1871’den beri ülkemizdeki lezzet yolculuğunun öncülerinden olan ve özellikle tatlı sektörünün lider ismi olarak dikkat çeken Faruk Güllüoğlu, 2015 yılıyla birlikte Antep Mutfağı’ndan esinlenen ve dünya mutfaklarının farklı lezzetlerini birleştiren yeni mönüsüyle atağa kalkıyor. Markanın Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü, değişen tüketici beklentilerini yakından izlediklerini ve tüm mağazalarında bu beklentilere yanıt verecek çalışmalara hız verdiklerini söyledi.
Geleneksel ve modern mutfak kültürünün lezzetlerini tatlı sektörüyle buluşturan, 1871’den bugüne babadan oğula aktarılan bilgi ve deneyimle yoluna devam eden Faruk Güllüoğlu, 2015 yılıyla birlikte cafe-restoran hizmetlerindeki yeni mönüleriyle daha fazla müşteriye hitap etmeyi hedeflediklerini açıkladı. Faruk Güllüoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü, aslen “öze dönüş” niteliği taşıyan cafe-restoran hizmetini yaygınlaştırarak geliştireceklerini söyledi. Faruk Güllü, “Sektöre baktığımızda iki ana faaliyet alanımız olan tatlı ve restoran hizmetlerinde beklentilerimize uygun olarak geçtiğimiz yıl yüzde 10-15 arasında bir büyüme gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yılın başında sektörden çok ciro açısından daha fazla büyümeyi hedeflemiştik ve yaklaşık yüzde 30’luk mağaza büyümesiyle de bu hedefimizi büyük oranda tutturduk. Bu noktada 2014 bizim için aynı zamanda kontrollü büyüme yılı oldu. Mağaza sayısındaki artışın yanında devam eden operasyonlarımızı da genişlettik. Diğer sektörlere göre daha hızlı büyüyen perakende ve hızlı tüketimdeki hareketlilik doğal olarak bize de yansıdı ve doğru stratejiyle bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 40 oranında ciro artışı gerçekleştirdik” dedi.
2014 yılında 100 milyon TL’lik ciroya ulaştıklarını belirten Faruk Güllü, Türkiye çapındaki 54 mağazada geçen yıl 4,5 milyon müşteriyi ağırladıklarını vurguladı. Geçen yıl 1,5 milyon kg’nin üzerinde toplam tatlı satışı gerçekleştirdiklerinin altını çizen Faruk Güllü, adisyon başına ise ortalama 44 TL’lik bir satış gerçekleştirdiklerini vurguladı. Faruk Güllü, 2015 yılı sonunda 80 mağazalık büyüklüğe erişmeyi hedeflediklerini ve yüzde 30 ciro artışı hedeflediklerini de açıkladı.
“Değişen alışkanlıklar ve beklentiler köklü markalara daha fazla yansıyor”
Faruk Güllü, değişen dünyada tüketim alışkanlıkları ve müşteri beklentilerinin de sürekli değiştiğini vurgulayarak; “Ne kadar köklü ve güvenilir marka iseniz sizden beklenti de o kadar büyüyor. Çünkü insanlar sizin kalitenizi bildiği ve sizlere güvendiği için daha farklı ürünleri de sizden almak istiyor, hatta bulamayınca kızabiliyor. Bu değişime yanıt verecek yeni konseptimizle hizmet alanımızı genişlettik, hatta bu konseptin gerçekleşmesi tamamen müşteri ihtiyaç ve beklentilerinden doğdu diyebiliriz. Mağazalarımıza gelen misafirlerimizin doldurduğu anket formlarından sürekli yemek servisi olması yönünde talepler alıyorduk. Bizden tatlı dışında yemek de isteyen müşterilerimizin samimi istekleri bizi uzun bir düşünme ve araştırma sürecine yönlendirdi. İşin uzmanlarına danıştık, kendi içimizde tartıştık ve sonrasında bu yola çıkmaya ve bizden beklenen kaliteyi tüm diğer ürünlerde de göstermeye çabaladık. Bu biraz da öze dönüşümüz diyebiliriz. İlk Güllüoğlu dükkânında sabah baklava tezgahı kalktıktan sonra yerin kebap alırmış. Baklavalar da ekmek fırınında pişirilip yemek sonrası ikram edilirmiş. Sözün özü, bugün çatımız altında yeni mönümüzle uygulamaya başladığımız yemek ve baklava birlikteliği bize dedelerimizden miras kalan bir uygulamadır.”
Yeni mönünün kısa sürede müşteriler tarafından hızla algılandığını ve beğenildiğine dikkat çeken Faruk Güllü, “En çok ev mantısı satıyoruz. Ve çorba olarak ise yeni çıkardığımız etli keşkek çorbasına muazzam bir talep oldu. Antep közlemesi, dana kürek, baklava hamurunda levrek en sevilen yeni lezzetlerimizin arasında yer alıyor. Ancak dünya mutfağı klasikleri olan et fajita, hamburger ve pizza çeşitlerimizde satışlarda hep üst sıralarda olan ürünlerimiz arasında yer alıyor” dedi.
“Tüketim alışkanlıklarındaki değişim ve ekonomik istikrar en önemli parametreler”
Faruk Güllü sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüketim alışkanlıklarının değişimi ve refah bir toplumuna dönüşüm bizim için her zaman avantaj. Çekirdek aileler artık daha fazla dışarıda birlikte zaman geçirmeyi tercih ediyor ve bu tercihlerinde de bazı beklentileri oluyor. Rahat bir ortamda, diledikleri farklı lezzetleri deneyimleyebilecekleri, yeri geldiğinde bilgisayarlarını açıp çalışabilecekleri mekanlar istiyorlar. Biz de Faruk Güllüoğlu markasıyla verdiğimiz cafe-restoran hizmetinde bu rahatlığı ön plana çıkardık ve iş hacmimizde önemli bir noktaya ulaştık. Bunun dışında bir önemli konu da ekonomik istikrar. Ekonomik istikrar her sektörü etkilediği gibi bizleri de doğrudan etkiliyor. Bizim ve franchise mağazalarımızın işletmeci ya da adayları için yatırım kararlarında en önemli etken bu oluyor. Önümüzdeki yıl yapılacak olan genel seçimler biraz durağanlığa neden olabilir ama genel olarak olumsuz bir gidişat beklemiyoruz. 2015 yılı piyasalarda daha önceki yıllara göre biraz daha büyüme hızının yavaş geçeceği bir yıl olarak görünse de, biz bu durağanlığı fırsata çevirip daha fazla büyüme sağlamayı amaçlamaktayız.”
Faruk Güllü, büyüme hedeflerini ise şöyle özetledi: “2015 yılında aslında baklavamıza olan ilgi kadar yeni mönümüzün kendinden söz ettirmeyi başarmasını amaçlıyoruz. Hali hazırda yemek hizmeti veren şuan 24 mağazamız var. (Altınova, Altunizade, Avcılar, Başakşehir, Beykent, Dolapdere, Florya, Gebze, Ispartakule, İkitelli, Kartal, Konyaaltı, Kozyatağı, Libadiye, Silivri, Şirinevler, Şişli, Ümraniye, Viaport, Hadımköy, Yayla, Yakuplu, Başakşehir 1. Etap, Rings AVM) Bu mağazaların sayısını arttırarak daha çok misafirimize yemeklerimizi tattırmayı hedefliyoruz ve şu an tüm satışlarımız içinde yüzde 15-20 payı olan olan yemek satışlarımızın oranını öncelikle yüzde 30 seviyelerine çıkarmayı hedefliyoruz.”
“Yeni yılda Kıbrıs ve Ankara’dayız”
Faruk Güllü, yeni yılda öncelikli bölgelerinin Akdeniz ve İç Anadolu bölgesi olduğunu ifade ederken, Ankara’da kurulacak üretim tesisiyle Anadolu’nun kalbinde yer alacaklarını da müjdeledi: “2015 yılının üçüncü çeyreği sonunda hedef bölgemiz Ankara ve çevre illeri olacak. Gün geçtikçe büyüyen markamızın başkentte yapılacak olan imalathanesi yaklaşık 5 bin metrekare olacak ve birçok Anadolu kentine ulaşmamızı sağlayacak. Bir diğer önemli yatırımımız da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olacak. Yavru Vatan’da damak tadı, yaşantı ve müşteri beklentileri ülkemizle oldukça benzer. Bu yüzden buradaki ihtiyacı belirledik ve yerel bir iş ortağı ile anlaşma imzaladık, ilk mağazamız ile Şubat ayında Lefkoşa’da faaliyette olacağız. Ufak bir üretim tesisi kurduk, mağaza sayımız çoğaldıkça oraya da büyük bir üretim tesisi kurmayı planlıyoruz. Buradan ustalar ve yardımcı ekip gönderiyoruz, şimdiden işletmecilerimizi eğitiyoruz. Kıbrıs pazarına baktığımızda baklava satılan birkaç yer olmakla birlikte pazarda bizim kalitemizde yapan ve satan yer olmadığını gördük, bu yüzden öncelikle baklavada pazar payımızın çok yüksek olmasını bekliyoruz. Ayrıca orada cafe-restoran hizmetini de başlatacağız. Kıbrıslı gençlerin bizi tercih edeceklerine inanıyor ve ülkeye bu konseptle girerek hafızalarda bütün olarak cafe-restoran-baklava imajını birlikte oluşturmayı amaçlıyoruz.”
“İstanbul kültürün olduğu kadar lezzetin de başkenti, yurtdışında Türk lezzetlerini tanıtmak görevimiz”
Faruk Güllü, kökeni Orta Asya’ya kadar uzanan çok değerli bir ürünü tanıtmakta biraz geç kalındığını vurgulayarak 140 yılı aşkın süredir bu işi ailece sahiplenen bir markanın beşinci kuşak temsilcisi olarak bu görevi yerine getirmeyi amaçladıklarını söyledi: “Şu an Azerbaycan’da iki, Estonya’da bir olmak üzere üç yurtdışı şubemiz var. Yurtdışından bize talepler de geliyor. Ürünümüz özellikle Ortadoğu’da bilinen ve sevilen bir tat, ancak biz doğru master franchise ile ilerleyerek, yerinde üretim yaparak kalitemizi birebir o bölgelere taşımak arzusunda olduğumuzdan dolayı yavaş ilerliyoruz. Amacımız o bölgede olmuş olmak için değil tam anlamıyla layıkıyla ve tüm ürünlerimizi aynı kalitede koruyarak bir ülkede yer almak. Bu konuda da doğru ülke, doğru iş ortağı çok önemli bir faktördür.”
Baklavada yakaladıkları kaliteli ürün ve hizmet anlayışını daha geniş yelpazede sunmak, müşteri ve pazar beklentilerine cevap verebilmek düşüncesiyle yeni mönüyü oluşturduklarını ifade eden Faruk Güllü şunları söyledi: “Mönüleri oluştururken ismini de yansıttığımız İstanbul’dan yola çıktık. Bazıları neden Gaziantep değil diyebilir ancak biz İstanbul gibi birçok medeniyete başkentlik yapmış, Türk kültürünün birçok izini taşıyan ve kendinde barındıran İstanbul’un yaşamından ve tadından ilham alarak bunu götürmeyi, Türk ve dünya mutfağından seçme lezzetlerle kültürümüzü devam ettirmeyi amaçlıyoruz. Yeni mönümüzü de köklerimizi aldığımız Antep yemeklerinden ve Osmanlı mutfağından esinlenerek dünya mutfaklarından gelip damak tatlarımıza yerleşmiş yemeklere yeni yorumlar katarak oluşturmaya çalıştık.”
“Baklava bir kültür, bu tatlı ilgi her zaman canlı kalacak”
Faruk Güllü, bazısı yurtdışından olmak üzere pazara farklı tatların sürekli girdiğini, ancak buna rağmen baklavaya olan ilginin hiçbir zaman azalmadığını ifade etti: “Geleneklerimiz, damak tadımız hiçbir zaman bizi yanıltmayarak geleneksel tatlımız baklavaya olan ilgiyi canlı tutuyor. Baklavacılığı baki tutarak farklı konseptte ürün ve hizmet sunmaya başlamamız ve müşterilerimizin buna alışmaya başlaması ve giderek bu konseptlerimizin varlığının artması da bizi tekil üretimden çoğul ürün ve hizmete döndürdüğü için birçok markaya göre avantajlı haldeyiz. Bizim için en önemlisi cafe-restoranlarımıza gelen her bir misafirimize farklı bir lezzet deneyimi yaşatmak.”
