Haber ve Fotoğraflar: Levent Ağdaş – ABD
Amerika’da yaşayanlar iyi bilir; “Kaliforniya havası” diye markalaşmış bir olgu vardır dillerden düşmeyen. Zira Kaliforniya’da hava kalitesi, Amerika çapında en üst seviyededir. Yeşilin, mavinin, kırmızının, sarının, morun iç içe geçtiği bu coğrafyada insanın ömrüne ömür katar doğanın eşsizliği. Hemen her akşam gün batımında kırık güneş ışığının oluşturduğu o mükemmel kızıllığın dağlara, ağaçlara, okyanusa yansımasıyla ortaya çıkan manzarayı izlemek, Van Gogh resimlerinin içerisindeymiş gibi hissettirir size kendinizi.
Kaliforniya’nın bu tarifsiz güzellikteki doğasını en iyi hissedeceğiniz yer ise, Kuzey Kaliforniya’dan Meksika sınırına kadar uzanan Kaliforniya-1 (CA-1) Otoyolu’nun Carmel ve San Simeon şehirleri arasında kalan kesiti olan Big Sur Bölgesi’dir. Oldukça kıvrımlı ve iki şeritli bir yol olan Kaliforniya-1 üzerinde, Big Sur boyunca seyahat ederken, size her an eşlik eden uçsuz bucaksız okyanusa mı, yoksa yeşilin her tonunu gözlerinizin önüne seren Santa Lucia Dağları’nın bitki örtüsüne mi bakacağınızı şaşırırsınız. Bu sebeple yol boyunca sık aralıklarla yapılmış seyir izleme ceplerine girip bu büyüleyici manzarayı fotoğraflamadan duramazsınız.
Sarp kayalıklar üzerinde, ince bir ip üzerinde yürüyen cambaz edasıyla uzanan Kaliforniya-1 üzerinde bulunan irili ufaklı köprüler; uçurum kenarına kartal yuvası gibi kondurulmuş evler; sadece iki pompası bulunan eski ama bu görünümüyle sizi 50’li yıllara götüren benzin istasyonları; yamaçlara kurulmuş olan ve insana havada yemek yiyormuş hissini yaşatan restoranlar; bölgeye özgü fil foklarından kartallara, çiftliklerde yayılan ineklerden yaban geyiklerine geniş bir yelpazede size eşlik eden hayvan habitatı; yeşile ve maviye komşuluk eden kamp yerleri ve oteller uzun ama keyifli Big Sur seyahatinizi unutulmaz kılan unsurlar olarak göze çarpıyor. Bu arada, MAC kullanıcılarının arka plan fotoğraflarından hatırlayacağı Bixby Creek Bridge de Big Sur ziyaretçilerinin en fazla ilgi gösterdiği ve hemen hepsinin fotoğraflamaya çalıştığı bir köprü olarak dikkat çekiyor.
Big Sur üzerinde yer alan, irili ufaklı birçok sahil şehri veya kasabası, müthiş okyanus manzaralı otelleri, temiz ve sakin plajları, dünya mutfaklarından çeşitli lezzetler sunan restoranları, eğlence ve aktivite merkezleri ve deniz kokan temiz havasıyla ziyaretçileri cezbetmektedir. Bu şehirler arasında, şüphesiz en önemlisi ve dikkat çekeni, oldukça hatırı sayılır Türk nüfusuna da ev sahipliği yapan Monterey’dir. Butik ve elit bir turizm merkezi olan Carmel by the Sea’yi ve eğlence merkezi Monterey Bay Aquarium’u da bünyesinde barındıran Monterey, her zaman sisli ama oksijen deposu olan havası, dalgalı denizi ve yemyeşil doğasıyla bölgenin en önemli turizm merkezi konumundadır.
Öte yandan, ziyaretçilerine müthiş bir görsel şölen sunan Big Sur, birçok Hollywood filmine de ev sahipliği yapmıştır. 2001 yılında vizyona giren ve başrollerinde Cate Blanchett ve Bruce Willis’in oynadığı Bandits (Haydut), 1992’de vizyona giren ve başrollerinde Sharon Stone ve Michael Douglas’ın oynadığı Basic Instinct (Temel İçgüdü) ve 2011 yılında vizyona giren ve başrollerinde Thomas Jane ve Rob Lowe gibi oyuncuların yer aldığı I Melt With You (Dört Kafadar), Big Sur bölgesinde çevrilen onlarca sinema filminden bazılarıdır.
Pandemi ile birlikte, 2020 yılı boyunca durma noktasına gelen sosyal hayat, sosyal mesafeyi koruma gerekliliği, birçok işletmeyle birlikte otellerin ve restoranların kapanması veya limitli çalışma şansı bulması, birçok turizm merkezi gibi Big Sur’u da geçici bir yalnızlığa itmişti. Ancak, özellikle Nisan 2021 başından itibaren aşılamanın yaygınlaşması ve hemen ardından sınırlandırmaların gevşetilmesi, doğa severlerin Big Sur ile yenden buluşabilmesinin önünü açtı.
Yolunuz Kaliforniya’ya düştüğünde veya Kaliforniya’yı tatil planları arasına aldığınızda, ziyaret edilmesi gereken yerler listesine Big Sur’u, bir başka deyişle Kaliforniya-1 Otoyolu’nda seyahat etmeyi eklemeyi unutmayın. Zira bu tatilin, zihninizde unutulmaz izler bırakacağı tartışmasızdır.
