Cem Buyuran, TOURMAG okurları için San Francisco’yu anlattı

Yazar Cem Buyuran

Bir ülkeyi veya bir şehri turist olarak ziyaret etmek ile orada yaşamak gerçekten çok farklı. Bunu hayatımda deneyimlediğim ilk iki yer, Foça ve Belçika Leuven’di. Foça malum, İzmir’in turistik ve güzel bir ilçesi. Askerlik sebebiyle bulunduğum 12 ay süresince orada bir turist gibi değil de bir Foçalı gibi şehri hissettim. Aynı şekilde Belçika’da eğitim gören kız kardeşimi ziyaretimde, Leuven’de yaşamanın nasıl olduğunu bir turist gözüyle değil de oralı birisi gibi gözlemledim.

Bu yazı dizisinde de 2 yıldır bulunduğum San Francisco şehrinde yaşadıklarımı ve gözlemlediklerimi siz değerli TOURMAG okurlarıyla paylaşmak istedim. San Francisco, Kaliforniya’nın dört önemli şehrinden biri. Çocukluk yıllarından hatırladığımız televizyon dizisi “San Francisco Sokakları” ile belki adını ilk defa duymuştuk. Nüfus ve yüzölçümü olarak sanılanın aksine büyük bir şehir değil. Nüfus 900 bin civarında, yüzölçümü de 120 kilometrekare, yani İstanbul’un Tuzla ilçesi kadar. Fakat bu sizi yanıltmasın, gerçekten oturmuş köklü bir şehir. Tarihi, iş hayatı, limanları, demiryolları, köprüleri, yolları, sanat ve eğitim kurumları, eğlence ve turistik mekanlarıyla dolu dolu bir şehir.

Hepimizin aklında bir Amerika imajı vardır. Amerika’ya hiç gitmesek bile seyrettiğimiz filmlerden ve oraya gidenlerin anlattıklarından bir fikre sahibizdir. Ben de öyleydim. 2002 ve 2012 yıllarında turistik olarak geldim ve turistik mekanlar başta olmak üzere gezdim, gördüm. Fakat 2018 yılındaki gelişim, burada bir süre yaşamaya yönelikti ve her ne kadar daha önce gelip görsem de benim de birçok bakımdan farklı deneyimler yaşamama sebep oldu.

San Francisco

San Francisco’da evler genelde 2 katlı. 4 katlı evler de var, fakat yüksek katlı binalar sadece merkezde ve nadiren de olsa şehir merkezinin dışında yüksek katlı apartmanlara rastlanabiliyor. Binaların, evlerin genelde 2 katlı olması bana küçüklüğümün İstanbul’unu hatırlattı. Kat müsaadesinin 2 ile sınırlı olduğu, müstakil bahçeli evlerin yaygın olduğu yılları…

Evler oldukça eski yapım, yılları 1940-50’lere dayanıyor. Binaların girişi ve garajı ilk katta, üst katta odalar yer alıyor. Bahçe duvarı, tel çit, demir parmaklık nadir. Evlerin arasındaki sınırı, bitkiler ve alçak çitler belirliyor ama güvenlik tedbirleri, kamera ve demir parmaklıklı kapılar yaygın. Küçük bir bahçeleri mutlaka var.

San Francisco

Kapıların önünde 3 renk çöp konteynırları; recycle, compost, landfill… Elektrik eski sistem; yeraltında değil, ahşap direkler vasıtasıyla sağlanıyor. Her evin bahçesinde kendine göre yeşillikler ve çiçekler yer alıyor. Sahipsiz, bakımsız evler nadir. Şehir merkezindeki binaların dışında asansöre binmiyorsunuz, her yer tabiri caizse düzayak. Apartmanlar sadece merkezde, onların girişinde güvenlik elemanı ve diğer elemanlar var. Diğer evler apartman olmadığı için apartman görevlisi, güvenlik vs. yok.

Ulaşım konusunda sorunsuz bir şehir. SFMTA, bizdeki İETT’nin buradaki adı. Clipper Card (İstanbul Kart muadili) aldığınızda ilk bindiğiniz araçta okuttuğunuz andan itibaren 2 saatlik süre içinde (bir okuma $2,50) istediğiniz kadar indi bindi yapabiliyorsunuz. Tekrar ücret alınmıyor ve “transfer” olarak gözüküyor. Nakit de kullanabilirsiniz ($3), kaçak binmenin veya usulsüz kart kullanmanın cezası $125. Herhangi bir duraktan binen 2 kişilik kontrol ekibi, size kartınızı veya nakit ödediyseniz biletinizi sorar, araçtaki herkesi kontrol eder ve ceza kesmeye yetkilidir. Şoför hiçbir zaman size kart vs sormaz. Şehrin merkezi dışında yollarda taksi pek göremezsiniz. Yaygın olarak UBER ve LYFT kullanılıyor, yemek siparişlerinin vazgeçilmez ikilisi DoorDash ve Uber Eats.

San Francisco, sahil kısımları dışında tepelik ve yokuşları bol olan bir şehir. Bu bakımdan İstanbul’a benziyor. İstanbul’da bir zamanlar kullanılan troleybüsler burada hala kullanımda. Kısmen yerüstünde, kısmen yeraltında giden tramvay hattı mevcut. Bir de “Cable Car” denilen ve turistik amaçla sadece belirli bir güzergahta hizmet veren nostaljik tramvay var.

Güneyden kuzeye, sahilden Great Highway (bizim sahilyolu gibi), ona paralel Sunset Bulvarı (bizim Minibüs Yolu gibi), ona paralel 19. Avenue (CA Route 1) oldukça yoğun bir yoldur. Golden Gate ve Marina bölgesine kadar gider. Bizdeki D-100, eski tabiriyle E5 gibi. Bir de üzerinde trafik lambası bulunmayan ve diğer yollara göre daha hızlı olan 280 numaralı highway vardır. Bu yol bildiğimiz otoyol ve San Francisco’ya eğer güneyden veya havaalanından geliyorsanız, en hızlı yoldur.

Golden Gate, Baybridge ve San Mateo köprüleri, en bilinen ve en çok kullanılan köprülerdir. Şehirlerarası yollarda kamyon ve tırlara pek rastlamazsınız, fakat şehrin içinde marketlere dağıtım yapan tır ve kamyonlara rastlarsınız. San Francisco’da bisiklet kullanımı çok yaygın ve bisiklet yolları var. Sağa dönüşlerde yanınızda bisiklet olup olmadığını aynadan kontrol ederseniz bu yaptığınız yetersiz olur. Mutlaka başınızı çevirerek kör nokta kontrolü yapmanız gerek.

Geliş gidişli çift yönlü yollarda sola döneceksiniz ışığı bekliyorsunuz, yeşil yandı ve “Bana yeşil yandı, dönebilirim” diyorsanız yanılıyorsunuz. Size yeşil yanması, hemen sola dönebileceğiniz anlamına gelmiyor. Önce hafiften ilerleyip karşı şeridi kontrol ediyorsunuz, eğer gelen varsa onun geçmesini bekleyip, ondan sonra dönüşünüzü yapmalısınız. Hız sınırlarına uymak, hızlı gitmemek ama trafiği aksatacak şekilde yavaş da gitmemek gerekiyor. Yayalara verilen öncelik, trafiği riske sokacak hareketlerden kaçınma, gereksiz yere korna kullanımından kaçınma takdire şayan.

San Francisco

San Francisco’da yaz ve kış mevsimi yok. Her mevsim bahar. Sıcaklık ortalama 14 santigrat derece ve 10-20 dereceler arasında dalgalanıyor. Şehrin batısı Pasifik kıyısı, denizden gelen sis ve puslu havaya sahipken, iç kısımlar marina bölgesi ve doğu tarafı daha güneşli, açık havaya sahip.

San Francisco halkı genel olarak Asya kökenliler, Hispanikler ve beyaz Amerikalılardan oluşuyor. Zenciler nispeten az. Resmi dairelerde, okullarda, toplu taşıma araçlarında açıklamalar 3 dilde yapılıyor. Hatta katıldığım bir okul toplantısında İngilizce bilmeyen Çinli ve Hispanik veliler için kulaklık dağıttılar ve öğretmenin söylediklerini simultane Çince ve İspanyolcaya çevirdiler. Benim için oldukça şaşırtıcıydı. Fakat sadece bu üç milletle sınırlı olmadığını belirtmekte fayda var. San Francisco’da her milletten ve inançtan insan yaşıyor. Kozmopolit, herkes birbirine saygılı.

San Francisco

Castro semti meydanında büyükçe bir LGBT pride bayrağının dalgalandığını görebilirsiniz. Şehirde Hristiyanlığın bütün mezheplerine ait birçok kiliseye ve her inanca ait ibadethanelere rastlarsınız. Sokakta yaşayan homeless’lara (evsiz) şehrin her erinde rastlayabilirsiniz, genel olarak şehrin merkezinde yoğundur. Homeless her ne kadar dilimize “evsiz” olarak çevrilse de bence “berduş” kelimesi daha uygundur. Homeless deyince sanki mortgage’ını ödeyememiş, evini kaybetmiş ve sokakta yaşamaya başlamış gibi bir anlam ortaya çıkabiliyor. Oysa berduş (sözlük anlamıyla başıbozuk, serseri, pis bozuk, bakımsız) homeless tanımına daha çok uyuyor.

Bu insanlar kendilerine barınma imkanı verilse bile sokakta yaşamayı tercih eden ve bundan memnun olan insanlar. Bir tür protesto halindeler. Semt sakinleri tarafından beslendikleri için yiyecek bulabildikleri semtlerde barınmayı tercih ediyorlar. Teşbihte hata olmaz ama nasıl bizim memleketimizde sokak hayvanları beslendikleri mahallelerde çok görülürler, aynen öyle. Fakat bu insanlar dilenmez, genelde taciz etmezler, kendi hallerindedirler. Zaman zaman kontrolleri, bakımları yerel yönetimlerce yapılır. Şehir insanları bunlarla birlikte yaşamaya alışmıştır ama yabancılar için biraz ürkütücü bir durumdur. Özellikle yerel seçimlerde rahatsız olan kesim tarafından dile getirilse de henüz bu soruna çözüm bulunamamıştır.

San Francisco’da evcil hayvan sayısı oldukça fazla olmasına rağmen, köpek havlaması duyamazsınız. Otobüse, metroya köpeği ile binen görürseniz şaşırmayın, bu şehirde normal karşılanır. Direklere asılmş kayıp köpek ilanlarına da sıkça rastlayabilirsiniz.

San Francisco, Pasifik Okyanusu’nda kıyısı olan, boğazı olan, körfezi olan ve bu özellikleri ile İstanbul’a benzeyen bir şehir. Ayrıca gölleri ve geniş parkları var. Bu parklardan Golden Gate Park, 4 milyon 100 bin metrekare ve mukayese etmek gerekirse Aydos Ormanları’nın (1 milyon metrekare) 4 katı büyüklükte. Lake Merced Gölü, 2 milyon 630 bin metrekare, mukayese etmek gerekirse Tuz Gölü (1 milyon 665 bin metrekare). 1 milyondan az bir nüfusa sahip bir şehirde insanların gezip spor yapabileceği bu kadar geniş alanın olması, istenirse yeşil alanların nasıl korunabileceğinin bir örneği.

San Francisco

Parklara ve deniz kıyısına belirli bir yere kadar arabayla girebiliyorsunuz. Daha sonra arabanızı park edip parkta, gölde veya deniz kıyısında vakit geçirebilirsiniz. Tuvalet, duş, içme suyu çeşmesi dışında bir yapılaşma yok. Seyyar satıcı veya büfe tarzı yerler yok. Sahilde herkes kendi şezlongunu, şemsiyesini getiriyor. Şezlong ve şemsiye kiralama yok. Mangal gibi ateş yakma, sahil ve park alanlarında mümkün değil. Köpeğini gezdirenler ve bisikletle gelenlere sıkça rastlıyorsunuz. Doğal yaşamdaki hayvanlara yiyecek atmak yasaklanmış, zaman zaman uyarı tabelaları ile karşılaşıyorsunuz. Mesela “Çakalla karşılaşabilirsiniz. Yaklaşmayın, tehlikeli olabilir” diye… San Francisco’da sokakta kedi köpeğe rastlamanız mümkün değil ama şehir merkezinin dışında çakala rastlayabilirsiniz.

Suyu bol bir şehir. Çeşitli yerlerde rezervuar tabir edilen su depoları bulunuyor. Bunlar üstü kapalı, oldukça geniş su biriktirme alanları. Örneğin bunlardan Sunset Rezervuar, 330 bin ton su depolama kapasitesine sahip. Mukayese etmek gerekirse Yerebatan Sarnıcı’nın su depolama kapasitesi 100 bin ton.

San Francisco

Musluktan akan suyu gönül rahatlığıyla içebilirsiniz. Yeme içme bakımından çok zengin bir şehir. Asya kökenlilerin yoğun olduğu şehirde Çin mutfağı başta olmak üzere Kore, Tayland, Japon, Vietnam mutfakları ve marketleri mevcut. Latin mutfağı, Ortadoğu mutfağı, deniz ürünleri ve fast-food restoranları… Fast-food restoranları, Türkiye’dekilerle mukayese edince bizim ülkemizdekilerin daha kaliteli olduğunu belirtmekte fayda var. Burada en çok tercih edilen “In n out”. Dondurulmuş ürün kullanmıyorlar ve patates kızartması dahil her şey restoranda hazırlanıyor.

San Francisco

Şehirde birçok şeyi kendiniz yapmanız gerekiyor. Örneğin benzin alacaksınız, pompacı yok, depoyu siz dolduruyorsunuz. Çoğu benzincide 1 veya 2 personel var. Çalışma saatlerine dikkat edin, pazar günleri birçok AVM ve market erkenden kapanır. Target gibi marketlerde ürünleri kasadan kendinizin geçirip ödeme yapabileceğiniz kasalar var. Calottery (loto) oynamak isterseniz makinadan oynayabilirsiniz. Taşıt pulu ve bitcoin almak için kiosklara rastlayabilirsiniz. Dropbox ve posta kutusu uygulaması yaygın olarak devam ediyor. Birçok belge, dilekçe gibi evrak; DMV, SFMTA gibi kamu kuruluşlarında kutuya atılabiliyor. USPS (PTT muadili) posta hizmetlerinde yaygın olarak kullanılıyor. Çek, araç tescil belgesi, öğrenci karnesi gibi kıymetli evraklar güvenle sahiplerine ulaşıyor.

Gıda ve eşya paylaşımı şehir genelinde yaygın. İnsanlar kullanmadıkları eski ve yeni eşyalarını, paketli yiyeceklerini ilanla veya apartman girişlerine bırakarak diğer insanlarla paylaşıyor. Gönüllü çalışanlara özellikle okullarda ve gıda yardımı dağıtım işlerinde sıkça rastlanıyor. Müzeler ve sanat atölyeleri bakımından zengin bir şehir. Sausolito ve Alcatraz Adası, turistlerin ilgisini çeken meşhur yerlerden. Üniversitelere girebilir ve gezebilirsiniz, hatta tanıdığınız varsa YouTube, Google gibi şirketleri de turist olarak gezebilirsiniz. San Francisco’da metal dedektörü ve X-Ray cihazını sadece havaalanında görebilirsiniz. Onun dışında hiçbir alışveriş merkezine veya resmi daireye girerken X-Ray veya metal dedektörü gibi cihazlardan geçmezsiniz.

GELECEKLERE TAVSİYELER
  • Yaz ayında da gelseniz kış mevsiminde de gelseniz, yanınıza mutlaka rüzgara karşı kapişonlu bir mont veya hoodie almanızı tavsiye ederim.
  • Seyahat Sağlık Sigortası yaptırmanızı tavsiye ederim, sağlık hizmetleri oldukça pahalı gelebilir.
  • Toplu taşıma için Clipper Kart almanızı tavsiye ederim.
  • Uber aplikasyonu bulunmasında fayda var, yoldan taksi çevirme gibi bir şansınız yok.
  • Sivrisinek yoktur ama bol miktarda örümcek ve örümcek ağıyla karşılaşabilirsiniz.
  • Eczane olarak Walgreens, CVS, market olarak ise Target ve Trader Joe’s aradığınız ürünleri bulabileceğiniz yerlerdir. Marshalls ve Ross, giyim markalarında uygun fiyatları sunan iki mağazadır.
  • Ayrıca her ürünün $1’a satıldığı Dollar Tree mağazaları vardır.
  • Aldığınız bir ürünü herhangi bir sebep belirtmeksizin iade edebilirsiniz, iade politikası mükemmeldir.

Cem BUYURAN – San Francisco / ABD

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER