Huzur Koyu’nda huzur dolu bir sohbet

Yazar Orhan Belli

Yazın denizden gittiğim ve hayran olduğum bir koy vardı. Datça’nın Balıkaşıran ya da Amazon Bördübet koylarına çok yakın, Küçük Çatı’yı geçtiğinizde mini bir koy. İsmini balıkçılar “Huzur Koyu” koymuşlardı. Burada denizin sakinliğini ve içindeki taşları görürsünüz. Eliniz bu taşlara değecek gibi olur ama derinlik en az 5-6 metredir. O kadar temizdir ki, kana kana su içesiniz gelir.

Huzur Koyu ‘ndayken rastladığımda söz vermiştim, Datça’ya geldiğimde bir gün yanına gidecektim Hüseyin Amca’nın. Bu koyda, deniz üstündeki teknesinde yaz kış yaşayan tek insandı Hüseyin Amca. Bugün üşenmedim, arabaya acımadım, keçi yolları gibi daracık yollardan giderek vardım yanına.

“Üşümüyor musun?” dedim, ayağını gösterdi; “Allah daha bana burada çorap giydirmedi” dedi. Denizin altından kışın ılık tatlı kaynak suyu, yazın da soğuk kaynak suyu çıkıyordu. Teknelerin altı tertemizdi. Dağ suyu o kadar temizdi ki, yosun bağlamıyordu.

Hüseyin Amca ile sohbet ederken eskilerden söz etti, Ege’de yaptığı sünger avcılığını anlattı. Yemen’de dalgıç olarak çalışıp, batık gemileri çıkarıyormuş. Balıkçılık yapıyormuş, onu da kıyılarımıza vuran balon balığı yüzünden bırakmış. Kullandığı parakete oltasında 50 iğne varsa, 48’ine en zehirli balık türü olan, Kızıldeniz’den gelen balon balığı takılıyormuş. “Sepetler bu balıkla dolu” dedi. Kıyılarımızda yiyecek balık bırakmamışlar. Hüseyin Amca’yı sohbetimizden sonra keçileri ve tavukları ile baş başa bırakarak yanından ayrıldım.

Orhan Belli
Huzur Koyu
Huzur Koyu
tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER