İznik’te yapılması planlanan maden ocağına karşı basın açıklaması düzenlendi

Yazar Editör

İznik Çevre ve Yaşam Plartformu, İznik Gölü havzası üzerinde bulunan ve 700 bine yakın meşe ve kayın ağaçlarının olduğu Aydınlar köyü Dibek mevkkindeki maden sahasını masaya yatırdı.

Toplantıda dikkat çeken bir başka ayrıntı ise göze çarptı. Aydınlar köyü muhtarı Mehmet Kule, siyasi parti ve bazı STK temsilcileri toplantıya katılmadı. İTSO konferans salonunda gerçekleşen toplantıda konuşan uzmanlar, Çevre Etkileşim Raporu beklenen maden sahasının doğaya ve insana vereceği zararları vatandaşlar ile paylaştı. Plartform adına konuşan Taylan Devrim Ercan, “Unesco Kültür Mirası geçici listesinde yer alan İznik, bugün ne yazık ki açılması planlanan maden ocakları ile anılıyor” dedi.


Ercan, “Ergüden madencilik işletmesi, İznik-Aydınlar Mahallesinde çinko-bakır-kurşun aramak için gerekli işlemleri başlatarak, İznik’in eşsiz güzellikteki doğasının tam orta yerinde bir maden arama sahası kurmayı planlamaktadır. Söz konusu edilen faaliyet alanı 1.800 hektardan büyük bir araziyi kaplamaktadır.1. sınıf tarım arazisi olan bu alanda bölge halkı geçimini zeytinden sağlamaktadır. Eğer bu proje hayata geçirilecek olursa, kaliteli ürün veren zeytin ağaçları kesilecek, toprak, madenin çevreye vereceği zarar ile tarımsal verimliliğini kaybedecek ve köylünün en önemli geçim kaynağı ve üretimden beslenen hayat tarzı da ellerinden alınmış olacaktır” ifadelerini kullandı.

 

İznik maden ocağı basın açıklaması

 

BURSA DOĞADER BAŞKANI AÇIKLAMA YAPTI

 

Bursa Doğader Başkanı Caner Gökbayrak, “Maden hakkında ÇED raporunu detaylı olarak incelerseniz sahanın başta Aydınlar, Derbent köylerini ve zeytinlik alanlarını kapsadığını görürsünüz. ÇED raporunun verildiği alan İznik’ten daha büyük. Madene ruhsatı, İznik gölü koruma bandına rağmen verilmiş. ÇED raporları bilimsel raporlara dayanmalı. Madenler konusunda 5 kez yönetmelik değiştirilmiş. Bu halkın aleyhine şirketlerin lehine olmuş. Maden arama alanı çok küçük. Ruhsat alanı ise devasa. Günde 216 kilogram dinamit patlatacaklar. Ayda 5 bin 616 kilogram eder. Bunun etkenleri dehşet verici olacak. Orman ve zeytin tarlaları toza bulanacak. Yapraklara bulaşan toz zamanla ağacı da yok edecek. Yeraltı su kaynakları yer değiştirecek. Evlerde kalıcı hasarlar belirecek. Bitkisel toprak yüzeyi 11 cm derinliğinde kazınacak bu tam 7 yıl sürecek” dedi.

 

BURSA ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI: “ZENGİNLİĞİN FATURASI YOKSUL HALKA ÇIKIYOR”

 


Bursa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Doç. Dr. Erkan Yaslıoğlu, “Maden ocaklarının işi bittiğinde şirketler, sahanın eski haline getirilmesi konusunda taahhütte bulunuyorlar ancak bunu başaramadan iflas ediyorlar. O nedenle işin yükü yine kamuya kalıyor. ABD’de bir maden şirketine böyle bir taahhüt tam 187 milyon dolara mal oldu. Bir avuç azınlığın mutluluğu ve zenginliğin faturası yoksul halka çıkıyor” dedi.

U.Ü Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertuğrul Aksoy, “Sahada 780 ton cevher olduğu belirtiliyor. Maden aynı sahada zenginleştirilmeyecek deniliyor. Ancak, pasa alanı için 34 dönüm ayrılmış. Buraya 480 bin ton maden posası dökülecek. Yağmur yağdığında çıkarılan paso içindeki kükürt buharlaşıp havaya karışacak. Yine yağmurlar ile birlikte asit olup zeytinlerin üzerine yağacak. Kaldı ki burası İznik Gölüne eğimli bir alan. Gölü de kirletecek” dedi.

 

PROF. DR KAYIHAN PALA: “EKOLOJİK YIKIM OLACAK”

 

U.Ü Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala,” İznik doğa açısından önemli bir ilçe. O saha da kamu yararı yok. Birileri para kazanacak. Sonrasında ekolojik yıkım ve insan sağlığını tehdit edecek. Balkıkesir’in Balya ilçesinde Fransızlar 1880’li yıllarda kurşun ve çinko maden işletti. Maden 1940 yılında kapatıldı. O işletme Balya ilçesine 2 milyon ton pasa bıraktı. Aradan 80 yıl geçti. O gün nüfusu 40 bin olan Balya’da bugün 3 bin kişi yaşıyor. O derelerde ne bir balık yaşıyor nede üzerinden bir kuş uçuyor artık. Maden atıkları hala yüzey ve yeraltı sularına karışıyor. Bu durum İznik’te de yaşanacak. Ekolojik yıkım olacak. Gönül rahatlığı ile tek bir zeytin yiyemeyeceksiniz. Dava açarak mücadele yetmez. Örgütlü mücadele şart. ÇED süreci demek şirketlerin meşrulaştırılması demektir” dedi.

Bursa Barosu Çevre Komisyonu Üyesi Av. Erol Çiçek, “İznik gölü havzası kuşların alanı. Gölde birde nesli tükenmekte olan balık türü yaşamakta. Sahada yapılacak her şey göle açılıyor. İznik gölün de ağır metal kirliliği var. Bunun nedenlerin başında Cargill de geliyor. Göl havzası ve sulak alan olmasına rağmen madene ruhsat verildi. Yer seçimi çok yanlış. Tamamen orman ve tarımsal alan. Çok hassas bir bölge. Göreceksiniz o ÇED raporu çıkacak” dedi.

 

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER