Ülkelerin aşı tercihleri, 2021 turizmini yönlendirecek

Yazar Kemal Sinmez

Tam bir yıl önce hayatımıza giren Corona virüs insanlığın kabusu oldu. Geçen yaz aylarında azaldığını düşündüğümüz hastalık virüsün mutasyonu ile daha güçlü geri döndü. Yeniden insanlığı evine hapis etti ve Dünya yeniden kapanadı. Neyse ki, Çin ikinci dalga olarak nitelendirdiğimiz bu dönemde bilim insanlarının ve hekimlerin tecrübeleri sayesinde ölüm oranlarını kontrol edebilir duruma geldi. Özellikle alınan önlemler, toplumsal bilinçlendirmeler, ‘’maske, mesafe, hijyen’’ kuralı ve toplumsal yasaklar insanlığın virüse karşı galip gelmesini sağladı. Bununla birlikte virüsün etkisine karşı uzun süreli korunmak için tek çare aşının bulunmasıydı. 

Uzun araştırmalar önce hayvanlar sonra gönüllü insanlar üzerindeki deneylerden sonra Dünya Sağlık örgütünün onayı sonrasında aşı üretimi başladı.  Dünyanın beklediği aşının en etkili olanı yıllar önce ülkemizden göçen Türk bir ailenin bilim insanı olmuş ikinci nesil üyelerinden geldi. Dünyanın en etkili aşısını Türk Prof. Dr. Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci ailesi geliştirdi. Her ne kadar Almanya da yaşasalar da baş tacımız olan bu iki isim ülkemizin adını dünya gündemine taşımayı başardı.   

Dünya’ya karşı güvenilir sağlıklı ülke imajını yaratmak

Aşı çalışmalarında özellikle beş üretici ve marka ön plana çıktı. Bunlar Amerika ve Almanya ortak üretimi olan Pfizer-Biontech, Amerika üretimi olan Moderna, İsveç ve İngiltere ortak üretimi olan Oxford-Astra Zeneca ve Rusya üretimi olan The Gamaleya-Sputnik V ve Çin üretimi olan Sinovac-Coronavac aşılarıdır. Bu aşıların test süreçleri esnasında her ülke tercihlerini belirlerdi öncelikli siparişlerini verdiler. Dünyanın aşı tercihi söyle oldu. 

Avrupa Birliği Ülkeleri, Amerika, İngiltere, Japonya, Kanada gibi ülkeler Pfizer-Biontech, Oxford Astra Zeneca ve Moderna markalarını tercih etti. Dünyanın 2.büyük nüfusuna sahip olan Hindistan tercihini sadece Oxford-Astra Zeneca aşısı üzerine kullandı. Endenozya Atra-Zeneca ve Sinovac-Coronavac aşısını tercih ederken Türkiye tercihini Çin üretimi olan Sinovac-Coronavac aşısı üzerine kullandı.  Bununla birlikte Rusya The Gamaleya-Sputnik V aşısını özellikle kendi ülkesi için üretti.  Virüsün etkisinin bir an önce sonlandırılması için Ocak ayı itibarı ile her ülke hızla aşılama çalışmalarına başladı. Halklarının sağlığını koruma amaçlı yapılan bu çalışmalar raporlanmak üzere günlük olarak Dünya Sağlık Örgütü ile paylaşıyor. Ülkeler tarafından yapılan bu raporlamanın halkların sağlığını korumak etkisinden başka iki önemli nedeni de Dünya’ya karşı güvenilir sağlıklı ülke imajını yaratmak ve Dünya ile olan ticaret ve turizm faaliyetlerinin devamlılığını sağlamaktır.       

Çin aşısı Türkiye turizmine çare olacak mı?

Henüz 6 ay önce, yani 2020 yılının ortalarında özellikle Avrupa Birliği turizm ve seyahat izinleri konusunda belirli kısıtlamalar getirmişti. Konuyu nisan ayında Tour Mag Dergisinde yayınlanan bir yazıda gündeme getirmiştim. O dönemdeki endişelerimiz gerçekleşmiş ve birlik üyeleri sadece kendi içinde seyahat izinlerini onaylamışlardı. 40 milyar doların üzerinde turizm geliri olan bir ülke olarak Bakanlıklar düzeyindeki girişimler ile konu çözümlenmeye çalışılmış ve birçok girişimlerde bulunulmuştu. Sonuçta yüksek maliyetler ve büyük özveriler ile denetlemeler sonrası alınan Güvenli Turizm Sertifikaları ile kısmi çözümlere ulaşılmıştı.  Buna rağmen sadece Rusya ve Ukrayna ile etkin bir turizm çalışması yapabilmiştik.

Şimdi benzer sorun bir kez daha karşımıza çıkacak gibi görünüyor. Avrupa birliği üye ülkeleri, Amerika, Kanada, İngiltere gibi ülkeler aşı kriterlerini gündeme getirerek bir turizm planlama haritası çıkarabilir ve benzer kısıtlamaları uygulayabilirler.  Yani kendileri ile aynı aşıları kullanan ülkelere seyahat serbestliği sağlayıp diğer aşıları kullanan ülkelere olan seyahatler için yapıtımlar getirebilirler.  Her ne kadar Çin aşısının insan sağlığına diğer aşılar kadar etkisi olsa bile virüsün Çin den yayılmış olduğu inancının Dünya üzerindeki etkisinden dolayı bu ülkelerin Çin aşısına karşı antipatisi olabilir.  Özellikle yaptırımlar sağlık sigortası firmaları tarafından tetiklenebilir.  Bu durum turizm konusunda beklentilerimizin çok yüksek olacağı 2021 yılı için bizleri hüsrana uğratabilir.  Bu durum göz önüne alınarak şimdiden etkin ve etkileyici bir tanıtım kampanyası planlanmalıdır. Ayrıca geçen yıl olduğu gibi üst düzey bürokratlar tarafından lobi çalışmaları baskın bir şekilde yürütülmelidir. Ülkemizdeki yatırımlar dünyadaki örneklerinden çok daha yeni ve kalitelidir. Aynı şekilde sunulan hizmetlerde dünyadaki eşdeğerlerinden çok daha ucuzdur. Bütün bu pozitif yönlerimiz öne çıkarılarak aşıya endeksli olası engellemelerin şimdiden doğru yönetilerek pozitif sonuçlar alınma girişimlerinin yararlı olacağı inancındayız.    

İkinci dünya savaşından beri olan en hızlı düşüşün ani çıkışına hazır olmalıyız

Dünya turizmi ikinci dünya savaşı esnasında sıfırlanmıştı. Hem tüm Dünyayı etkisi altına alan savaş ortamı hem de savaşa endeksli maddi yetersizlikler henüz yeni bir sektör olan turizmi sıfır seviyelerine indirmişti.  Savaştan sonra hızla yükselen dönem sonrası 2020 yılında Covid 19 virüsü turizme en büyük kaybın yaşanmasına sebep oldu. Gökyüzünde göçmen kuşlar gibi rotalarını takip eden uçakların büyük bölümü havalimanlarında park halinde bekliyor.  Ancak doğanın gerçeklerini unutmamalıyız. Dünyanın dengeleri için her düşüşün bir çıkışı vardır. Aşılama süreci ile hızla ülkeler güvendikleri aşıların yüksek oranda uygulandığı ve güvenli buldukları ülkelere turizm kapılarını açacaklardır. Kapıların açılmasında aşlama sayılarının etkisi olacağı gibi aşı markalarının da seyahat edilecek ülkelerin tercih edilirlik oranlarında büyük etkisi olacağı aşinadır.   

Alınacak kararlara göre 1 yıldan beri tatilden uzak kalmış seyahat severler hızlı bir şekilde tatil planlarını yapacaklardır. Oteller ve tur operatörleri beklenmeyen bir talep patlaması ile karşı karşıya kalabilir.  Yükselişin hızlı olacağı bu dönemde ülkemiz ulaşım kolaylığı, tesislerinin yeniliği ve kalitesi ve kültürel zenginlikleri avantajları sayesinde ön plana çıkacaktır. Oluşacak bu pastadan ülkemiz büyük payı alması için hazır olmalıdır.  Turizm sektöründe faaliyet gösteren kuruluşların kısmi kapalı olduğu 1 yıldan beri işinden uzak kalan turizm çalışanlarının sektöre karşı büyük küskünlüğü bulunmaktadır. Birçok çalışan sektör değiştirmek zorunda kalmış ve krizden en az etkilenecek sektörlere transfer olmuşlardır.  

Kaliteli personeli işe almak için yüksek ücretler ödenecek

Kriz süresince personelini kaybeden tesisler yeniden yapılanma sürecinde ani personel tedarik sürecine girecektir. İlgili tarihler sezonun yüksek başlangıç dönemi olacağı için personel taleplerini karşılamakta zorlanacaklardır. Bu süreçte özellikle sadece turizm sezonunun yoğun olduğu sahil bölgelerinde personel borsası oluşacak ve kaliteli personeli işe almak için yüksek ücretler ödemek zorunda kalacaklardır. Burada kapanan otellerimizin yöneticilerine ve IK yetkililerine bir görev düşmektedir. Personellerine kapalı oldukları dönemde sahip çıkmaları, iletişimi kesmemeleri gerekirse ihtiyaçları kapsamında minik destek planlamaları yapmaları onları avantajlı duruma getirebilir.  Yani boşta kalan çalışanlar bu dönemde oluşacak personel borsasına düşmezler. Turizm sektörü servis endeksli eğitimli personellerin kazandırdığı bir sektör olması itibarı ile tesislerin personellerine sahip çıkmaları uzun dönemde kazanç olarak dönüşüm sağlayacaktır.

Geçen yıl Avrupa Birliği dışında kalan ülkelere seyahat engeli konulmuştu. Turizm sektörü olarak 2021 beklentimiz Avrupa ve Amerika dışında üretilen aşıları uygulayan ülkelere seyahat engeli konulmaması için gerekli önlemlerin alınmasıdır.   

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER