Pandemi sonrası büyük fırsatlar bizleri bekliyor

Yazar Ece Süeren Ok

Sevgili dostum Dr. Barbaros Kon, beni 2017 yılında Malta Cumhurbaşkanlığı desteği ile yapılan “HOT – Hospitality of Tomorrow” konferansının açılış konuşmasında,  Malta Cumhurbaşkanı’nın  sarf ettiği “Turizm” ve “Pozitif Barış” kelimelerini yan yana duyunca oldukça şaşırmıştım. Pozitif Barış da ne demekti? “Barış”ın negatifi mi olur? Ama anlamı düşününce sadece barışı barındırmayan bu sıfat tamlaması, aslında turizmin sadece gezmek, görmekten öte dünya üzerindeki farklılıklardan doğan yanlış anlaşılmaları nasıl engelleyebileceği, düşmanlıkların ya da ötekileştirmeden doğan savaşların nasıl ortadan kalacağını derinden düşündürmüştü. 

Ancak Covid-19 ile en çok darbe alan sektörlerden biri de Turizm oldu. Turizme sadece bir sektör olarak bakmak oldukça yanlış, tarlalarda ekin eken çiftçiden üretime, taşımacılıktan müzik sektörüne kadar altmışa yakın sektörle el ele işlediğini öğrendim. Dolayısıyla, turizm sektörüne inen bir darbe sadece otelleri ve taşımacılığı etkilemiyor. Ülkenin bütününe negatif etki ediyor… Pozitif barışı tehlikeye atması da çabası. 

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ FIRSATLARI DUYMAK MUTLULUK VERİCİ

İnsan Kaynakları profesyoneli olarak, her incelediğim konuda ilerleyen senelerde neler olacak diye araştırma yaparken, global kaynaklarda turizm sektöründe 2025 trendlerine denk geldim. 22, 23 ve 24 yok, sektörün toparlanmaya giden yolcuğu içerisinde yol haritası veren bir trend listesi.

Listede, Türkiye için de çok kıymetli fırsatlar mevcut. Ülkemin her zaman turizm açısından çok zengin olduğunu biliyorum. Ama bir o kadar da bu konudan hakettiği değeri göremediğini de. Araştırmadan sonra, sektör ile ilgili bir kaç üstadın görüşlerini ve yorumlarını da dinledim. Aslında Türkiye’nin önündeki fırsatları duymak beni mutlu etti. 

Bunlardan bir tanesi, bitmek tükenmek bilmeyen ve hala keşfedilmeye devam eden arkeolojik zenginliklerimiz. Sadece Göbeklitepe değil, var olan, kazıları devam eden bir çok  arkeolojik alan yerli ve yabancı turistin radarına girmiş durumda. Özellikle pandemi sonrasında, küçük grupların kültürel ziyaretlere yöneleceği öngörülmekte. Bu da bizim için büyük bir avantaj. Burada tabii ki, küçük işletmeler, ya da yörenin yerlilerinin işlettiği butik oteller, evler öne çıkacak ve hizmet anlayışı daha samimi bir şekle dönüşecek gibi görünüyor. Her şey dahil konseptlerden, küçük ev mutfaklarına bir geçiş olacak gibi. Yine Türkiye’nin özellikle misafirperverlik ve hizmet anlayışındaki samimi yaklaşımının bu konuda avantaj olabileceğini düşünüyorum. 

DENEYİMİ AKTARACAK ANLATICILARA SAHİP OLMAK ÖNEMLİ

Bir diğer trend ise gastronomi turizmi… Burada da yöresel mutfaklar konusunda ne kadar zengin olduğumuz düşünülürse şanslıyız diyebilirim. Ege mutfağı, Van kahvaltısı, Antep mutfağı, Karadeniz mutfağı, Konya… Liste saymakla bitmiyor. Önümüzde güzel bir yol haritası var gibi duruyor. Öyle ki, kültür gezilerine eklenen yöresel mutfaklarla, bir geziyi unutulmaz deneyime çevirebilirsiniz.

Bir turizmci değilim ama bütün bunları gerçekleştirecek en önemli kaynak insan. Ben gezginliğimin yani sıra bir “İK” profesyoneliyim; başarıya giden yolun, bakış açısını değiştirmek ve bildiklerimizin bazılarını unutup, yeni yetkinlikler kazanmaktan geçtiğine inanıyorum. İletişim, müşteri memnuniyeti gibi konularda “NPS” puanından öte deneyim yaratabilmek ve yaşattığınız o deneyimin aktarılmasını her mecrada sağlayacak hikaye anlatıcılarına sahip olmak önemli. 

YENİDEN YAPILANARAK DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ

Pandemi sonrasında tüm dünyadaki beklenti, 65 yaş üzeri bireylerin ve gençlerin en çok seyahat edenler olacağı yönünde. 65 yaş üzerindeki bireyler hayatın anlamını ve maalesef ki kısalığını farkettikleri için, gençler ise kanları deli gibi akarken maruz kaldıkları kısıtlamalar nedeniyle geride bıraktıkları bir yılın adeta acısını çıkartacaklar.  

Her iki grupta, deneyim yaşamak isteyecekler. O yüzden hedef kitlenin infografik yapısına göre aynı lokasyonda farklı deneyimler tasarlayıp sunmak sektörü besleyecektir. Bunun için şimdiden harekete geçildiğine eminim. Ancak sektörün yeniden işe alım yaparken dikkat etmesi gereken birkaç önemli nokta olduğunu düşünüyorum. Sadece lokasyon bilgisi, ulaşım vb. değil, çeviklik, esneklik, “yapabiliriz” yaklaşımı, tasarım düşüncesi, deneyim tasarımı, hikaye anlatıcılığı gibi yetkinliklerin yeni nesil sektör çalışanlarında gelişmesi gerektiği net. 

Turizm açısından potansiyeli çok yüksek ancak bu potansiyelini hak ettiği gibi kullanmayan , Türkiye’nin yaşadığı kriz sonrası, doğru alanda, doğru kaynak kullanımı ile yeniden yapılanarak daha güçlü olacağına inanıyorum. 

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER