Uluslararası Ürgüp Bağ Bozumu Festivali’nin düşündürdükleri

Yazar Kadir Toprakkaya

Ürgüp Belediyesi öncülüğünde bu yıl 45.si düzenlenen Uluslararası Bağ Bozumu Festivali Ürgüp’te Üç güzeller adı verilen peribacalarının bulunduğu alanda yapıldı.

Ürgüp’te bağcılığın tanıtılması ve turizmin geliştirilmesi amacıyla yapılan festival kapsamında “En Güzel Üzüm” ve “En Hızlı Üzüm Yeme” yarışmaları yapıldı. Ürgüp Belediye Başkanı Fahri Yıldız, festivalin açılışında yaptığı konuşmada, her yıl 3 gün yapılan etkinliğin, bu sene şehit haberleri nedeniyle bir günle sınırlandırılarak sadece kültürel etkinliklerin yapıldığını söyledi. İlçede bağcılığın önemini vurgulayan Yıldız, son yıllarda üreticilerin üzüm yetiştiriciliğini bırakmaya başlamasından üzüntü duyduğunu ifade etti. Yıldız, “Ürgüp´ü birçok yerden ayıran özelliği, bağcılık ve üzümüdür. Bölgemizde geçmişte dikilen ve bakımları yapılan bağlar, günümüzde maalesef terk edilmeye başlandı. ´Para etmiyor´ diyerek bağı terk etmek, toprağa vefasızlıktır. Bugün para etmeyen, yarın altın eder.” dedi.

urgup-bagbozumu-3

EN GÜZEL ÜZÜM YARIŞMASI…

Daha sonra, Kapadokya Atçılık Spor Kulübü tarafından “atlı savaş sanatları” gösterisi sunuldu. Atların üzerinde akrobatik hareketler yapan jokeyler, izleyenlerden alkış aldı. Festival kapsamında düzenlenen “En Güzel Üzüm” yarışmasında, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce oluşturulan ekip, ürünleri, salkım sıklığı ve büyüklüğü, görünüşü, tane iriliği ve tat olarak değerlendirdi. Yarışmada, Çökek Köyünden üretici Mustafa Ozan’ın üzümleri birinci, Ulaşlı Köyünden Hatice Alp’in üzümleri ikinci, Ulaşlı Köyünden Metin Kebapçı’nın üzümleri ise üçüncü olarak belirlendi. Eller ve gözler bağlı şekilde iplere asılan üzümlerin yendiği “En Hızlı Üzüm Yeme” yarışmasında dereceye girenlere hediyeler verildi.

urgup-bagbozumu-1

NELER YAPILABİLİRDİ…

Buraya kadar yapılanları yazdım. Fakat yerli halkın ilgisini bile çekmeyen festival nasıl uluslararası olabilir? Birkaç bürokratın gövde gösterisini geçmedi. Oysa neler yapılabilirdi? At arabalarına binmiş gençler, üzüm sepetleriyle, güle oynaya Ürgüp meydanından geçmeliydi. Tüm okulların öğrencileri, modern ve folklor kıyafetleriyle sokaklarda  kortej oluşturabilirdi. Üzümün bereketini anlatan şiirler, türküler bestelenir hep bir ağızdan söylenebilirdi.

 Ürgüp Bağ Bozumu

ÜZÜM DEYİNCE AKLA BOLLUK, BEREKET GELMELİYDİ

Dünyanın her yerinden Güzle Atlar Ülkesine gelen insanlar, güzel atlara binip vadilerde gezebilirdi. Yöre otelcileri ücretsiz konuk eder, katkıda bulunurdu. Pekmez, köftür, tarhana, pestil hazırlanıp satışa sunulurdu. Gıda toptancıları davet edilip tanıtılabilirdi. Gençlerimizi şehit olmadan koruyabilmeliydik. Şehit olduktan sonra üzülmenin ölene bir faydası yok. Şarapçılık bu bölgenin ciddi bir gelir kaynağı olmalı ve kaliteli şarapları daha ucuza üretip dünyaya tanıtabilmeliydik. Gurmeler gelmeliydi, Akdeniz ülkelerinden, Avrupa’dan. Üzüm bağları açacak köylüye teşvikler verilmeli, üzüm deyince akla bolluk, bereket gelmeliydi. Kapadokya’da film ve dizi çeken oyuncular, tiyatrocular festivale özel davet edilmeli, halk ile kol kola oyun sahneler gibi coşmalıydı. Belki o zaman diğer ülke vatandaşları korkmadan gidecekleri bir Türkiye olduğunu düşünürler. Turizmcinin de yüzü gülerdi.

Ayşe Gaffaroğlu

 

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER