ARTANKARA Çağdaş Sanat Fuarı 11-15 Mart’ta

Yazar Özlem Şahin

Art Ankara/Çağdaş Sanat Fuarı, 11-15 Mart 2015 tarihleri arasında ATO Congresium Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilecek.

Atis Fuarcılık tarafından , TÜSGAD ve BRHD’nin işbirliği ile gerçekleşecek olan ART ANKARA Çağdaş Sanat Fuarı, uluslar arası düzeyde bir araya getirdiği sanat galerileri, müzeler, sanatsal eğitim veren merkezler, sanatçılar ve sanata ilgi duyanlarla birlikte yeni paylaşımlar, başlangıçlar ve kazanımlar sağlamayı hedefliyor.

Fuarda, paneller, dinletiler, sanatsal performanslar, sinema gösterimleri, workshoplar, söyleşiler, imza günleri ve sergiler başta olmak üzere pek çok etkinlik yer alacak.

Neden Sanat Fuarı?

Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği Başkanı Mehmet Ali DOĞAN:

“Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği (BRHD) 1970 yılında Ankara’da kurulmuştur. Plastik Sanatlar alanında Türkiye’de kurulan ilk dernektir. Kurucularımızın ülkemizin önde gelen Sanatçılarından Hamiye ÇOLAKOĞLU, Nuri ABAÇ, Turan EROL, Lütfi GÜNAY, Fethi ARDA, Muammer BAKIR, Osman Zeki ORAL, Nevzat AKORAL, Adnan TURANİ ve Kayıhan KESKİNOK olması bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır.

Amacımız, Türk Sanatını tanıtmak, sanatçılarımıza katkı sağlamak, özellikle halkımızın sanatla iç içe yaşamalarını kolaylaştırmaktır. Türkiye’de birçok değerli ressam, heykeltıraş ve seramik sanatçısını bünyesinde toplayarak, bir yandan onların sanatsal verimini artırıcı, teşvik edici tedbirleri araştırırken, bir yandan da plastik sanatlar sevgisinin memleketimizde yayılmasına, Türk Sanatının yurt içinde ve yurt dışında tanıtılmasına çalışır. Bugüne kadar birçok yayın, sanatsal projeler, konferans, çalıştay ve her yıl açtığımız büyük sergimiz yanında üyelerimizin kişisel sergilerini de düşündüğümüzde BRHD’nin etkin ve bir o kadar da güçlü yapısını hissetmemek mümkün değildir.

Yaşadığımız son yıllar içerisinde sanat üretmek zorlaştığı gibi sunum mekanları ve olanaklarının yetersizliği ve ekonomik sıkıntılar tüm sanatçıların ümitsizliğine sebep olmuştur. Düşünsenize; Cumhuriyetimizin 91. Yılında Başkentimizde (Ankara Resim Heykel Müzesi hariç) bir modern sanatlar müzemiz maalesef yok ve yıllardır uluslararası bir sanat fuarı yapılmayan bir başkentte yaşıyoruz. Oysa müzeler bizlerin üretimlerini koruyan ve sunan birer bellektir. Böyle bir ortamda doğal olarak çocuklarımız kendi sanatçılarının eserlerini göremiyorlar. Bu durum çağımıza ve teknolojik imkanlara ve de her şeyden önce kent kültürünün bilincinde bir utanç halini almıştır. Yerel yönetimler ve ilgili kurumlar, kişiler yurt dışındaki müzeleri ve fuarları gezeceklerine bu isteğimize bir an önce çözüm üretmelidirler.

Halkımız ve sanatçılar, başkentimizde yıllardır Uluslararası bir sanat fuarından yoksun kaldılar. Rezidanslar, lüks tüketim alanları başkentimizin doğasını yok edip çoğalırken, bir yandan da zenginliğini hissettirdi. Tüm bunlar olurken olanaklara rağmen ekonominin gücü sanatla birlikte olamadı, olmadı. Sanatçısı olmayan zenginin kültürü bize göre rantlarla tüketilir hale geldi. Oysa bir toplumun sanatçısını ve sanatını sahiplenmesi geleceğin hafızasını oluşturmak demektir. İnsanlarımız artık başkentimizde ve tüm ülkede sanatla yaşasın istiyoruz.

Beşinci yılımıza girerken Sanatçısına ve Ülke kültürüne katkı vermeye devam eden BRHD; 11-15 Mart 2015 tarihlerinde TÜSGAD (Tüm Sanat Galerileri Derneği) ve ATİS Fuarcılık sahibi Sayın Bilgin AYGÜL ile birlikte nihayet yıllar sonra Başkentimizde birinci Uluslararası ART-ANKARA Fuarını halkımıza sunabilmenin heyecanını yaşamaktadır. Birlikteliğimizin gücüyle Başkent sanat ortamına ülkemize ve kültürümüze katkı sağlayacak nitelikli ve etkin bir fuar ortamını hep birlikte yaşayacağız. Tüm halkımız ve sanatseverler davetlidir.

Sanatçısı ve Galerisi bol, Modern Sanatlar Müzesi çok ve Sanat Fuarının bol olduğu bir Başkentte yaşamak dileklerimle, şimdiden fuar organizasyonunda emeği geçenlere ve tüm katılımcı sanatçı ve galerilere teşekkür ederim.

 Tüm Sanat Galerileri Başkanı Kürşad Yılmaz:

“ Türkiye’de, sanatı bilfiil üreten sanatçıların, karşılaşacağı olumsuz oluşumlar karşısında, sanatçı adına cevap üretecek profesyonel anlamda kapsamlı bir örgütlenmeye sahip olması ihtiyacı hâsıl olmuş ve aynı zamanda yurt içinde tam olarak kurumlaşamamış olan plastik sanatlar alanında örgütlenme kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu nedenle, hem ülkemizdeki oluşumlara katkıda bulunmak, hem de uluslararası alana açılmayı desteklemek amacı ile Tüm Sanat Galerileri Derneği 04.07.1995 yılında Ankara’da kurulmuştur.

Türkiye yıllardır dışa açılmayı temel politikalarından biri olarak belirlemiş ancak halen ekonomik alanda sürmekte olan bu dışa açılım, sanat ve kültürle desteklenmemiştir, bu nedenledir ki bu etkenlerin varlığı olmadığı takdirde başarıya ulaşması mümkün değildir.

Profesyonel galerilerin oluşturduğu TÜSGAD; estetik politik, kültürel veya herhangi başka bir türden önyargı ve tekelciliği barındırmayan ulusal ve uluslararası işbirliğini oluşturmak görüşündedir.

Tüm Sanat Galerileri Derneği Tüzüğünde;

“Plastik sanat ürünlerinin topluma sunulduğu ortamları yaratan sanat galerilerinin ve galericilerinin mesleki birliğini oluşturarak plastik sanatların tanıtılmasını, yaygınlaştırılmasını ve geliştirilmesini sağlamak; sanatçılar ve ürünleriyle, sanat alanında faaliyetleri bulunan resmi ve özel kurumlar arasındaki ilişkileri güçlendirerek ülkemizde koleksiyonculuğun, müzeciliğin ve sanat tarihi çalışmalarının gelişmesine katkıda bulunmak; meslek etiğinin tanımlanması için gerekli çalışmaları yürütmek; üyelerinin mesleki, ekonomik, yasal ve sosyal çıkarlarını eşit olarak temsil etmek, korumak ve ilerletmek; plastik sanatların tanıtım ve pazarlanmasında, ortamın sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasında etkin olmak; sanat galerileri arasında ilke birliği sağlamak, bunu yaparken sanatçıların ve galeri hizmetlerinden yararlananların çıkarlarını kollamak” ibaresi yer almaktadır. Derneğimiz bu amaca kesinlikle riayet etmektedir.

Plastik Sanatların tanıtılması, yaygınlaştırılması ve geliştirilmesini sağlayan unsurların en önemlilerinden biri Ulusal ve Uluslararası Fuarlara katılmaktır. Profesyonel anlayışla yapılan Fuar organizasyonları; plastik sanatların gelişimine katkı sağlamak, Plastik Sanatlar alanında genç sanatçıların gelişimine destek vermek, Fuarın yapıldığı yerin uluslararası standartlarda bir sanat etkinliğine kavuşmasını sağlamak, toplumda sanata olan duyarlılığı arttırmak, evrensel değerler ile tanışık, kültürel yönden daha zengin bir toplum yapısının geliştirilmesini desteklemek amacına hizmet ederler.

Bu nedenledir ki; Derneğimiz, Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltıraşlar Derneği ve Ulusal-Uluslararası Fuarcılık alanında deneyimli Atis Fuarcılık A.Ş ile “ART ANKARA” Çağdaş Sanatlar Fuarını Ankara’da gerçekleştirmek için birlikte yola çıkmıştır.”

Sanatçı A.CELAL BİNZET:

““Niçin ARTANKARA?”

Sanat fuarlarının önemli bir işlevi olduğu açık.

Öncelikli olarak sanatı, galerilerin dar kapsamlı konumundan çıkararak kitlelerle buluşturma görevini yerine getirmiş oluyor.

Günümüz çağdaş dünyasında konuya ilişkin gelişmelerin örnekleri oldukça çok sayıda. İletişim ağı tarafından hızla sarılan dünyamızın bugün geldiği durum daha küçülmüş, daha örgütlenmiş bir toplumsal yapı şeması gösterdiği yolunda. Bu bağlamda kültürel yapının olmazsa olmazı, sanatın da bu gelişmeden kendine düşecek payı almasıdır.

Hiç kuşkusuz fuarlara yalnızca sergileme görevinin verilmesi yanlış. Öyle olmakla birlikte farklı eğilimleri, farklı kültürel dokuları bir araya getirerek toplumun zenginleşmesine katkı sağlamasını göz önünde bulundurmalı.

Ankara, cumhuriyetimizin başkenti olarak aydınlanmayı, kültür ve sanata öncülük etmeyi geçmişinden gelen bir bilinçle yüklenmiştir. Söz konusu bu yüklenme görevi çoğunlukla öncü kişilerin özverili çabalarıyla yürür. Dün de böyleydi, bugün de böyle. Bu anlamda değişen bir şey yok. Toplumun yeniden ve çağdaş bir içerikte yapılandırılması ancak bu şekilde gerçekleşecektir.

“ARTANKARA” böylesi bir anlayışla yola çıkıyor. Amaç, başkenti eski günlerdeki gibi yeniden kültür ve sanatın odağına yerleştirmek. Çünkü cumhuriyetin kuruluş yıllarında Atatürk’ün önderliğinde başlatılan kültür ve sanat devrimi Ankara’ya odaklanmıştı. Daha sonra genişletilerek tüm yurda yaygınlaştırılan bu etkinliklerle toplumun kalkındırılması ve dönüştürülmesi hedefleniyordu. Açılan önemli sergilerle amaçlanan bir diğer yön de sanatçıya destek çıkmaktı. Ancak son yıllarda bu anlayışın oldukça uzağına düştüğümüz bir gerçek. Kültürel dokunun gevşetilmesiyle toplumda başka özelliklerin öne çıkarılmaya çalışıldığı izleniyor. Çağdaşlık kazanımlarının itelendiği gözleniyor.

Yakın geçmişle ilgili bu saptamaları yaparken, aynı dönemde benzer endişelerle ortaya çıkan kimi fuar hareketlerinin düzenli bir yapılanmadan uzak olduğu bilinen bir olgu. Nedenleri konusunda kimi varsayımlar öne sürülse de sonuç değişmiyor.

Tüm bu bilgilerin ışığı altında ve riskleri peşinen kabul edilmiş bir ön bilgi yoğunluğu içinde yeniden başlatılan söz konusu girişimin daha başlangıçta yapıcı ve kavrayıcı bir anlayışla donandığını söyleyebiliriz. Yaşadığımız kent Ankara dışında başka kentlerden, farklı ülkelerden katılımcılarla zenginleşme hedefleniyor bu arada. Sanatın yapısına uygun çok sesli, çok renkli bir dağılımla toplumu aydınlatma yolunda geleceğe yönelik iyimser bir planlamanın ilk yapıtaşları konuluyor ortaya.

Elbette sanatın kitlelerle buluşturulması yanında sanatçılar arası diyalogun geliştirilmesi, sanatın entelektüel boyutunu daha da zenginleştirme gibi bir yönünü de göz önünde bulundurmak gerekir. Çünkü bizim gibi çevreyle diyalogu zayıf toplumlarda kendi içine kapanarak dünyadaki gelişmelerden habersiz olmak gibi bir açmaz içinde olduğumuzu unutmayalım. Çağdaş dünyadaki gelişmelerin yönü ve içeriği hakkında bilgi sahibi olmanın sanatçıyı daha kuvvetli kılacağına inanmalıyız. Evrenselliğe gidecek yol bu tür iletişimlerle, bilgi ve deney aktarımlarıyla daha bir yoğunluk kazanacaktır. En azından yaptıklarımızla onlar arasında bir karşılaştırma ortamının doğması bile az kazanç değildir. Çünkü sanat, doğası gereği çok renkli, çok dilli bir ortamda gelişip serpilir. Kendi içine kıstırılmış bir yapı yerine daha kapsayıcı ve geniş ufuklu yapıya kavuşur.

Kısaca vurgulanmaya çalışılan tüm bu yönleriyle ele alındığında, Ankara’yı kültürel kuraklıktan kurtaracak böylesi bir etkinliğin nasıl gerekli olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Kısa süreliğine de olsa burada yaşayan sanatçılarla dışarıdan gelecek katılımcılar arasında kurulacak kültürel köprü aracılığıyla bireysel anlamda olduğu kadar sanat ortamı adına da verimli bir buluşma olacağına kesin gözüyle bakılabilir. Hiç kuşkusuz bunlardan söz ederken işin bir de ekonomik ayağının bulunduğu göz ardı edilmemeli. Onun getireceği hareketliliğin bir ölçüde de olsa daralan piyasaya olumlu katkılar sağlayacağını bir kenara not etmeliyiz.

Anlaşılacağı gibi, bu fuarın getirecekleri listesi oldukça kabarık görünüyor. Tam da bugünlerde böylesi bir etkinliğe ne denli gereksinimimiz olduğu açık bir gerçeklik. Dışarıdan dayatılmaya çalışılan tek yönlü dogmatik sistemlere karşı çok sesliliği, aydınlık düşünceyi öne çıkarmanın tam zamanı. Sanat ve sanatçı adına olduğu kadar toplum için de önemli bu etkinliğin yaşanan süreçte ne denli ayrıcalıklı bir yeri olduğu unutulmamalı.

Ele aldığımız bu yönlere bakarak “ARTANKARA”nın oldukça güç, sorunlu ve sorumlu bir yükün altına girdiğini vurgulamaya gerek yok. Ne yazık ki başarabilmek açısından bu yükleri yüklenmekten başka çözüm yolu görünmüyor gibi.

Zaten tarih boyunca hep böyle ola gelmemiş midir? Toplumlara ivme kazandıran hareketler birilerinin omuzlarında yükselmiştir hep. Önemli olan, bunların sonunda topluma kalacak kazanımlardan başkası değil.Dileğimiz herkesin elinden geldiği ölçüde katkısını sağlayarak imece anlayışı içinde başkent yaşamına zenginlik katmaktır.”

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER