Turizm sektörünün geleceği mercek altında!

Yazar Oğulcan Tatar

Koronavirüs sürecinde “misafirperverlik” kavramının anlamı, bundan sonraki günlerde kuşkusuz sık sık tartışılacak ve her zamanki alışkanlıklar yerini başka eylemlere bırakacak. Bu bağlamda, pandemi sürecinin hepimizi etkisi altına aldığı günümüzde turizm sektörünün akıbeti merak konusu oldu. Yeni dönemi, turizm sektörünü ve seyahat acentalarının yarınını, Bükreş Üniversitesi İşletme ve Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Gabriela Tigu ile konuştuk. Aynı zamanda FIJET Romanya Basın Ekibi Başkan Yardımcısı ve Dünya Turizm Etiği Komitesi Üyesi olan Gabriela Tigu, önümüzdeki günlerde gezmek isteyenlere de bazı tüyolar verdi.

“Misafirperverlik” teriminin pandemi sonrasında nasıl değişeceğini düşünüyorsunuz?

Koronavirüsün sebep olduğu şimdiki kriz, misafirperverlik ve turizm sektörü tarihinde ilk defa yaşanmıyor. Trafik kısıtlamaları ve uçuş yasakları, daha önceki epidemilerde turizm sektörü üzerinde negatif etkilere sahip oldu. Geçmişte bu pandemilerin bir etkisi olarak neler olduğunu gösteren birçok çalışma var, ancak bu pandemi kadar ciddi etkileri olan olmadı. Avrupa Komisyonu’nun da bahsettiği gibi, 13 milyon insana iş veren AB turizm sektörünün Covid-19’un etkisiyle yaklaşık 1 milyar euro gelir kaybedeceği tahmin ediliyor. Birçok diğer turistik yerde oteller müşteri kaybetti ve restoranlar, barlar, turistik mekanlar, eğlence parkları ve müzeler kapandı. Fuarlar, kongreler ve kültürel etkinlikler iptal oldu ya da ertelendi. 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası ve Olimpiyat Oyunları gibi spor etkinlikleri 2021’ye kadar ertelendi. Birçok ülke sınır kontrollerini tekrar başlattı ya da bazı yolcuların topraklarına girmesini yasakladı.

Durum özellikle İtalya, İspanya, Fransa, Yunanistan ve Türkiye gibi önemli turistik bölgeler olan devletlerde daha zor. Bu durumun evrim geçirebilen doğasını da göz önünde bulundurursak, Covid-19’un dünya turizmine tam etkisini hesaplamak için çok erken. Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)’ya göre, dünya geneli uluslararası turist alımı 2020’de 2019’a gore yüzde 20-30 kadar düşebilir. Bu uluslararası yolcuların harcamalarında 300-450 milyar dolar (270-407 milyar euro) kadarlık bir kayba sebep olabilir. Karşılaştırma olarak, 2003 yılının SARS salgını o yıl sadece yüzde 0.4’lük bir düşüşe sebep oldu. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkında Örgütü), 2020’de varsayılan şokun uluslararası turizm ekonomisinde yüzde 45-70’lik bir düşüşe sebep olabileceğini söylüyor. Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi (WTTC), tatil ve turizm pazarının 2021’ye kadar dünya genelinde 75 milyon ve AB’de 6.4 milyon iş kaybedeceğini tahmin ediyor.

En son olan ciddi krizi, yani 2009’dakini göz önünde bulundurursak, sektörün belki 4-5 yıl içinde kendine geleceğini söyleyebilirim. Tabii ki misafirperverlik kavramı değişecek. Uluslararası bir açıdan oda hizmetleri, restoran servisi, check-in ve check-out servisleri ve daha birçoğu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen yeni sağlık kurallarını hesaba katmak zorunda kalacak ve bir diğer yandan, birçok otel servisi dijital aleme taşınacak. Kısacası, servis dizaynının yeniden şekillenmesinden bahsedebiliriz.

Seyahat acenteleri pandemiden sonra nelerle karşılaşacak?

Seyahat acenteleri, özellikle yabancı turistik yerler için turist talebinde bir düşüşle karşılaşacak. Kısa dönemde insanlar evden uzağa seyahat etmekten korkacak, bu sebeple eve nispeten yakın olan yurt içi yerleri tercih edecek. Ayrıca kişisel araçların seyahat için tercih edileceğini ve bu yolla turistler için olan ulaşım hizmetlerinin düşüşe geçeceğini düşünüyorum. Aynı zamanda ekonomik krizi de düşünürsek, ki sağlık krizinden daha derin olacak, tatil bütçesi zarara uğrayacak. Bunun bir sonucu olarak seyahat acentelerinin ciroları, kısa ve orta dönemde kötü etkilenecek.

Gabriela Tigu

Pandemi sonrası hangi tarz turizmin daha çekici olacağını düşünüyorsunuz?

Bu kısıtlı dönemden sonra insanlar bence doğaya daha çok çıkmak isteyecek ve ekoturizm, doğal alanlardaki turizm, açık hava aktiviteleri ve kırsal turizm, turistler tarafından daha çok tercih edilecek. Bunlar aynı zamanda şu an dayatılan sosyal mesafe kurallarını sağlayabilenler. Ayrıca kazanan sağlık turizmi olacak; yani kaplıca, tıp turizmi, güneş deniz kürü… Bunun yerine etkinlik turizmi çok kötü etkilenecek; festivaller, konferanslar ve kongreler…

Sizce turizmde fiyatlar öncesine göre daha yüksek mi olacak?

Cevap kolay değil. Bir yandan turizm şirketlerinin düşük talep ve sağlık korumaları için yapmaları gereken ek yatırımlar yüzünden işlerini sürdürmeleri zor olacak, öbür bir yandan ise talep daha da düşeceği için fiyatlarını yükseltemezler. Dediğim gibi tatil bütçeleri, kısa sürede tatile gitmeye parası yeten kişi sayısı gibi büyük bir miktar düşmüş olacak. Üstelik bu krizi yaşadıkları için insanlar bütçeleri konusunda daha temkinli. Sonuç olarak, bence turizm fiyatlarında küçük bir düşüş mümkün. Ancak bu aynı zamanda devletin ekonomik aktörleri mali önlemlerle korumada ne kadar katılım göstereceğine de bağlı.

UNWTO’nun bu uluslararası krizde projeleri nelerdir?

UNWTO bu dönemde ekonomik aktörler, girişimciler, kobiler, topluluklar, turizm çalışanları ve turistler için sektörü desteklemede, ulusal örgütlere yardım için gereki önemleri belirlemede ve iyi uygulamaları yaymakta sürekli olarak etkili olmuştur. Birçok sayıda uluslararası turizm uzmanıyla web seminerleri düzenlemek de çok yardımcı oldu. Benim de bir üyesi olduğum Dünya Turizm Etiği Komitesi, doğrudan yapılacak etkinliklerini şimdilik erteledi. Ancak çeşitli etik problemleri, ilgili olduğu konuları hâlâ koruyarak analiz etmeye devam ediyor: Sürdürülebilir gelişim, dijitalleşme, ayrım gözetmeme, iş eşitliği ve turizm çalışanlarının, turistlerin ve bölgesel toplulukların haklarına saygı…

Röportaj: Oğulcan Tatar ([email protected] )

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER