçılar; kayıklardaki turistlerin fotoğraflarını satmak için çekmeye konuşlanan fotoğrafçı kayıkları görmeye değer.

Su kuklası her ne kadar bize Karagöz Hacivat gibi gelse de aslında çok enteresan çünkü suyun üzerindeki her birinin ağırlığı 20 kiloya kadar çıkabilen kuklalar perdenin arkasında yarı beline kadar suyun içindeki kuklacılar tarafından bambu kamışları ile oynatılıyorlar.  Her kukla için 4 kişi gerekiyor.   Çok uzun süren bir gösteri değil; sonunda kuklaları oynatan insanlar perdenin arkasında suyun içinden çıktıklarında tebrik etmemek mümkün değil… Sayıları çok azalmış; tamamen tarihe karışmadan görmekte fayda var.

Ha Noi şehri ile Ha Long Körfezi arası karayolu ile altı saat gibi sürüyor ama yollarda güzel manzaralardan, pirinç tarlalarından geçiyorsunuz.

Luang Prabang – Laos

Hanoi’den kısa bir uçuşla Luang Prabang’a varılıyor. Luang Prabang’a Tayland’dan sürat teknesi ile 6 saatte de gelinebiliyor.  Ayrıca yataklı tekneler var.  İnsanlar valizleri ile binip; buradan da başka yerlere devam ediyorlar.

Laos’da Fransızlardan önce okuma yazma sadece tapınaklarda yapılıyormuş.  Fransızlar normal eğitim sistemini getirmişler. Aslında Fransız sömürgesi olmaktan kurtulmuşlar ama Fransızların geride bıraktıkları miras yadsınamaz.

Vietnam savaşından payını alan Laos’taki mayınların sadece binde 4’ü temizlenmiş.  Kalanının temizlenmesi için ise 100 yıl gerekiyor. Amerika 3 milyon nüfuslu Laos’a 3 Milyon ton bomba atmış; kişi başı bir ton…

Görülmesi gereken başlıca yerler: Wat Visoun Budizm Anıtı, Wat Xieng Thong, Mekong deltası, Phousi tepesi, gece pazarı, Phousi yerel pazarı, Ban Thapene ve Ban Xom, Khouang Si Şelalesi, Pak Ou mağaraları.

Fransızlardan kalanlar

Luang Prabang, Mekong nehri kıyısında, eski Lane Xang Krallığının başkenti olan, yakın mesafede olsa hafta sonu geçirmek için bile gidilebilecek çok keyifli bir şehir.  Fransız etkilerinin halen sürmekte olduğu çok güzel bir ana cadde, iki yanında çok güzel dükkânlar, çeşitli restoranlar, barlar ve kafeler ve Avrupa’da zor bulacağınız fırınlar…

Son derece medeni ve temiz.  Akşamları ise bütün cadde trafiğe kapatılıyor ve gece pazarı oluyor.  Birçok el işini çok ucuza alabileceğiniz, gezmeye doyamayacağınız bir pazar yeri.   Gerek ana caddede gerekse paralelindeki caddelerde çok güzel butik oteller de var.

Her sabah gün doğuşunda insanların yere çömelerek rahiplere yiyecek sunduğu bir tören var. Adına “morning alms giving” diyorlar.

Khouang Si Şelalesi mutlaka görülmeye değer; mayonuzu yanınıza alırsanız suya da girebilirsiniz. Laos Sarayı’ndan özel günlerde çıkartılan Budha Prabang heykeli, aslında Sri Lanka tarafından Kamboçya Kralı’na hediye edilmiş.  Kamboçya Kralı’nın kızı Laos Kralı ile evlenince Laos’a getirilmiş; halkı Budist yapmak için.

Her ne kadar hem ana cadde hem de paralelindeki caddelerde çok güzel, keyifli, açık hava bahçeleri olan restoranlar varsa da bu şehirde salyangoz bile bulabileceğiniz bir Fransız restoranı olan Elephant’ı şiddetle tavsiye ederim.  Aynı restoran sahiplerinin Coconut restoranı daha önce açılmış ve aynı şekilde çok başarılı. Gündüz atıştırması olarak Fransız pastaneleri ile yarışan Zurich Bakery ve Scandinavian Bakery’de hem yemek hem de her çeşit tatlı, tuzlu, kafe, pastane ürünlerini bulabilirsiniz.

Siem Reap – Kamboçya

Luang Prabang’dan kısa bir uçuşla Siem Reap’e ulaşabilirsiniz. Vietnam savaşında Viet Kong’u destekleyerek savaşa dahil olan Kamboçya’da Amerikan bombardımanları sonucu 50 bin kişi babasız ve dul kalmış. Ancak Kızıl Kmerler ve liderleri Pol-pot’un kendi halkına 1975-78 yılları arasında yapmış olduğu işkence ve zulüm eşine benzerine az rastlanan; Viet Kong askerlerini bile dehşete düşüren bir şey.

Beş milyon kişinin öldüğü soykırım

Bu rejim kendi halkına inanılması güç bir soykırım uygulamış ve ülkede her beş kişiden birini öldürmüş.  7 milyonluk nüfus 2 milyon kişiye düşmüş.  Savaşı yaşayanlar bile tam olarak ne olduğunu anlayamamış. Kamboçya halkı o günleri hâlen sesleri titreyerek anlatıyorlar.

Kızıl Kmer liderlerinden çoğu ceza almadan kurtulmuş.  Elebaşı Pol-Pot ölüm cezasına rağmen tutuksuz yargılandığı için yatağında eceli ile ölmüş!  Partinin 3. adamı daha cezası kesilmeden kalp krizinden ölmüş.  Diğerlerinden yakalananlar müebbette mahkûm olmuşlar.  Liderler mahkemedeki savunmalarında “bazı hatalarının olabileceğini ama bunların sadece tecrübesizlikten kaynaklandığını” ileri sürmüşler. 3 yıl 8 ay 20 gün suren Kızıl Kmerler soykırımından sonra savaştan yeni çıkan Vietnam ülkeye el koymuş ve bir Başbakan atamış.  Kızıl Kmerler Angkor Wat’ı üs yapmışlar ve birçok buda heykelini yıkmışlar; mayın döşemişler. Eski Kızıl Kmerler şimdi orduda halen asker; Tayland sınırını koruyorlar!

Üç ülke Vietnam’ın kontrolünde

Bu hikayeleri duyduğunda ve anıtları gördüğünde insanın en çok gücüne giden şey; başımızda bazen kavak yelleri eserken dünyanın başka bir noktasında neler olup bittiğini bilememek sorumsuzluğu…

Kamboçya Halk Partisi yönetimini halk “güya demokrasi ama bizim için komünizm” diye ifade ediyor.  Ülke hâlen Vietnam’ın kuklası durumunda. Angkor tapınaklarını Vietnamlılar yönetiyor.  Amerikan yardım fonları yerinde kullanılmıyor; halk halen yüksek sesle konuşup sesini duyuramıyor.  Ülkede ciddi bir yolsuzluk söz konusu.

Yedi sene önce metre karesi 45 Amerikan Doları olan arazinin değeri şu anda metre kare başına 250 Amerikan Doları.  Pub Street’te 4 x 12 metrelik iki katlı bir mekânın değeri 1 Milyon Amerikan Doları.  Çinliler fiyatları arttırmış.  Komünist Çin para saçıyor dünyaya…

34 yaşındaki rehberimiz onun jenerasyonu sırasında öğretmenin dışında kimsenin ders kitabı olmadığını söylüyor.  Bir öğretmenin maaşı ayda 150 Amerikan Doları; ana yemek olan pirincin 50 kiloluk çuvalı 50 Amerikan Doları.

İsviçreli Pediatrist ve Çellist Beat Richer, Kamboçya’da ikisi çocuk hastanesi olmak üzere beş hastane yaptırmış İsviçre’de bir vakıf kurarak. Kendisinden Kamboçya’ya umut getiren adam olarak bahsediyor halk.

Görülmesi gereken başlıca yerler: Tonle Sap Gölü, yüzen köyler, olmazsa olmaz Angkor Wat, Angkor Thom, Bayon, Phimeanakas, Filler terası, Cüzzamlı Kral Terası, Ta Prohm tapınağı, Banteay Srei Tapınağı, Banteay Samre Tapınağı.

Yüzen evler

Tonle Sap gölü Güneydoğu Asya’nın önemli tatlı su kaynaklarından biri ve üzerinde halen yüzen evler/ okullar, köyler var. Angkor şehri ms 802-1350 yılları arasında güçlü Khmer Hükümdarlığının başkenti.  Angkor Wat bu kompleks içerisinde tabii ki en ünlü tapınak.  Ancak sabah gün doğumuna gideyim; fotoğraf çekeyim derseniz çok kalabalık olacağını belirtelim.  Aslında kalabalık olmayan bir saati pek yok artık; yapılan otel sayısını da dikkate alırsak…

Film platosu

Angelina Jolie’nin Tomb Raider filminin çekildiği Ta Prohm Tapınağı Angkor kompleksinin dışında ama yakın olan tapınaklardan biri.  Büyük incir ağaçlarının ve dev sarmaşıkların kendilerini bu taş yapıtın içine gömdüğü muhteşem bir kompleks.  Civarında ise başka birçok tapınak var.  Tapınakların çoğu Hint orijinli.  Ve halen Hintliler tapınakları tamir ediyorlar; öte yandan Çinliler diğer büyük inşaatları yapıyorlar.

Siam Reap şehrinde mutlaka gece pazarlarını gezin.  Bunlar Luang Prabang’daki gibi sokakta yerlere serilmiş pazarlar değil; ama sabit dükkânları olan pazarlar… Bu seyahat üçgeninde tavsiye üzerine timsah veya yılan derisi çanta, cüzdan almak isterseniz illa sizi bu konuda büyük bir dükkâna götürmelerini beklemeyin, hayal kırıklığına uğrarsınız. Şehirdeki bu tip dükkânlarda hem çok daha modern ve yeni modeller var; hem de fiyatları daha da uygun.  Yine şehir merkezinde Pub Street’e bir içki yanında nostaljik müzikleri dinlemek için gidebilirsiniz.  Hareket ve ışık dolu bu bölgede birçok bar ve pub bulabilirsiniz.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER