Muhteşem savaş

Yazar Hünkar Hacıtalipoğlu

İnsan ve ego arasındaki muhteşem savaş, bütün savaşlar gibi, gerçekte (özünde) hiçbir anlamı ve önemi olmayan bir eylem… Latince bir kelime olan “ego”; ben, benlik, kendilik demektir. Egonun, bireyi diğerlerinden ayırt eden göreceli, soyut bir varlığı vardır. Ego; irade, bilinç ve vicdanı hem de onun nesne boyutunu tanımlayan; dürtülerini, iç isteklerini, tutkularını, içsel enerji kaynaklarını içine alan çok boyutlu komplekstir.

Bizler de var olan egonun üzerimizde olan gücünü biraz açıklamakla başlayalım:

  • Ego, sizden kendinize dikkatle özen göstermenizi ister.
  • Ego, gerçek hayatta herkesin birbirinin kuyusunu kazdığınızı bilmenizi ister.
  • Ego, insanların sizi bir kenara itebileceklerini, saygınlığınıza gölge düşürebileceklerini, sizi kurban edebileceklerini fısıldar kulağınıza.
  • Ego, sizin haklı olmanızı ister.
  • Ego, acelecidir.
  • Ego, başkalarını suçlar.
  • Ego, size “Dikkat et!” der.

Okuduğunuz gibi güçlü ve büyük egolarımız var. Şimdi gelelim zor olan soruya; “Egolarımız mı bizi yönetiyor? Yoksa biz egolarımızı mı?”

Egoyu biraz somutlaştıralım. Ego aslında en kötü özgüven hilebazıdır. Egodan daha kötüsünü hayal bile edemeyiz, çünkü onu göremezsiniz. Egonuzu aramaya kalktığınızda bakacağınız son yerde saklanıyordur, yani kendi içinizde. Egolarını koruma ihtiyacı duyan insanlar sınır tanımazlar. Yalan söyler, hile yapar ve hatta düşman olurlar. Aslında egolu diye tabir ettiğimiz insanlar, sınırlarını korumak için her şeyi yaparlar ve o insanlar bunun ego olduğunu bilmezler, buna mahkum olduklarını anlamazlar.

Muhteşem savaş ego

Aslında en başta aklın kendi ötesinde bir şey olduğunu kabul etmek zordur. Bu kişinin ötesinde bir şeydir, daha değerlidir ve gerçeği yorumlamada kapasitesi daha fazladır. Hatta bazı dinlerde ego şeytan olarak da kabul edilir ve kimse egonun ne kadar zeki olduğunu anlamaz. Bu hayali dış düşmanı yaratmada çoğu zaman gerçek düşmanlar yaratırız. Kafanızdaki ses size ne söylerse söylesin, dış düşman diye bir şey yoktur. Bu düşman algısı, bize düşman olarak yansıyan egonun ta kendisidir. Bu açıdan bakarsak, dışarıda yarattığımız yüzlerce dış düşmanı aslında kendimizin yarattığını görürüz.

“En büyük düşman; kendi algınız, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur.” demiş Dr. Obadiah S. Harris ph.d Bu kadar somut örneklerden sonra; her ne kadar olumsuz bir davranış olarak algılansa da aslında ego her insanın kişiliğinde bulunan, fakat kontrol altında tutulması gereken bir kavramdır. İnsanın ruhsal yapısının en temel üçlüsü olan; id (alt bilinç), ego (benlik), süper ego (üst benlik), kişilik dengenizi yaratmanızı sağlamaktadır. Eğer egonuz, id ve süper egonuzu dengede tutma konusunda başarılıysa, bu sizin karakterinizin en sağlam ve övünülecek yanıdır. Egosuz olan, sağlıklı bireylerin ruhsal hastalıklara kolay kolay yakalanmadığı tespit edilmiştir.

İşin trajikomik tarafı, galip ve mağlup da yoktur bu savaşta. İnsanlığın varoluşundan beri yoktu, bugün de yok, yarın da olmayacak. Esasen her iki taraf da yenilmiştir ve farkında bile değillerdir. En acısı da bu olsa gerek… Kendini kanıtlama içgüdüsü taşıyan kişi, egosunun baskısı ile karakterini belirler. Bu da kişinin farkında olmadan hata yapmasına sebep olur. O yüzden diyoruz ki, egonuzun kölesi olmayın!

Hünkâr Hacıtalipoğlu

Köle olmamak için ne yapmalıyız? Ego duygusunu yenmenin ilk adımı tevazudur. Yani alçakgönüllü insanlar, hiçbir zaman ego sahibi olmazlar. Eğer siz böyle biri değilseniz, öncelikle nefsinizi, kibrinizi terbiye ederek tevazu sahibi bir insan olmaya çalışmalısınız. Herkesin tek bir yaratıcı tarafından yaratıldığına, herkesin aynı ölçüde değerli olduğuna kendinizi inandırmalısınız.

Sonuç olarak; ego dozunda olduğu sürece kimseye zarar vermez. Ne zaman ki “ben” duygusu her şeyin ötesine geçer, o zaman durum vahim bir hal alabilir. Etrafınızdaki insanların da değerli bir birey olduğunu, onların da harika birer insan olabileceğini kendinize inandırın. Bu şekilde zamanla ego duygunuzu yenebilir ve sizden uzaklaşan arkadaşlarınızı, yeniden kazanabilirsiniz.

“Kim benliğinden, varlığından kurtulursa, bütün benlikler onun olur. Kendisine dost olmayan, kendi benliğini sevmeyen, herkesin dostu olur.” demiş Mevlânâ Celaleddin Rumi.

Eyvallah, kalın sağlıcakla…

Hünkâr HACITALİPOĞLU
İnsan Kaynakları Yöneticisi
Yönetici ve Yaşam Koçu

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER