Turizm sektöründe iş gücü araştırması

Yazar Ece Süeren Ok

Turizm ve hizmet sektörü, pandemide en çok etkilenen sektörlerin başında geldi. Pandemi henüz sona ermeden dalgalar halinde gelen global ekonomik çalkantılar da sektöre pek yardımcı olmamakta. Hepimiz gezmek, görmek ve üzerimizdeki stres ve kaygıdan yeni yerler görüp, dinlenerek kurtulmak istiyorsak da bizlerin niyeti ile gerçek hayat pek uyuşmuyor. Bu da tüm dünyada, turizm ve konaklama sektöründe çalışanların hayatını zorlaştırmakta.

Türkiye’nin turizm potansiyelinin çok yüksek olduğunu bilen ve çok inanan, ayrıca hizmet sektöründe özelllikle Avrupa ile kıyaslandığında misafirperverlik açısından çok ileride olduğumuzun bilincinde olan biri olarak, bu konu benim özellikle ilgimi çekmekte. Mesleki açıdan insan kaynakları ve geleceğin iş dünyası üzerine çalışmalar ve araştırmalar yapan biri olarak dikkatimi çeken, NYU’nun BCG ile ortak yayınladığı araştırma sonuçları, turizmde geleceğin iş dünyası ile ilgili birkaç konuda öneriler barındırmakta. Rapordan birkaç öne çıkan noktayı paylaşmak istedim.

Tüm sektör ve iş kollarında, pandemi ile birlikte çalışan beklentilerinde ortaya çıkan bazı eğilimler oldu. Bunlar;       

  • İş gücünün, işe katılım oranlarındaki değişiklikler
  • İş gücünün, çalışma hayatına istinaden değişen tercihleri
  • Demografik değişimler
  • Liderlik ve üst düzey rollarde farklılıkların dahiliyeti

Araştırmada özellikle altı çizilen noktalardan bir tanesi “İlişki Yönetimi”. Özellikle çalışanlar, iş arkadaşları ve yöneticileri ile olan iletişimlerini, o kurumda kalmak ya da gitmek açısından değerlendirdiklerinde ilk sıraya koymuşlar. İlişki yönetiminin ardından “Yaşam Dengesi”, “Takdir”, “Tanınma, Dahiliyet ve Aidiyet” konuları, geleneksel finansal ödülerin önünde yer almış. İlk 10 önceliğin son 2 maddesi ise “Kariyer Gelişimi” ve “Heyecan Verici İş Tanımı” olarak belirlenmiş.

Turizm sektöründe iş gücü araştırması

Bu trendler, turizm sektöründe hibrit çalışma, yapay zeka, otomasyon gibi konularla aynı potada nasıl harmanlanacak? Halihazırda var olan belirsizlik dünyasında, misafir beklentisi ve çalışan beklentisi gitgide daha karmaşık hale gelirken neler yapılmalı? Güvenlik, hijyen gibi konular, geleneksel bireysel dokunuşların yerini alacak mı? Misafir deneyimi, kişisellikten uzak hale mi dönüşecek? Misafir hizmetleri olmadan beklenti nasıl karşılanacak? Misafirler, farklı ürün ve şirketleri nasıl ayırt edecek? Deneyim tasarımı nasıl olacak? Bu soruların çoğu hala cevap bulmuş değil, ancak cevap için yöntemler var.

8 Kasım 2021’de gerçekleştirilen “43. Annual NYU International Hospitality Industry Investment” konferansında, turizm sektörünün yetenek savaşlarında diğer sektörlerle mücadele edebilmesi ve misafir deneyim tasarımı konusunda öne çıkabilmesi için sektör oyuncularının kendi aralarında kıyasıya rekabet etmek yerine ortak hedefler belirleyip, birlikte çalışmaya gitmeleri konusunda fikir birliğine varıldı. Peki, bu ne demek? Aslında tespit edilen maddeler diğer sektörler için belirlenen gelecek iş modeli tasarımından çok farklı olmasa da daha esnek çalışabilme ve kıt olan yeteneği sektöre çekebilmek için aşağıda birkaç adım önerisi bulabilirsiniz:

  • Yetenek Paylaşımı: Çalışan esnekliğini benimseyip, gig ekonomi çalışanları ile ortaklık yapmak.
  • Yetenek Platformları: Teknolojinin de yardımı ile sektör oyuncularının, değişen taleplere hızlı yanıt bulabilecekleri network platromları yaratıp, kalifiye iş gücüne zamanında ulaşabilmek.
  • Sürekli gelişim: Farklı sektörlerin yıllardır uyguladığı, özellikle farklı disiplinlerde çalışanların gelişim planlarını yapmak ve uygulamak. (Bu tarz farklı disiplinlerdeki eğitimler ile değişen ihtiyaçlara hızlı ve sürdürülebilir cevap verirken, çalışan gelişimi ile çalışan bağlılığını sağlamak)  

Bunlar, hızla aksiyon alınabilecek adımlar. Çevre, iklim krizi ve sürdürülebilirlik ilkeleriyle birlikte biliyoruz ki artık otellerde her gün çarşaf ve havlu değişimi yapılmıyor, hatta günlük temizlik için robotların kullanımı başladı bile. Misafirler, akıllı telefonlarından otele giriş yapıp, odalarını da aplikasyonlarla açabiliyorlar. Restoran menülerine QR kodlarıyla ulaşabiliyoruz, yani geleneksel birçok süreç dijitalleşmiş durumda.

Turizm ve hizmet sektörü, pandemi etkilerinden henüz kurtulmadı. Pandemi öncesi başlayan ve sırasında hızlanan teknolojik gelişmeler, bu sektör çalışanlarının geleceğini çok fazla etkilerken; Türkiye’de ülkemizin doğal güzelliklerinden daha fazla gelir elde edebilmek adına, sektör paydaşları neler yapmaya niyetli? Bu sorunun cevabını bilmesem de “aynı şeyleri yaparak, farklı sonuçlar beklemenin” delilik olduğunu hepimiz biliyoruz sanırım…

Ece Süeren OK

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER