Büyükada’da bir rüyanın gerçek hali; Hayal Adası

Baharın gelişi ile ruhumuzun raks ettiği bugünlerde güneşi gördük mü hemen kendimizi Büyükada’ya atıyoruz her Kadıköylü gibi. Bostancı’dan sadece yarım saat uzaklıktaki bu cennet ada, ruhumuzu yeniden yıkayacağımız yegane kaçış rotası her zaman. Bu defa amacımız hem gezmek, hem de yaptığı cesur yatırımlarla dikkat çeken Gezilog markasının yaratıcısı Tolga Çevlik ile söyleşi yapmak.

İskeleden çıkınca, çocukluğumdan beri yaptığım ada giriş ritüellerini yapmadan duramıyorum tabi. Büyükada’nın ünlü dondurmacısı Prinkipo‘da çilekli dondurma, karşısında da sıcak lokma yiyip, iskele boyunca süzülüyorum ada sokaklarında. Burası bana büyük bir huzur veriyor her zamanki gibi. Elimde sıcak lokmaları yerken, ada havasını içime çekiyorum iskele boyunca.

İSMİ DE ÇIKIŞ HİKAYESİ GİBİ FARKLI

Adaya baharın gelmiş olduğu her halinden belli. Hafta arası olmasına rağmen turistler ve adasever İstanbullular dolduruyor sokakları. Ada, kışın hüznünden uyanıp eski hareketli günlerine doğru tüm hızıyla ilerliyor. Faytonlar ve bisikletler, baharın gelişinin müjdecisi adada. İskelenin en uç tarafına doğru gittiğimizde yeni açılan bir mekan karşılıyor bizi; burası Hayal Adası… İsmi de çıkış hikayesi gibi farklı olan bu mekanı merak etmeye başlıyorum giderek.

RENGARENK GİRİŞİ, BAHÇESİ VE DEKORASYONU İLE DİKKAT ÇEKİYOR

Mekanın yaratıcısı Tolga Çevlik ile yeni tanışmıyoruz aslında. Geçtiğimiz Şubat ayında gerçekleşen turizm fuarında kısa bir söyleşi yapma fırsatı bulmuştum, şimdi geri kalanını tamamlayacak gibiyiz. Kriz dönemlerinde cesur yatırımları ile dikkat çeken bir girişimci Tolga Bey. Rengarenk girişi, bahçesi, dekorasyonu ile renk cümbüşünü andıran bu yeni cafeyi ve tüm diğer hikayeyi, buz gibi frozen’lar eşliğinde tanımaya başlıyoruz.

BURADA HAYAL KURMAK SERBEST!

Tolga Bey, 2012 yılında uçakta gördüğü bir rüya üzerine burayı açmaya karar vermiş. Dakika 1, gol 1 şeklinde kalakalıyorum. Mistik bir durumla mı karşı karşıyayız derken, Tolga Bey hikayenin geri kalan kısmını heyecanla anlatmaya başlıyor: “2012 yılında uçakta iken bulutların üzerinde bir çocuk gördüm uyurken. Ben çocukları çok seviyorum. Rüyamdaki  kız çocuğunun adı da Hayal idi. Orada bulutların üzerinde oturuyordu. Sonra o rüya üzerine uzun bir yazı yazdım kendime. İlerleyen zamanlarda yazıyı paylaşmaya karar verdim. Kendi çevremde de hayli ses getirdi. Yıllar içinde çocuk hayalimi gerçekleştiremesem de, yavaş yavaş buranın hayali üzerine çalışmaya başladım. Logosu, tarzı, tavrı, dekorasyonu ile Hayal Adası doğdu. Şu an fiziki olarak içinde oturduğumuz yer, bir rüyadan çıkan fikirdir. Bununla da gurur duyuyorum. EMITT Fuarı’nda paylaştığımız hashtag ödül almıştı. Mottomuz, ‘Burada hayal kurmak serbest’. İlk işletmemizde kocaman bir tabela olarak hala duruyor.

BİR HİKAYESİ VE RUHU VAR

“Nedir Hayal Adası’nda farklı olan” diye soruyorum, aslında sorunun cevabı çevremde duruyor. Rengarenk masalar, çiçekler, her şey cıvıl cıvıl. Tolga Bey, heyecanla yeni yerin konsepti hakkında söze giriyor hemen: “Benim işletmelerim arasında öncelikle kâr amacı düşünmediğim tek yer burası. Çünkü buranın bir hikayesi ve ruhu var. Burada gerçekten birçok yerde görmediğiniz değişik şeyler yapacağız.” Yazınızı da koymuşsunuz diyorum; “Evet buranın oluşmasında o yazının katkısı çok büyüktür” diyor ve objektiflerimize poz veriyor gururla.

LEZZET İLE KEYFİN ENFES BİRLEŞİMİ

Peki yeme-içme? “Dünya mutfağından örnekler sunuyoruz burada” diyor Tolga Bey. Lezzet ile keyfin birleştiği bir yer burası. Nargile de var, manzara da, lezzet de. Adada güneşin batışını buradan bahçede izleyebiliyorsunuz ve bu muhteşem bir şey. Ayrıca akşamları burada canlı müzik de yapacağız, ada gecelerinin romantizmini yaşatmak adına. Tadına doyulmaz akşamlar yaratmak derdindeyiz. İsterseniz düğün bile yapabilirsiniz, hayal kurmak size kalmış tamamen. Hesabı bile kitap şeklinde getiriyoruz. Acaba ne diyor diye açıp okuyorlar, hesap 10 dakikada anca geliyor. İnsanlar şaşırıyor. Hayal panosu yaptık, insanlar hayallerini yazıyorlar. Yani burası yaşayan, kendilerini iyi hissedip çıktıkları bir yer olacak.

GEZİLOG OLARAK KRİZİ FIRSATA ÇEVİRDİLER

Güneş yavaştan batıyor Büyükada’da, hafiften bahçeye geçiyoruz. Çimlerin üstünde kediler, “Ne zaman vereceksin bana o elindekini” der gibi bakıyor. Hiç oralı değilim, nereliysem? Denizin hemen dibinde olmanın en güzel tarafı, aslında güneşin batışına eşlik edebilmek. Buradaki bahçede de bunu yapabilme şansınız fazlasıyla var. Limonatalarımızı yudumlarken Tolga Bey, diğer girişimlerinden de bahsediyor gözleri parlayarak: “Gezilog firmamız, iki yıldır seyahat acentesi olarak hizmet veriyor başarıyla. Kültür turları, turistik turlar konusunda uzman bir ekibimiz var. Krizi geçen sene fırsata çevirdik, üç sene sonraki ciromuza geçen sene ulaştık. 15 Temmuz darbesi olmasaydı çok daha iyi olacaktı. Gezilog olarak satış gücümüzü iyi kullandık. İç pazarda güzel şeyler yaptık. 2017’de de kriz var, bu sene Ege sorunlu. Ege’ye daha çok Avrupalı turist geliyor. İyi bir planlama ile kriz atlatılabilir diye düşünüyorum ben.”

BAŞARININ SIRRI EKİPTE GİZLİ

“Turizmin zor zamanları sizi nasıl etkiledi” diyorum; “Evet zorlukları vardı. Ama ben 20 yıllık tecrübemi, yaptığım altyapı yatırımları ile de perçinleyerek yola devam ettim. İyi ve kaliteli bir ekiple çalışıyorum. Bu, zor zamanlarda size mutlu müşteri olarak geri dönüyor. Hedeflerimi tutturdum. Farklı olursanız insanlar size geliyor, tercih ediyor. Zaten bu iş heyecanımızı ilk şubemiz, otelimiz ve diğer işletmelere de yansıtıyoruz. Bakın adanın merkezinde Prinkipos Otelimiz var. Kaliteli, temiz, adanın eski ruhunu yansıtan 12 odalı bir otel. Hayal Adası’nın ilk çıkış yeri de orasıdır. Geçen sene ilk orada açtık. Aldığımız güzel tepkiler bugünkü mekanı getirdi bize. Kaliteli, eğitimli, güleryüzlü bir ekiple, işine inanan bir ekiple yapamayacağınız şey yok.”

SÜREKLİ YENİ FIRSATLAR PEŞİNDE

Adanın merkezindeki Prinkipos Oteli’ni geziyoruz hızlıca. Dışı ahşap kaplı, klasik bir ada otelinin iki yıllık bir geçmişi var Tolga Bey mazisinde. “Emin adımlarla ilerliyoruz. Herkes turizmde işler kötü derken, ben yeni fırsatlar peşindeyim. 2016-2017 döneminde giderek yükselen bir grafik çiziyoruz. Bu da ister istemez size başarıyı getiriyor” diyor Tolga Bey. Otelin altında Hayal Adası Cafe var. Burası ilk açılan şube. İçeride büyük bir tabelada “Burada hayal kurmak serbesttir” yazıyor. Başarının sırrı herhalde burada sanırım. Ada konseptine uygun şirin bir mekan, buram buram aşk kokuyor. Yandan geçen faytonlar, çok güzel bir arka fon yapıyor söyleşiye.

KALİTELİ İŞLETMELER HER ZAMAN YAŞAR

Akşam karanlığının Büyükada üzerine usul usul çöktüğü sokaklar giderek ıssızlaşıyor. Bir hüzün çöküyor adaya. Benim en sevdiğim zamanlar aslında. “Adanın temel sorunları var yıllardır çözülemeyen. Siz bir işletmeci olarak nasıl bakıyorsunuz” diye soruyorum. “Büyükada’da çok güzel işletmeler var. Sistemin biraz kurbanı oluyorlar, iyi niyetli olarak. Ben iki yıldır burada işletmecilik yapıyorum. Doğru şeyler yaptığınız zaman, ki bir tane doğru var bana göre; kaliteli, eğitilmiş ekipli, fiyat politikası uygun işletmeler her zaman yaşar. Biz de hem otelimizde, hem cafemizde, hem de diğer işletmelerimizde bunu uygulayarak başarıyı yakalıyoruz” diyor.

HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN KOŞMAYI İHMAL ETMEYİN

Son vapuru kaçırma sesinin kafamda çınlama saatleri geliyor. Gecenin ıssızlığına kendini bırakmış yorgun ada sokaklarında Tolga Bey’le vedalaşıp, telaşla kendimi turnikeye atıyorum. Vapurdayım, yorgun ama keyifli bir ada güncesinden aklımda tabelada gördüğüm yazı kalıyor: Burada hayal kurmak serbesttir… İnsanın hayallerini gerçekleştirmesinin aslında çok da zor olmadığını düşünüyorum bir an. Son vapurun hüznü ile Bostancı’ya doğru karanlıkta kayboluyorum. Yazılması gereken yazılarım ve gidilmesi gereken onlarca güzel yerin hayali ile…