20 yıllık sanat serüveni sergi oluyor

Yazar Kadir Toprakkaya

Sanatta yirminci yılını geride bırakan Milli Reasürans Sanat Galerisi, hizmet vermeye başladığı günden bugüne, Türkiye’den ve dünyadan 150’ye yakın önemli sanatçıya ev sahipliği yaptı. Türkiye’de, cumhuriyet sonrası sanat belleğini inşa eden sanatçılar, uluslararası üne sahip olan sergiler; resim alanına ek olarak mimari, fotoğraf ve belgesel alanlarında da başarılı işlere sahip olan isimler 20 yıl boyunca Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde yer aldı.

Galeri, birlikte çalıştığı sanatçıların da desteğiyle bu istisnai birikimi “20 Yılın Ötesine Taşınan Bir Sanat Belleği; Milli Reasürans Sanat Galerisi” başlıklı bir sergiye dönüştürüyor. Galerinin yirmi yılı aşan sanat serüveni, 30 Eylül-17 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilecek bu sergiyle sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Serüvene eşlik eden sanatçıların Milli Reasürens Sanat Galerisi’nde düzenlenen sergilerinin afişleri ve davetiyeleri, bu projede ziyaretçilerle buluşacak.

Bulent+Erkmen+-+Son+Isler+-+Davetiye

Proje için IMOGA ile işbirliği yapılıyor
Ayrıca, Türkiye’nin ilk ve tek özgün baskı resim müzesi İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi (IMOGA) işbirliğiyle gerçekleştirilen proje kapsamında; Milli Reasürans’ın sanatçıları arasından IMOGA’nın da projeye dahil ettiği 10 sanatçı, birer eserinin telif hakkını bu çalışmaya vakfetti. Süleyman Saim Tekcan, Su Yücel, Serpil-Hanefi Yeter, Ali İsmail Türemen, Gürbüz Doğan Ekşioğlu, İsmet Değirmenci, Ekrem Kahraman, Neşe Baydar ve Seçil Erel’e ait eserler, IMOGA’nın desteğiyle çoğaltıldı ve müze koleksiyonuyla birlikte Milli Reasürans Sanat Galerisi’nin koleksiyonuna dahil edildi.

Projede yer alan bu sanatçılar, limitli sayıdaki baskılarını imzalayarak; galeri hakkındaki düşüncelerini, duygularını, deneyim ve anılarını da bir video röportajında paylaştı. Sergiyi ziyaret edecek sanatseverler, oluşturulan videoyu izleme imkanına da sahip olacak.
Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde daha önce eserleri sergilenen sanatçıların galeri hakkındaki düşünceleri:

Murat Germen, “Milli Reasürans Galerisi ile ilk olarak 1996 yılı sonunda, Amelie Edgü’nün küratörlüğünü yaptığı ‘İnançların kesiştiği yer: İstanbul’ sergisi vesilesiyle tanıştım. Ara Güler, Ani Çelik Arevyan, Kamil Fırat, Manuel Çıtak, Orhan Cem Çetin gibi önemli isimlerin yanında, o sıralar pek bilinmeyen birisi olarak yer almak gerçekten heyecan vericiydi. Dolayısı ile Milli Reasürans Galerisi’ndeki bu grup sergisi katılımımı ilk kaydadeğer sergim olarak hatırlarım hep, Amelie Edgü’ye ise risk alıp beni böyle bir sergiye çağırdığı için müteşekkirim. Galeri günümüze kadar hep zoru seçen, ana akım yaklaşımlara kapılmayan, bir çok değerli yerli/yabancı sanatçının Türkiye’de ilk defa görülmesine zemin sağlayan avangard bir sanat mekanı oldu. Galeri yöneticilerinin bulunduğu ofisteki karşı duvara yan yana asılan davetiye yerleştirmesine, ofise uğradığım her seferde bakmam sonrasında, “vay be, amma kadro!” demekten kendimi alıkoyamadığımı hatırlıyorum. MRG’nin çok takdir ettiğim diğer bir yönü de temsil galerisi olmaktansa proje galerisi olmasıdır; Türkiye’de bu kalitede proje galerisi ne yazık ki fazla sayıda değil” dedi.

Habip Aydoğdu, “Günümüz Türkiye’sinde sanatı sergileyen mekânlar giderek artıyor ancak bu mekânların sanatı sunma biçimlerinde ne yazık ki hala çok temel sorunlar var. Bu anlamda “Milli Reasürans Sanat Galerisi” açıldığı günden beri düzenlediği sergilerde; mekân kullanımındaki becerisinin yanı sıra hemen hemen her sergi için hazırladığı kitaplarıyla, sergilerin PR’ına gösterilen özenle bu işin açık ara öncüsü olmayı 20 yıl boyunca tutarlı bir şekilde sürdürebilmiştir. Bugün bu tutarlılık Türkiye gibi bir ülke için, görsel sanatlar alanında zor oluşturulabilecek bir belleğin kaydını tutmuş bir kurum olarak, Milli Reasürans Sanat Galerisi’ni daha da önemli kılmaktadır” dedi.

İrfan Önürmen, “Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde 2002 yılında kişisel bir sergi gerçekleştirdim. Bu sergide 1999 yılından 2002 yılına kadar yaptığım tuval işlerim yer alıyordu. Sergideki işlerde izini gazete ve mecmualardaki görsellerden sürdüğüm kent kültürüne ait bireyi ele almıştım. Figüre ait yaklaşımımda gözleme dayalı, ironik ve eleştirel bir dilin yoğun olduğu tuvallerimi gösterdiğim en iyi sergimdi. Mekan zaten iyi bir yerdeydi, serginin tanıtım yönünden ve sergileme açısından iyi bir kurgusu olduğunu düşünüyorum. Gergin bir hazırlık süreci yaşamama rağmen sanat yaşamımda çok önemli bir yere sahiptir. İyi ki yapmışım” dedi.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER