Doğu’nun kraliçesi; Antakya

Yazar Oğulcan Tatar

Bu gezi yazısı İspanyolca yazılmış olup, sonradan Türkçeye çevrilmiştir. Dolayısıyla yazıda anlatılmak istenen konular, bir yabancının Antakya hakkında ilgilenebileceği ilk konuları içermektedir. Detaylı bir gezi yazısı değildir.

Başlıkta geçen yorum, bir Türk yazarın düşüncesi değil; Romalı tarihçi, 31 ciltten oluşan “Roma Tarihi” kitabının yazarı Romalı Ammianus Marcellinus’un sözü… Tarihi 2 bin 300 yıl önceye dayanan Antakya, önemli bir mitolojik olaya da ev sahipliği yapıyor. Burası Apollon’un Daphne’ye aşık olduğu, defne bitkisinin yer yüzünde ortaya çıktığı ilk yer olarak da biliniyor. Gelin, Antakya’yı keşfe başlayalım.

“HRİSTİYAN” KELİMESİ İLK DEFA BURADA GEÇTİ; SAINT PIERRE KİLİSESİ

Dünya’nın ilk mağara kilisesi olarak bilinen Saint Pierre Kilisesi, Hazreti İsa’nın havarilerinden Saint Pierre tarafından burada Hristiyanlık inancını yaymak için açıldı. Antakya’da yaşayan Hristiyanların, mağara kilisesinin gizli tünellerini kullanarak toplanmasına yardımcı olan kilise, burada Hristiyanlık inancının yayılmasında büyük önem taşıdı. İnşasından bu yana asırlar geçse de iç kısmında pek bir değişiklik olmadı. Sadece 13. yüzyılda kente gelen Haçlılar tarafından kilisenin giriş kısmı gotik bir havaya büründürüldü. 1963 yılından beri hac mekanı kabul edilen yapı, günümüzde bir müze olarak kullanılıyor.

Hatay Arkeoloji Müzesi
DÜNYA’NIN EN BÜYÜK MOZAİK MÜZESİ; HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ

Gerçi ikinci en büyük mozaik müzesi de başka bir Türk şehrinde, Gaziantep’te yer alıyor! Biz şimdi Hatay’ı konuşalım… M.S. 1-5. yüzyıl arasına ait mozaiklerin bulunduğu müzede göreceğiniz eserlerin tamamı, çevre bölgelerde bulunan mozaiklerden oluşuyor. Şehrin simgesi haline gelen Şuppiluliuma Heykeli, Tyche Heykeli ve Soteria Mozaiği’ni mutlaka görünüz.

APOLLON’UN DAPHNE’YE AŞIK OLDUĞU YER; HARBİYE

Işık Tanrısı Apollon, ırmak kenarında genç ve güzel Daphne’yi görür ve aşık olur. Ama Daphne kaçmaya başlar. O kaçar, Apollon kovalar. Çapkın Tanrı, bir taraftan “Kaçma, seni seviyorum” diye bağırır. Daphne ise Tanrılarla sevişen kadınların başlarına neler geldiğini bildiği için korkuya kapılır ve kaçmaya devam eder. Artık kurtuluş imkanı kalmadığını anlayan Daphne, birden durur ve ayağı ile toprağı kazıyarak şöyle bağırır:

“Ey toprak ana; beni ört, beni sakla, beni koru.” Bu içten yalvarış üzerine Daphne, organlarının ağırlaştığını ve odunlaştığını hisseder. Göğsünü gri bir kabuk kaplar, kokulu saçları yapraklara dönüşür, kolları dallar halinde uzar. Körpe ayakları kök olup, toprağın derinliklerine dalar. Bir defne ağacı oluverir. Bu manzara karşısında şaşıran Apollon, Defne’nin ağaç oluşunu hayret ve üzüntü ile seyreder. Sonra da sarılır ve sert kabukları altında hala çarpmakta olan kalbinin sesini duyar ve şöyle seslenir:

“Defne; bundan sonra sen, Apollon’un kutsal ağacı olacaksın. O solmayan ve dökülmeyen yaprakların, başımın çelengi olacak. Değerli kahramanlar, savaşlarda zafere ulaşanlar, hep senin yapraklarınla alınlarını süsleyecekler. Şarkılarda, şiirlerde adımız yan yana geçecek”. Bu tatlı sözler üzerine Defne, dallarını eğerek Apollon’u saygı ile selamlar.

Bu öykünün geçtiği yer, bugünkü Harbiye’dir. Apollon, teessür ve heyecan içinde o ağacı amblem olarak aldı ve parlak yapraklarından başına bir taç yaptı. İşte o zamandan beri şiir ve silah zaferi, defne dalı ile ödüllendirilir ve Defne’nin gözyaşları bugün hala Harbiye’de şelaleler meydana getirir. (Kaynak: KALAYCIOĞLU,M. (2011) Hatay Halk Bilimi, Hatay, Antakya Belediyesi Kültür Yayını)

Antakya Titus tüneli
1000 ESİRE YAPTIRILAN TÜNEL; TİTUS TÜNELİ VE YOL ÜSTÜ GEZİ DURAKLARI

Hatay’ın merkezi Antakya’dan 45 dakika uzaklıkta olan Titus Tüneli (bir başka adıyla Vespasianus Tüneli), dünyada insan eliyle kazılmış en uzun tünel olarak biliniyor. Hatay’ın Akdeniz sahilinde yer alan Titus Tüneli, M.S. 1. yüzyılda 1000 esire insan eliyle inşa ettirildi. Su baskınlarını ve seli önlemek için su yolunu değiştiren bu tünel, dünyada insan eliyle kazılmış en uzun tünel olma ünvanına sahip. Tünelde yürüyüşe başladıktan sonra yol ayrımından giderek Beşikli Mağara’yı gezebilir ve kaya mezarlarını keşfe çıkabilirsiniz.

Titus Tüneli’nin bulunduğu Samandağ ilçesine giderken, yolunuzu biraz uzatsa da yol üstünde kalan iki ayrı yere gitmenizi tavsiye ederim. Bunlardan birisi, Türkiye’nin ilk ve tek Ermeni köyü olan Vakıflı Ermeni Köyü… Köy nüfusunun tamamını Ermeniler oluşturmakta. Bir diğer durağınız ise, Hz. Musa’nın toprağa diktiği asasının ölümsüzlük suyu sayesinde yeşermesiyle büyüdüğüne ve 3 bin yıllık geçmişinin olduğuna inanılan Hıdırbey Musa Ağacı olabilir.

the museum hotel antakya
EŞSİZ BİR KONAKLAMA İÇİN; THE MUSEUM HOTEL ANTAKYA

Otelin inşasına başlarken keşfedilen dünyanın en büyük tek parça mozaiğiyle beraber bulunan birçok mozaik, şu an otelin zemininde sergileniyor. Otel ise çelik konstrüksiyon ile zeminde sadece çelik konstrüksiyonu taşıyacak şekilde yerleştirilen sütunlar üstünde bulunuyor. Dünya üzerinde bulunan en büyük tek parça mozaik olan Pegasus Mozaiği de otelin zemininde sergileniyor.

Hatay’ın Leziz Lezzetlerini keşfedin! Hatay, 600 farklı lezzet çeşidiyle UNESCO tarafından mutfağı koruma altına alınan şehirlerden birisi. Bu bağlamda Hatay’a gelmişken, buraya özgü lezzetlerin tadılması gerektiğini de belirtmek isterim.

UNESCO Hatay Gastronomi Evi: Şehrin yeni restoranlarından biri olsa da servis edilen yemekler, Hatay’ın orijinal reçetelerine uygun olarak sunuluyor.

Ayan Meyan: The Museum Hotel’in içinde bulunan restoran, mozaik manzaralı ve şehrin en lüks restoranı olma ambiyansına ek olarak leziz mezeleriyle misafirlerini memnun ediyor.

Konak Antakya: Eski bir Antakya konağı olan restoran, şehrin en bilinen restoranı diyebilirim. Avlusunda alacağınız bir yemek, sizi Antakya’nın farklı diyarlarına götürecek.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER