Gastronominin gurusu Fondeur, Türkiye için neler söyledi?

Yazar Kadir Toprakkaya

Türkiye’nin otel kapasitesi ve gastronomi zenginliği ile Brezilya ve Rusya gibi ülkelerle beraber gelecek vaat ettiğini söyleyen GL Events Genel Müdürü ve gastronomi gurusu Marie Odile Fondeur, “Türkiye, sahip olduğu lezzetleri kaybetmeden dünya mutfağı ile rekabetçi hale gelmeli” dedi.

1984 yılında fuarcılığa başlayan Marie Odile Fondeur, 2007 yılında Sirha’nın Yeme-İçme Direktörü oldu. 4 kıtayı gezip izlenimler edinen Fondeur sektöre dönük güçlü bir bakış açısı geliştirdi. Her şeyden önemlisi dünya mutfaklarına ve iyi yemeğe olan tutkusu onu bir gastronomi gurusu yaptı. Yemek yapmayı çok seven Fondeur’un bir de tarifler kitabı bulunuyor. 30 kişilik ekibiyle birlikte dünyanın önde gelen yeme-içme hizmeti ve konaklama fuarını düzenliyor. Onun ruhunu ve değer kattığı çalışmalarda her zaman gastronomi ve gıda endüstrisi merkezde yer alıyor. Marie Odile Fondeur ile gastronomi turizmini, Türk mutfağına bakışını ve yaklaşan Sirha İstanbul etkinliğini konuştuk.

GL Events’in Genel Müdürlüğünü yürüten Marie Odile Fondeur 3 ana segmentte hizmet veriyor.. Birincisi kongre ve toplantılar, ikincisi kültürel, sportif ve siyasi etkinlikler, üçüncüsü ise ticari fuarlar ve sergiler. GL Events Ankara’da Congressium ve Emirgan’da Seed’in yönetimini üstlenmiş durumda. Şirket dünya çapında 300 etkinliği organize ediyor. 2013 yılında 809 milyon Euro ciro açıklayan GL Events’in gelirinin yüzde 51’i uluslararası pazardan. Dünya çapında 90’dan fazla lokasyon, 4 binden fazla etkinlik ve 11 milyondan fazla ziyaretçiye ulaşmış durumda.

TÜRKİYE GELECEK VAAT EDİYOR

Gelecek vaat eden, Brezilya ve Rusya ile öne çıkan Türkiye, otel kapasitesi, sosyo-ekonomik faktörler, yerel restoran ve rekabetçi ortam özellikleriyle dikkat çektiğini söyleyen Fondeur, ” Türkiye’nin uzun bir gastronomi geçmişi var. Hem basit hem de kaliteli ürünlere sahip. Özellikle sebze, balık ve deniz mahsulleri açısından çok zengin. Avrupalılar için Türkiye hem iş hem de tatil anlamında önemli bir destinasyon. Şu an Türkiye’de 8 binden fazla otel var ve konaklama kapasitesi yüzde 4.1 oranında artıyor. İstanbul’da 25 bin restoran bulunuyor ve bunun 2 bin tanesi orta ve yüksek segment fiyatlandırmada, 10 tanesi ise top luxury segmentte. Ve Türkiye’de yemek kanalları, yeni açılan aşçılık okulları dikkat çekiyor; şeflerin yurtdışına daha çok çıkıyor olması gastronomiyi önemli hale getirdi. O nedenle Sirha’nın İstanbul’da etkinlik yapmasını önemsiyoruz” dedi.

“TÜRKİYE LEZZETLERİNİ KORUYARAK REKABETÇİ OLABİLİR”

Türkiye’de yeme-içme trendlerinden söz eden Fondeur, 5 ana yaklaşımdan söz etti. Bunların ilki organik ürünlerle alakalı olan sağlıklı beslenme, ikincisi restoranlarda yerel ürünlerin kullanılması, üçüncüsü asıl zengin beslenmenin kaynağı olarak gösterdiği sade ve basit tatlar, dördüncüsü ise restoranın cazibe yerine samimiyeti ve mütevazılıği önemsiyor olması. Fondeur beşincisi sırada Türk mutfağının dünya mutfağı ile entegrasyonu olduğunu söylerken daha sıcak tasarımı olan restoranların daha çok insan çektiğine inanıyor. Fondeur, “Türkiye, sahip olduğu lezzetleri kaybetmeden dünya mutfağı ile rekabetçi hale gelmeli” dedi.

Sirha İstanbul’un çalışmalarından söz eden Fondeur, “Türkiye’nin yerel ürünlerine odaklanıp Anadolu’nun eşsiz lezzetlerini dünyaya tanıtmalısınız. Mutfak Dostları Derneği ile işbirliği içinde Anadolu’nun lezzet envanterini çıkartacağız” dedi. Gezileri sırasında birçok şefle tanıştığını ve bunların arasında Michelin yıldızlı şeflerinde olduğunu söyleyen Fondeur, “Bir ülkenin ekonomik gelişimi için gastronomi bulunmaz bir nimet. Bunun için yeni nesle ilham verip yeni şefler yetiştirmeliyiz. Mesela Aylin Yazıcıoğlu bunun için güzel bir örnek” dedi.

27-29 Kasım tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezinde düzenlenecek olan Sirha İstanbul’da bu yıl 180 katılımcı olacak. 9 bin ziyaretçi bekleniyor. En iyi şefler, yeni yetenekler bu fuarda buluşacak. İnovatif etkinlikler Sirha İstanbul’da karşımıza çıkacak.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER