“Spekülasyonlara sebep olmazsak, döviz normal seviyelere gelecektir”

Yazar Oktay Emlik

Türkiye – Avrupa Eğitim ve Bilimsel Arştırmalar Vakfı’ndan Prof. Dr. Faruk Şen, son zamanlarda yaşanan döviz sorunu üzerine çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Küçük fakat etkili adımlarla döviz kurlarının Eylül ayında normale dönebileceğini vurgulayan Şen’in notlarının satır araları;

ABD’nin boykotu nedeniyle Türkiye’den belirli fonlar kaçtı, yabancı sermaye de fazla gelmiyor. Fakat dövizdeki çıkışın en büyük sebebi Türk halkının Türk parasını terk ederek yabancı paralara geçmesi oluyor.  Günlük yaşamda kazandıkları paraları döviz bürolarında dolar ve euro’ya çevirenler, spekülasyon amaçlı dolar alanlar bu paraların yükselmesine en büyük katkıda bulunanlardır.  Türkiye’de şimdi ulusal bir ekonomi politikası uygulamak şart. Ülkenin çıkarı için dolar ve euro’ya olan talebi en alt düzeye çekmemiz lazım.

döviz
DÖVİZ ETKİSİ HER YERİ VURMAMALI 

Dövizdeki yükseliş çarşıdaki domates fiyatını da vuruyor. Bu açıdan halkımızın dirençli bir şekilde belirli atılımları yapması lazım:
1. Alacağımız mallarda Türk menşeine dikkat edelim
2. Bankalara hücum edip döviz hesaplarımızı çekmeyelim
3. Bilinçli bir şekilde üretimi nasıl arttırırız, ürettiğimizi ise yurt dışına nasıl satarız arayışına girelim
4. Halk olarak AB ile ilişkilerimizin düzelmesi konusunda gereken adımları atarak hükümeti de bu konuda destekleyelim
Bu küçük görünen adımlarla birlikte Türkiye dövizdeki sıkıntıyı Eylül’de döviz yine normal düzeylere yaklaşır.

DÜNYA EKONOMİSİNDE GELİŞMELER

Bölgesel savaşlarla büyük ülkeler ekonomilerini sağlamlaştırdılar. Hatta Dünya artık “ekonomik olarak işbirliğini nasıl yaparız?” kapsamına girdi. 326 milyonluk nüfusu ile ABD, 510 milyonluk AB ile birlikte Transatlantik İşbirliği’ni (TTIP) kurup dünya ticaretinin %76’sını yön verme durumuna girmişti.

TRUMP’IN BAŞKANLIĞI 

Trump’ın beklenmedik bir şekilde ABD Başkanı olmasından sonra bu hayal suya düştü. Bu ülkelere karşı BRICS Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika işbirliği oluştu. Şimdi ABD bütün bunları altüst eden bir sistem içine girdi.

ABD ilk olarak TTIP’i yıktı ve böylece 836 milyonluk bir pazarı yerle bir etti.  İkinci adım olarak Trump Rusya’ya saldırıya geçti. Yaptırımlar, ekonomik saldırılar, Rusya’nın belini bükmek için atılan adımlardı.

ÇİN DAİMİ HEDEF

ABD’nin 3. Dünya Savaşı’nda en fazla saldırıya geçtiği ülke ise 1,380 milyarlık nüfusu ile Çin oldu. Çin’i ekonomik olarak yıkmak ve geriletmek için her geçen gün yeni tedbirler getiriyor. ABD’nin diğer bir hedefi de muhakkak İran’dı. İran’a karşı ambargonun kaldırılması kararından sonra Trump ciddi bir ambargo kararı koydu ve ilk ürünlerini almaya başladı. Fransız şirketi Total, İran’ı boykot etmeye başladı. Bizi ilgilendiren Trump’ın Türkiye’ye karşı demir – çelik ve alüminyuma getirdiği yeni vergiler oldu. ABD’nin Brunson nedeniyle Türkiye’ye getirdiği yaptırımlar sonucu euro 8 liraya, dolar 7 lira kadar yükseldi. ABD yavaş yavaş bizi engelleme politikası içine giriyor.
Trump bunları kendi milli ekonomi politikası için yaparken bütün dünyadaki dengeleri de değiştiriyor. Bu değişim de devam edecek. Bu gelişmelerden birçok halk büyük ölçüde zarar görecek. Avrupa Birliği buna karşı tedbirlerini alıyor Angela Merkel başkanlığında masaya vuruyor. İran kendinden beklenmeyecek bir şekilde direnç gösteriyor. Aynı şeyi Putin’de de görebiliyoruz. Trump beklenmedik bir şekilde iktidara geldi, büyük bir olasılıkla da beklenmedik bir şekilde gidecek. Fakat dünya ekonomisine vereceği zarar inanın 2. Dünya Savaşı’ndaki zararı fazla aratmayacak.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER