Permak Grubu’na ait Venedik San Clemente Adası, 56. Venedik Bienali sırasında iki büyük sanatçının eserlerine ev sahipliği yapıyor. Dünyaca ünlü heykeltıraş Igor Mitoraj ve çalışmalarını Berlin’de sürdüren sanatçı İskender Yediler’in eserleri sergilenecek.
Tarihi ve kimliğiyle adeta bir başyapıt olan San Clemente Palace, Venedik’i ve 56. Venedik Bienali’ni keşfetmek için mükemmel bir lokasyon olarak yer alıyor.
“Dünyanın Tüm Gelecekleri” teması ile Okwui Enwezor’un küratörlüğünü, Paolo Baratta’nın yönetim kurulu başkanlığını üstlendiği 56. Venedik Bienali, 9 Mayıs-22 Kasım 2015 tarihleri arasında Giardini ve Arsenale olmak üzere iki mekânda gerçekleştirilecek. 6-7-8 Mayıs’taki ön izleme günlerinin ardından açılış ve ödül töreni 9 Mayıs Cumartesi günü gerçekleşecek. Venedik’te 1895 yılından bu yana düzenlenen bienal kapsamında bu yıl ilk kez kalıcı bir Türkiye pavyonu yer alıyor.
İtalya’nın en önemli tarihi ve turistik merkezlerinden Venedik’teki San Marco Meydanı’nın tam karşısında ve otelin özel tekneleri ile kolaylıkla ulaşılan San Clemente Palace, Bienal boyunca Venedik’te düzenlenecek çeşitli kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerini takip etmek için eşsiz bir platform olacak. Diğer yandan otelin kendisi de iki önemli sunuma ev sahipliği yapıyor. San Clemente Palace’in benzersiz bahçelerinde ile ünlü heykeltıraş Igor Mitoraj’ın eserleri ve sanatçı İskender Yediler’in heykellerinden oluşan bir sunum gerçekleştirilecek.
Sanatçı İskender Yediler;
art ON İstanbul işbirliği ile hazırlanan İskender Yediler sergisi, sanatçının dört büyük boyutlu heykelini kapsıyor.
1953 Eskişehir doğumlu İskender Yediler, ailesiyle birlikte 1961’de Münih’e göç etmiş sanat eğitimini Münih ve Düsseldorf Akademi’lerinde almıştır. Yediler izleyicileri farklı boyutlu heykelleri, yerleştirmeleri, kağıt çalışmalarıyla şaşırtmayı seven, ironinin anlatım olanaklarını “kara mizah“ noktasına çıkarmayı başarmıştır. Sanatçı 1980’lerde ürettiği minimalist heykellerinin ardından gerçekleştirmiş olduğu “şişirilmiş objeleri“ (Aufblasbare Objekte) ile 1990’larda, “günlük yaşamın metaforlarını“ çalışmalarına taşıdı. Kölnischer Kunstverein’dan (1998) Sprengler Museum Hannover’e (2000) dek birçok önemli kurumda sergilenen bu sıra dışı heykeller sanatçıya uluslararası bir tanınmışlık getirdi.
Sergide Yer Alan Heykeller:
(Parrot Toy, 2014), Berlin’de yaşayan ve heykellerinin üretim sürecini genellikle Tayland’da geçiren sanatçının çalışmalarının esin kaynağını oluşturan tropikal iklimlerde yaşayan bitki ve hayvanlara bir örnek.
(Byzanz-Arabesque,2002-2015), sanatçının kökleri Bizans dönemine dayanan Venedik’le İstanbul arasındaki sanatsal köprüye atıfta bulunuyor.
(4 Finger, 2002-2015), Yediler’in MiddelheimMuseum’da 2006 yılında düzenlenen (Antwerp, Belçika) “Lang Leve Beeldhourokunst! / Long Live Sculpture!” sergisinde gösterilen bir çalışması.
(Allmüll, 2008-2014), İskender Yediler’in 2008 yılında Berlin’de yer alan kişisel sergisinde ilk kez izleyiciyle buluşan, 15 adet soyut formun bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir yerleştirme.
Sanatçı Igor Mitoraj;
26 Mart 1944 – Almanya doğumlu, 6 Ekim 2014’te Paris’te vefat eden Igor Mitoraj’a saygı niteliğindeki diğer sunum kapsamında, sanatçının etkileyici heykelleri tarihi adanın yemyeşil bahçelerinde sergilenecek. Klâsik, iyi modellenmiş torsolardan oluşan stili ile “Hasar” vurgusuna önem veren çalışmalarıyla öne çıkan Mitoraj’ın sergisinin küratörlüğünü, sanatçının en yakın arkadaşı ve sanat dünyasının yakından tanıdığı Stefano Contini yürütüyor.
Sanatçının en ünlü eserlerinden biri olan ve adını Mısır mitolojisinde, toprağı işlemeyi ve şarap yapmayı öğreterek medeniyeti getirdiğine inanan tanrı Osiris’ten alan Osiris Adormecido (Sleeping Osiris-Uyuyan Osiris), San Clemente Palace Oteli’ndeki sunumda yer alıyor.Mitoraj’ın adada sergilenen diğer önemli eserleri ise Bocca di Eros-2007, Torso di Ikaro-2002,
Osiride Addormentato, 2004 ve Porta Italica-1997 olacak.
Sanatçı Norrem Hamdi Essam;
San Clemente Place için yaptığı birbirinden özel Serenity, Shades, Harmony, Fear of Silence ve Riot of Fereedom gibi eserleri otel içerisindeki alanlarda sanatseverlerle buluşuyor.
Sleeping Osiris’in ilham verdiği kokteyl
San Clemente Palace’ın Baş Barmeni Andrea de Coppi, Mitoraj anısına sergilenen Osiris büstünden aldığı ilhamla “Sleeping Osiris” (Uyuyan Osiris) adını verdiği bir yemek sonrası kokteyli yarattı. Bir başka sunum ise “A journey through Art and Food” (Sanat ve Yiyecekle Yolculuk) projesinin bir parçası. Proje kapsamında Venedik’in en lüks otellerinden bazıları, tanınmış bir sanatçının çağdaş sanat yerleştirmesine tesislerinde yer verirken, Executive Chef’leri de temayla bağlantılı bir yemek performansı yaratacak.
San Clemente Palace, otelin özel tekne servisiyle Venedik’teki San Marco meydanına birkaç dakika uzaklıktaki konumu ile müzelere, galerilere, sanat gösterilerine ve butiklere kolay erişimiyle adeta özel bir vaha. Permak Group’un sahibi olduğu San Clemente Adası içerisinde muhteşem bahçeler, doğal gölet, açık havuz, tenis kortu ve küçük bir golf sahası ile helikopter pisti yer alıyor.
11 ile 17. yüzyıllar arasında manastır, askeri alan ve Venedik devlet misafirlerinin karşılanma alanı gibi çeşitli amaçlarla kullanılan bina, tarihi karakterini ve güzelliğini korumaya devam ediyor. 195 lüks oda ve özel suitlerin yer aldığı San Clemente Palace’ın, Acquerello Restaurant’ı dünyanın en iyi 20 otel restoranı arasında yer alıyor. Şef Roberto del Sano’nun italyan yemekleri gün batımı manzarası eşliğinde deneyimlenebiliyor.
Adada yer alan ve Permak Grubu tarafından restorasyonu tamamlanan San Clemente Kilisesi İtalya’nın önemli kilisileri arasında yer alıyor. İçerisindeki heykel, kabartma ve resimler, dönemin önde gelen sanatçıları tarafından yapılmış oluyor. Permak’ın, kilisede yer alan tarihi eserlerin restore edilmesi ve geri kazandırılması projesi Anıtlar kurulu ile birlikte yürütülüyor.
Sahir Erozan’ın San Clemente Palace Otel’inde düzenlediği etkinlikler de Venedik Bienali’nin en çok konuşulan sanatsal etkinlikleri olup dünya jet set ve sanat dünyasınca hayranlık uyandırdı.
