Dublin’de gezilecek en iyi 12 pub

Yazar Haber Merkezi

İrlanda’daki 10 bini aşkın pubın büyük bir çoğunluğu haliyle ülkenin en kalabalık kenti, başkent Dublin’de. Dublin, her biri kendi kişiliğine ve tarihine sahip o pubları için bile görülmeye değer. Her sokakta karşınıza çıkacak, müdavimlerine ve ziyaretçilerine sıcak ve samimi bir ortamın yanı sıra birçok hikaye de vadeden en iyi Dublin publarını gelin birlikte keşfedelim.

İlk olarak, Dublin’in başka bir parti şehri olmadığını kabul etmek önemlidir. Dublin tarihte, kültürde, edebiyatta ve sanatta doludur ve kentin ikonik sulama deliklerinde temsil edilmektedir. Dublin bölgesinde geleneksel bir dekora, canlı İrlanda müziğine, son moda kokteyllere ve elbette birçok Jameson ve Guinness’e sahip 1000’in üzerinde pub var.

Yağmurlu günlerde sıkıntı yaşanmaz Dublin’de her sağ köşesinde bir sağanakta dolaşmak ve dost canlısı yerlilerle tanışmak için her sokak köşesinde bir pub var. Turistik Temple Bar bölgesinde pek çok seçenek var, ancak bunlar genellikle daha yüksek fiyatlar ve daha az otantik bir İrlanda deneyimi ile geliyor.

İşte Dublin’deki en iyi publar hakkında bilinmesi gereken bazı şeyler: İçki sahnesinde dolaşmanıza ve şehri ziyaret etmede unutulmaz bir zaman geçirmenize yardımcı olacak.

1) JOHN MULLIGAN

The Mulligan, 1782’den beri faaliyette olan Dublin’deki en eski barlardan biri. Bu tarihi pub’a girdiğinizde etrafın temiz olmasını ya da oturma yerlerinin konforlu olmasını beklemeyin. Ama salaşlığın mekana eşsiz bir ambiyansa kattığını göreceksiniz. Burası yerli halkın akın ettiği samimi bir bar. Ayrıca Judy Garland, Seamus Heaney, James Joyce ve John F. Kennedy gibi ünlü insanlar Mulligan’ı ziyaret edenler arasında.

2) THE STAG’S HEAD

Tarihi 1770’lere uzanan The Stag’s Head, adını pub duvarlarına asılmış bir erkek geyik başından alıyor. Yıllarca Trinity College öğrencilerinin, yazarlar ve oyuncular başta olmak üzere sanatçıların uğrak yeri olan mekanın içi  tamamen Viktoryen tarzda döşenmiş ve yüzyıllardır aynı kalmış hissiyatı yaratıyor (Öyle ki, açıldığından bu yana içeriye eklenen tek şeyin, mekan 2005’te uluslararası bir şirket tarafından satın alındığında eklenen televizyon olduğu söyleniyor.). Eski saatler, doldurulmuş hayvanlar, mozaikler ve daha fazlası içeride görüp saatlerce incelemek isteyeceğiniz detaylardan yalnızca birkaçı. The Stag’s Head, Educating Rita ve A Man of No Importance gibi filmlerde ve en güncel olarak Penny Dreadful dizisinde geniş yer buluyor. 

3) THE DAME TAVERN

Yakınındaki görülmeye değer yerlerden biri de Stag’s Head. Her daim canlı müziğin olduğu yaşayan bir pub burası. Gösteriler sırasında rahat koltuklar bulmayı beklemeyin. Geceye doğru barın içi kalabalıklaştığında, pub’ın müdavimleri belli bir mesafeden dinlemek veya sokağa karışmaya meyillidir. Bir pazar günü, bu eşsiz müzik oturumunda harika zaman geçirin!

4) DAVY BYRNE’S

James Joyce’un Ulysses kitabında geçen Bloomsday kutlamalarına ev sahipliği yapan bir mekana gitmek ister misiniz? Joyce hayranları Davy Byrne’s’ı mutlaka görülmeli. Joyce, Ulysess‘te sıklıkla bu mekana yer vermiş. Öyle ki, kitabın sayfaları arasında dolaştığınızda roman karakteri Leopold Bloom’un bu pub’ın bir köşesine oturup bir bardak Burgundy yudumlarken ve Gorgonzola sandviçi yerken görebilirsiniz. Pub’ı ziyaret ederken tarihin içine girebilir, Ulysess‘in en sevdiğiniz kısımlarını hatırlatabilirsiniz.

5) PLACE BAR

Dublin’in en önemli özelliği, pub kültürü kadar publarının da köklü bir tarihi olması. Şehirdeki birçok pub, Kraliçe Viktorya döneminden kalma ve bulundukları binaların mimarileri ve dekorasyonları da bu özelliklerini yansıtıyor. The Palace Bar, şehirdeki en önemli Viktorya dönemi publarından biri, 1832’de kurulmuş. Pub’ın menüsünde çok özel ve değerli viskiler bulunuyor. The Irish Times gazetesinin ofisinin birkaç dakika uzaklıkta olması, The Palace’ın 1940’lardan beri en çok gazeteciler tarafından tercih edilmesinin başlıca nedeni. Vitraylı camları, pirinç, ahşap ve seramik ağırlıklı dekorasyonuyla sohbeti ve lezzetiyle sizi mutlu edeceği kadar gözünüze de hitap eden bu pub eğer ki çok kalabalıksa, üst katında gizli bir bar alanı daha bulunduğunu da ekleyelim. 

6) THE LONG HALL

Mükemmel Guinness birasının haricinde farklı alternatifler arıyorsanız, yerel birinci sınıf cin ve toniklerle bilinen The Long Hall’a gitmelisiniz. Bu tarihi barın Viktorya tarzı bir dekor ve avizeler ve detaylı ahşap işçiliği ile şık bir havası vardır.

7) TEMPLE BAR

Bir pub düşünün ki, sadece bulunduğu sokağın değil, gece hayatının merkezlerinden biri haline gelmiş koca bir bölgenin adını taşısın. Temple Bar bölgesinin gözbebeği Temple Bar’dan bahsediyoruz. İrlanda’daki en geniş viski koleksiyonlarından ve menülerinden birine sahip olan Temple Bar, özellikle bu konudaki uzmanlığıyla dikkat çekiyor. Pub’ın tarihi 17. yüzyıla, Sir William Temple’ın Trinity College dekanı olarak atanmasına, sonrasında oğullarının geliştireceği bu bölgeye yerleşmesine kadar uzanıyor. Temple Bar, ikonik kırmızı cephesiyle hemen tanınabiliyor.

Temple Bar bölgesinde ziyaret edebileceğiniz diğer publara gelince; adını trajik bir yangından sonra bedeninin parçaları halk tarafından kapışılan bir gösteri hayvanından alan The Elephant, logosundaki Türk kellesiyle dikkat çeken The Turks Head, büyüleyici atmosferiyle Bernard Show, biranın ön planda olduğu Porterhouse ve pub atmosferini yazları terasa da taşıyan çok katlı Fitzsimons.  

8) THE COBBLESTONE PUB

Canlı İrlanda müziği dinlerken bir bardak yudumlamak istersiniz burası tam size göre bir yer. Dublin’i ziyaret eden turistlerin çok büyük bir kısmı bu pub’a akın ediyor. Yazar ve aynı zamanda eski bir şef olan Anthony Bourdain seyahat önerilerinde King Street’teki bu pub’ı gösterdikten sonra mekan uluslararası bir ün kazandı. Haftanın yedi gecesi canlı müzik olan bir mekan için Bourdain, Cobblestone Pub’ı Dublin’in rahat ve cana yakın pub’ı olarak seçmişti.

9) O’DONOGHUE’S PUB

Geleneksel İrlanda müziği için mükemmel bir diğer pub. 1960’lı yılların başlarında büyük ses getiren ünlü İrlandalı müzik grubu Dubliners’i onurlandıran O’Donogh’s Pub, Dublin’in tam kalbinde bulunuyor. O’Donoghue’un tarihi, 1789’a dayanıyor ve ünlü St. Stephen Green’in simgesi. Otelinize güvenli bir şekilde geri dönmek için birkaç ipucu arıyorsanız, düşük sezonda 60 euro gibi bir ücret karşılığında otel misafir odalarında kalmayı düşünün. İkiz, çift ve tek kişilik odalar rezervasyon için kullanılabilir.

10) JAMES TONER

Baggot Caddesi’nde bulunan James Toner Pub, 1812’den beri hizmetini sürdürüyor. Bu pub yerel halk tarafından “müze pub” olarak da biliniyor. Bunun da nedeni, ilk kez pub ve bakkal dükkanı olarak hizmete girdiği günkü pek çok antikanın hâlâ mekanda sergilenmesi. Pub’a girdiğiniz ilk anda zamanda geriye gittiğinizi hissedeceksiniz. Zarif aynalar, pirinç bira muslukları, antika dolaplar mekana farklı bir hava katıyor. James Toner’a perşembe, cuma veya cumartesi gecesi giderseniz, pub’ın tıklım tıklım olduğunu göreceksiniz.

11) BOWE’S

Bowe’s, birçok turist tarafından gözardı edilen veya bilinmeyen bir mekan. Onlardan biri olmayın! Fleet Caddesi üzerindeki ana uzakta olan pub, Trinity College ve O’Connell Köprüsü yakınında yer alıyor. Yerel halk ve özellikle öğrenciler bu tarihi ahşap ve vitraylarla dolu bu küçük mekanın müdavimleri. Turist kalabalığından kurtulmak ve iyi bir kitap okuyup dinlenmek için harika bir yer.

12) JOHNNY FOX PUB

Şehir merkezine yaklaşık 25 dakika uzaklıktaki Johnny Fox Pub’ı mutlaka uğramalısınız. Bir taksi veya toplu taşımayla gidebileceğiniz bu pub enfes bir manzaranın içinde bulunuyor. Glencullen dağlarının eteklerinde bulunan mekan, İrlanda’nın en yüksek pub’ı! Ayrıca şehir merkezinden, pub’a giden yol tarih ve efsanelerle dolu. Böylesi yolculukları seviyorsanız Johnny Fox Pub tam size göre. Pub her gece ve hafta sonları öğleden sonraları geleneksel İrlanda müziğine ev sahipliği yapıyor. Deniz ürünleri mutfağı ile göz dolduran mutfağı ayrıca her gün yerel lezzetleri ziyaretçilerine sunuyor.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER