Oteller kriz sonu oluşacak yüksek taleplere hazır olabilecek mi?

Yazar Kemal Sinmez

Bugüne kadar hiç kimsenin bilemediği bir virüsle, hiç kimsenin öngöremediği bir krizle karşı karşıyayız. Neden mi? Çünkü dizginler bizim elimizde değil. Her şey görünmeyen bir virüsün kontrolünde. Biz savaşamıyor, sadece ondan kaçıyoruz, saklanıyoruz. Yapabildiğimiz tek çözüm bu. Bu saklambaç oyunu ile virüsün vücudumuzu isteğimizin dışında kullanmasını ve çoğalıp dünyayı ele geçirmesini engellemeye çalışıyoruz. Bu bir bilim kurgu senaryosu olsaydı ve film çekilseydi, film kimsenin dikkatini çekmez ve yapımcı kesin batardı.

Bu bir film değil! Tamamen gerçek… Bir yapımcı varsa gerçekten zengin olacak. Batan mı kimler? Hayatlarını kaybeden insanlar, yatırımcılar, işverenler ve en çok hizmet sektöründe çalışan işletmeler, havayolları ve en yaygın olarak oteller. Virüsle birlikte uçuşlar durduruldu, ulaşım durdu. Buna bağlı olarak üretim durdu. Gerek iş gerek turistik seyahatler durdu, oteller boş kaldı. Bakanlıkların açıkladıkları genelgelere istinaden yatırımcılar öncelikle insan hayatını düşünerek, sonrasında zararın neresinden dönersen kardır mantığıyla tesislerini bir bir kapatma kararı aldı. Ya da en az personel ve minimum hizmet sunumlarıyla servis vermeye çalışıyorlar. Bu süreçte devletin istihdamı düşürmemek için açıkladığı kısa çalışma desteklerine istinaden çalışan personel izne gönderildi. Yüzbinlerce çalışan işinden uzak. Bu durum çalışanların kuruma bağımlılığını azaltacaktır. Ailesinin ihtiyaçlarının karşılamakla yükümlü personel, aile içinde oluşacak finansal baskılardan bunalarak yeni arayışlara girecektir. Kriz çıkışında bağımlılığı azalmış personel, panikle kendisine gelen iş teklifini kabul edecek pozisyona gelebilir. Bu durumun özellikle mavi yakalı ve orta kademe beyaz yakalı personelde yüksek oranda olması bekleniyor.

Kemal Sinmez oteller
KRİZ SONRASI TURİZMDE TALEP PATLAMASI YAŞANABİLİR

Hedeflenen kriz sonunun mayıs sonu olması bekleniyor. Yaz başı itibarı ile ülkemizin turizm potansiyelini ele aldığımızda gökyüzünün parıldayan güneşini, Akdeniz’in, Ege’nin altın kumsallarını, masmavi denizini özleyen Ruslar, İngilizler, Almanlar, İranlıların akınını bekliyoruz. Tertemiz denizlerdeki tuzlu suyun mikrop öldürücü özelliği, seyahat cazibesini arttıracaktır. Bununla birlikte İstanbul özlemlerini bir an önce gidermeye çalışan Arap yarımadası ve Ortadoğu bölgesinde yaşayanlar, bu muhteşem şehre hızla akın edeceklerdir. Uzakdoğulular ve Amerikalılar daha dikkatli olacak ve aynı hızla hareket etmeyeceklerdir. Aynı şekilde üç aylık pazar kayıplarını telefi etmeye çalışan kurumsal şirketler, yeniden pazara girmek için Anadolu’nun tüm şehirlerinde ayak basmadık yer bırakmayacaklardır. En keyiflisi de evliliği bekleyen binlerce genç, otellerin düğün salonlarında, havuz başlarında müsait tarihleri kapmak için gelinlikleriyle yarışa gireceklerdir. Yani kısacası üç aylık sıkışan süreç, haziran itibarı ile talep patlaması ile sonuçlanacaktır.

KRİZ SONRASI PERSONEL BORSASI OLUŞABİLİR

Kriz süresince personelini kaybeden tesisler, yeniden yapılanma sürecinde ani personel tedarik sürecine girecektir. İlgili tarihler sezonun en yüksek dönemi olacağı için personel taleplerini karşılamakta zorlanacaklardır. Bu süreçte özellikle sadece yaz sezonunun yoğun olduğu sahil bölgelerinde personel borsası oluşacak, personeli almak için çılgın teklifler havada uçuşacaktır. Bu kaotik ortamda sadece yüksek kazanç amaçlı iş değiştiren personel, tesise alışması ve yöneticileri ile uyum sağlaması sürecinde ciddi sorunlar yaşayacaktır. Bütün bu süreçler hizmet kalitesini negatif yönde etkiler. Sonuçta tesislerin kalitesi ne olursa olsun personelin servis kalitesi düşerse, misafir memnuniyeti düşer. Yorum sitelerinde gerek tesislerin gerekse ülke turizminin imajı sarsılır. Tesisler zarar görür, ülke turizmi zarar görür. Burada kapanan otellerimizin yöneticilerine ve İK yetkililerine bir görev düşmektedir. Personellerine kapalı oldukları dönemde sahip çıkmaları, iletişimi kesmemeleri, gerekirse ihtiyaçları kapsamında minik destek planlamaları yapmaları onları avantajlı duruma getirebilir. Yani boşta kalan çalışanlar, bu dönemde oluşacak personel borsasına düşmezler. Uzun lafın kısası, yani kıssadan hisseye tesisler personellerine her zaman sahip çıkmalıdır. İnsana yani personellerimize olan önemi unutmayalım. Her inişin bir çıkışı vardır. Pazardaki pastadan büyük pay almak için büyük çıkışa hazır olunmalıdır.

Kemal SİNMEZ

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER