Yüksek maliyet ve düşük döviz kuru, otellerin karlılığını azaltacak

Yazar Kemal Sinmez

Turizm sektöründe başarılarla dolu bir yıl olan 2022’yi geride bıraktık. Yıllar sonra yeniden turizmcinin yüzü güldü, hedefler aşıldı. 2019’dan beri ilk defa rekorlar yenilendi. Turizm sektöründe hem yatırımcılar hem çalışanlar heyecanlı. Dış piyasada hayallerimizin ötesinde bir 2023 yılı bizleri bekliyor. Yurt dışı fuarlarından gelen güzel haberler, özellikle Avrupa ülkelerinden bir talep patlaması olacağını gösteriyor. Yani yurt dışı pazarında otellerimizin Euro veya USD döviz cinsi üzerinden belirlenen ortalama fiyatları üzerinden kolay satış gerçekleştirecekler ve hedefledikleri gelirlere ulaşmakta zorlanmayacaklardır. Bu durum, sektörde pembe hayallerin görülebileceği bir algı yaratabilir. Bu ortamda otelcilerin gelir gider dengelerini çok iyi planlamaları, yani 2023 bütçelerini çok iyi yapmaları, özellikle görünmez giderleri dikkate almaları gerekmektedir.

Ülkemizde 2022 sonu ve 2023 başı itibariyle üretim maliyetlerine etki eden gerek hammadde ve işgücü, gerekse enerji ve vergi maliyetlerinde çok ciddi oranda artışlar yaşanmıştır. Üretimde kullanılan ürün maliyetlerinde yıllık artış oranı yüzde 80’ler, işgücü maliyetlerinde yüzde 100 civarında iken, enerji maliyetlerinde yüzde 200’leri aşan artışlar görülmektedir. Bu oranlara ek olarak 2023 yılının bir seçim yılı ve seçime kadar frenlenmiş enflasyon ile karşılaşacağımızı ve seçimden sonra olabilecek fiyat artışlarını da planlarsak, üretim maliyetlerinin gelir gider dengemizdeki önemini daha kolay anlayabiliriz.

Üretim giderlerimizin bu kadar çok arttığı bir ortamda karlılığın sabit kalabilmesi veya verimli bir dengede olabilmesi için satış fiyatlarımızın da artıyor olması gerekmektedir. TL bazındaki giderlerinize karşılık hesaplanan maliyetleriniz oranında TL fiyat artışı yapılması, yerli turistler için kabul edilebilir. Ancak maliyet artışına karşılık fiyat artışınızı USD veya Euro döviz cinsine çevirdiğinizde, döviz bazındaki yüzde 50’lere varan bir artış söz konusu olacaktır. Döviz bazındaki bu artış, yurt içi üretici fiyat artışı ile döviz kuru artışının aynı olmamasından kaynaklanmakta ve görünmez maliyet olarak işletmenin bütçesine yansımaktadır. 2022 yılı döviz kuru artışının ortalama yüzde 30 civarında, minimum üretim maliyetinin yüzde 80 civarında olduğunu düşünürsek, aradaki yüzde 50 fark, döviz bazındaki fiyatlara yansıması gereken ek maliyet olarak karşımıza çıkacaktır.

Turizm sektörü her ne kadar hizmet sektörü olarak değerlendirilse bile özellikle her şey dahil otellerde üretim ve hizmet sektörünün bütünleştiğini görmekteyiz. Yani üretim sektöründeki maliyet artışı, doğrudan otellerin maliyetlerine yansımaktadır. Otellerin kar-zarar oranı dengesinin korunması için döviz bazında fiyatlara ortalama yüzde 50 artış yapılması gerekliliği görülmektedir. Bu durum, otelcilerin keskin bıçak sırtında hareket edercesine hassasiyetli bir hesap yapmalarını gerektirmektedir. 

DÖVİZ BAZINDA FİYAT ARTIŞI, DIŞ PİYASADA REKABET ŞANSINI AZALTIR

Türkiye’nin yüksek turizm potansiyeli olan bölgelerden Avrupa, Amerika, Uzak Doğu ve Rusya’da yıllık ortalama enflasyon oranı yüzde 3-10 arasında değişmektedir. Bu ülkelerde yıllardan beri alışılmış olan Türkiye otel fiyat skalası mevcut olup, yabancı tur operatörleri uygun satılabilecek tatil paketi fiyatlarıyla yıllardır satış yapmaktadır. Şimdi ülkemizdeki sadece bu yıla özgü maliyet artışları olan özel durumdan dolayı paketlerde yapılacak yüksek oranlı fiyat artışı, satışların azalmasına sebep olacaktır. Tatillerinde Türkiye’yi tercih edecek turistlerin yüzde 50’li oranlara varan fiyat artışlarını kabul etme oranı azalacaktır. Bütçe planlaması yapan turistlerin tercihlerinde özellikle Akdeniz’e kıyısı olan ucuz alternatifler ön plana çıkacaktır. Bu durum, ülkemizin 2023 turizm hedeflerinde sapmaya yol açabilir.  Söz konusu durumda otellerinin boş kalmasını göze alamayan otelciler, büyük bir risk alarak artan maliyetlere rağmen alışılmış olan fiyat politikasına devam etmek zorunda kalabilirler. Bu davranış, karlılıklarından feragat etmesi anlamına gelmektedir.

PATRONLAR DİKKAT! 2023’TE YIELD MANAGEMENT ÇOK ÖNEMLİ OLACAK

Kemal Sinmez
Kemal SİNMEZ

Bugüne kadar tur operatörleri ile uygun fiyatlı büyük blok anlaşmalar yapan ve yüksek oranda ön ödeme alan oteller en avantajlı konumda olup, ortamdaki son dakika değişimlerinden etkilenmeden başarılı bir yıl geçirirlerdi. Alışkanlık gereği satış müdürleri, aynı sistemleri devam ettirmek gibi kolay bir tercihi seçebilirler. Yaz dönemi için geçmiş yıllardaki alışılmış fiyattan yapılan peşin satışlar, sezon geldiğinde oluşacak maliyet artışlarına istinaden kabusumuz olabilir. İşletmelerde geri dönülmez finansal kayıplara yol açabilir. Böylesi dönemlerde uzun vadeli satışların kademeli oranlarda yapılması ve bir miktar odanın da son dakika satışlarına bırakılması en karlı sonuçları getirecektir. Bu süreçte her şey dahil sistemlerde olsa bile otellerin satış müdürlerinden daha çok gelirler müdürlerine iş düşmektedir. Ayrıca ülkemizde bankalarda uygulanan dövize endeksli faiz politikasının 2023 sonuna kadar uzatılmış olduğunu göz önüne alarak, bütçelerdeki kur tahminlerinin çok dikkatli yapılması gerekmektedir. Otellerde 2023 bütçe öngörülerinin tamamlandığı bu süreçte, kar maksimizasyonu için her ay bütçe revizyonları yapmak gerekliliği ortaya çıkabilir.         

Tüm bu veriler dahilinde, ülkedeki üretici maliyet artışları ve döviz kuru dengelerine göre kısım kısım satışları yapmak, en avantajlı durumu getirecektir. Bu yıl belki de ilk defa düşük fiyatlı erken rezervasyonlar kar değil, zarar getirebilir. Turizmde 2023 yılı; erken satıp üretim zararının, son dakika satıp kur zararının riskine maruz kalma yılı olacak. Bu durumda her daim yield management yaparak paniğe kapılmadan, karlı ve doğru fiyat planlamasını yapanlar kazanacak.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER