Kıbrıs’ın 46 yıllık hayalet kenti Maraş’ta yaşam başlıyor mu?

Yazar Kemal Sinmez

Kıbrıs, 1970’li yılların başlarında Akdeniz’in cennet adasıydı. O dönemde Kıbrıs sahillerinde muhteşem otel yatırımları bulunmaktaydı. Tüm adanın turizm yatırımlarının yarıdan fazlası Maraş bölgesindeydi. Hatta İngiliz Kraliyet ailesinin de ortak olduğu dönemin en lüks otellerinden Golden Sand Otel de Maraş’ta bulunuyordu. Dünyanın en zenginleri, ünlü sanatçılar ve kraliyet ailesi mensupları, tatil için Maraş’ı tercih ediyordu. Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor, Brigitte Bardot adanın müdavimlerindendi. Hatta Sophia Loren’in evi Maraş bölgesindeydi.

Maraş

Adada yaşanan turizm patlamasına rağmen halk arasında etnik sorunlar yaşanıyordu. Adadaki halklar arasındaki anlaşmazlıklar, 1974 yılında kırmızı bir telefondan verilen “Ayşe tatile çıktı” parolası ile barış günlerine erişti. Bu dönemde adada yaşam ikiye bölündü. Ancak adanın en güzel bölümü olan ve “Golden Beach” olarak adlandırılan kısmı, yani Magusa ilinin Maraş yerleşkesi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararıyla yaşama kapatıldı. Bölge adayı ayıran yeşil hatta dahil olarak değerlendirildi. Kıbrıs’ın en önemli bölümü olan Maraş, bugünden sonra “Kıbrıs’ın hayalet kenti” olarak tarihe geçti. Uzun yıllar süren bu süreç esnasında iklim koşullarının yıprattığı bu şehirde fırtınalarda yollarda sürüklenen çalılar, kırılmış camlarıyla gıcırdayarak hareket eden kapılar, yıpranmış binalar, terk edilmiş bir şehri yansıtan film platosunu andıran bir görüntü veriyordu.

Maraş

Uzun yıllar süren müzakerelerde sonuç alınmamasına rağmen, Kıbrıs’ta yer alan dev turizm yatırımlarıyla ada yine Akdeniz’in incisi konumuna geldi. Bu süreçte 46 yıllık esaret sonrası Maraş, bugünlerde yeniden gündeme alındı. 29 Ağustos 2019’da Kıbrıs Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından kapalı Maraş bölgesine bir basın turu düzenlendi. Basın mensupları, 46 yıldır insan elinin değmediği Maraş’ı görüntüleyerek medyada yer verdiler. Bu sayede Maraş, fiili bir girişimle yeniden gündeme alındı. Bugünlerde konu ile ilgili Türkiye ve KKTC yönetimlerinden Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bakanlar ve üst düzey yöneticilerin katıldığı toplantılar yapılıyor, Maraş’ın yeniden insanlığın yaşam alanı olması için girişimlerde bulunuluyor.

MARAŞ, KIBRIS’IN YENİ YÜZÜ OLABİLİR

6,5 km sahil uzunluğu bulunan Maraş bölgesinde 1974 dönemi envanterine göre toplam 10.000 yataklı 45 otel, 60 apartman tipi otel bulunuyor. Şehrin genelinde 4.469 konut, 143 resmi bina, büyüklü küçüklü 3.000 kadar ticarethane ve işyeri, 99 eğlence merkezi, 25 müze, 24 sinema ve tiyatro, 21 banka şubesi, 2 spor tesisi ve 8 okul bulunmaktaydı. Günümüz itibarı ile tamamı boş olan bu yapıların kullanılabilirliği çok söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle Maraş’ın insanlığın kullanımına açılması halinde yeniden yapılması planlanması gerekecektir. Böyle bir şehrin yeniden yapılandırılması için yapılması gereken tahmini yatırımlar, 10-15 milyar dolar civarında olabilir. Maraş’ın yeniden turizm şehri olarak yapılanması halinde gerek iklim gerek Avrupa’ya ve Ortadoğu’ya yakınlık açısından dünyanın dikkatini çekecek bir turizm bölgesi olabilir. Buna ek olarak Türkiye’nin turizm, otel işletmeciliği tecrübesi ve Türk misafirperverliği eklendiğinde, turistler tarafından tercih edilirlik oranı yüksek olan bir cennet köşe yaratılmış olacaktır. Yani Maraş, Kıbrıs’ın yeni yüzü olabilir.

DÜNYA NİMETLERİ İNSANLIĞIN HİZMETİNE SUNULMALIDIR

1900’lü yılların başından beri dünya ciddi savaşlar görmüş, savaşlarda milyonlarca insan yaşamını yitirmiş, milyonlarca kilometrekare alan yaşama kapatılmış ve uzun yıllar sonrası yeniden insanlığın hizmetine açılmıştır. Dünyanın en büyük savaşlarının sonunda bile uzlaşmalar sağlanmış, anlaşmalar yapılmıştır. Savaşların etkileri zaman içinde erimekte, izleri silinmekte ve “Zaman her şeyin ilacıdır” görüşü etkisini göstermektedir. Hatırlayacağınız üzere, onlarca ülkenin dahil olduğu birçok cephede milyonlarca insanın hayatını kaybettiği 1. Dünya Savaşı sonrasında bile toplumlararası anlaşmalar ile yaşam normale dönmüştür. Tüm Avrupa’da savaşın en ağır çatışmalarının yaşandığı Çanakkale, Kosova, Verdun, Somme, Kaiserschlacht cephelerinin bulunduğu bölgelerde bugün hayat devam ediyor. Aynı şekilde 2. Dünya Savaşın’da Nagazaki, Hiroşima, Normandia, Stalingrad, Berlin bölgelerinde verilen tüm kayıplara rağmen yeniden yapılanma sonucu hayat en güzel şekilde devam ediyor.

BAŞLAMAK, BİTİRMENİN YARISIDIR!

Bununla birlikte 1945’te yine kırmızı bir telefonla verilen talimatla “Little Boy- Küçük Çocuk” adlı Uranyum-235 bombası Nagazaki’ye, “Fat Man – Şişko Adam” isimli Plütonyum-239 bombası Hiroşima’ya atılmıştır. Yüzbinlerce insanın ve milyonlarca canlının yaşam kaybına yol açan ve etkisi 30 yıl süren bu operasyonların yapıldığı şehirlerde bile yaşam yeniden başladı ve devam ediyor. Dünyadaki bu büyük savaşların ve kayıpların sonrasında bile insanoğlu, yaşam ortamını hemen kendi kullanımına sunabiliyor. Söz konusu bu örneklerin yanında çok küçük bir örnek olan Maraş bölgesinin 46 yıldır kapalı olması, çok kabul edilebilir bir durum değildir. Üstelik Kıbrıs’ın çok değerli cennet köşelerinden biri olan bu yasak bölgenin Birleşmiş Milletler kararıyla insanlığın kullanımından mahrum bırakılmaması gerekir. Ülkemizin üst yöneticilerinin Maraş’ın açılması konusunda yaptığı girişimlerin bir an önce sonuçlanmasını diliyor ve Maraş’ı yeniden yaşamayı özlemle bekliyoruz. Atalarımız demiş ki; “Başlamak, bitirmenin yarısıdır!”

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER