Kuruçeşme’de bir kompleks: İncirli Şaraphane, Kydonia ve La Mancha

Yazar Elif Kıralioğlu

Yılda 20 milyar dolarlık bir ekonomi yaratan yeme-içme sektörü, son yıllarda girişimcileri harekete geçirdi. Özellikle İstanbul’da her geçen gün birbirinden şık restoranlar açılıyor ve sektörde hizmet seviyesi de tartışmasız yükseliyor. Farklı yemekler ve yeni tatlar konusunda oldukça açık fikirli, keşfetmeye çok meraklı olmama rağmen bu yazımda bahsettiğim mekana şu zamana kadar gitmememe şaşırdım.

Birkaç sene önce açılan ancak yakın arkadaşımın doğum gününü kutlama vesilesiyle henüz tecrübe etme fırsatı bulduğum Kuruçeşme’de Boğaz’a nazır Kydonia Restoran, kesinlikle en iyiler arasında; lezzet, servis, ortam ve manzarasıyla çok beğendiğim için deneyimimi sizlerle paylaşmak istedim. Girit ve Ege mutfağı ağırlıklı zengin menülü bir balıkçı meyhane burası. Girit demek yeşillik demek, ot demek, dolayısıyla meze çeşitliliği açısından tam bir cennet.

Kydonia

Restoranın girişinde meze büfesini ve enginar konservelerini görünce zaten kabarık olan iştahımız iyice kabardı. Her zaman yediğimiz, evlerimizde de pişirdiğimiz klasik mezeler ancak, tamamen kendilerine özgün daha önce hiç tatmadığım şekilde hazırlanmış. Levrek marinden zeytin odununda ızgara ahtapota, karidesli enginardan yoğurtlu mezelere kadar yaklaşık 30 çeşit meze bulunuyor. Hangilerini seçeceğimiz konusunda epeyce bir düşündükten sonra kalabalık masa olmanın da avantajıyla epeyce bir çeşitten tattık:)

Kydonia

Turp otlu mercimek fava, ısırgan ezme, otlu balık köftesi, enginar mücveri, fındıklı Girit ezme, deniz börülcesi, balık köftesi, patlıcan salatası sipariş ettik. Ayıramıyorum, hepsi birbirinden lezizdi. Enginar en sevdiğim sebzelerden olduğundan, enginarlı mücver favorim oldu diyebilirim. Bunların dışında lorlu börekler, turpgiller familyasından lahana ve karnabaharın kesilerek toplanmasından sonra toprağın içinde kalan köklerde büyüyen cibez otundan yapılan mor cibez, otlu mücver, lakerda, hafif tatlı bir ot olan akkız, yedi farklı Ege otunun harmanlandığı, acı ve tatlı bir aroma barındıran acı tatlı niko, fava, yine bir Girit otunun yoğurt, sarımsak ve bademle kombinasyonundan bademli zaho, sütlü enginar salatası, vişneli biber dolma gibi alternatifler de mevcut. Yalnız mezeler bol sarımsak içerdiğinden sarımsak sevmeniz şart. Sıcak olarak deniz mahsülü sevenler için tereyağında deniz salyangoz ve sakızlı ahtapot yahnisi mevcut menüde. Bu arada seviyorsanız Yunan rakısı Uzo da sipariş edebilirsiniz.

Servis kalitesinden de çok memnun kaldık. Ahşap masalar, çeşit çeşit çiçekli koltuklardan oluşan meyhanenin ortamı gerçekten çok keyifli. Meyhane oldukça büyük, masalarda rahatça oturulabiliyor, sigara içilen ve içilmeyen bölüm ayrı. Manzara da tahmin edersiniz ki şahane. Mideniz, gözünüz, ruhunuz doyuyor. Aslında burası üç katlı bir kompleks. Ortaköy Banyan Lokantası’nın kurucuları olan ve “En İyi Etnik Restoran” da dahil pek çok ödülün sahibi, Çeşme Alaçatı’da yer alan Kydonia Restaurant ile de bilinen Soul Group’a ait. Bizim gittiğimiz Kydonia Restoran, buranın ikinci katında yer alıyor. Giriş katında eski bir şarap imalathanesinin restore edildiği İncirli Şaraphane mevcut.  Doluca, Kayra, Kavaklıdere, Nusretbey, La, Paşaeli, Prodom, Selendi, Suvla, Urla, Vinkara, Yazgan gibi 30’a yakın markanın 650 çeşit şarabıyla Türkiye’nin en zengin, uygun fiyatlı kavı ve satış noktası ve bu konuda Türkiye’de bir ilk.

Restoran ve şarap kavı olmanın yanı sıra tadımlardan eğitimlere birçok etkinlik için buluşma noktası olması hedeflenmiş. Peynir şarap tadım seminerleri, şarap kursları, yemek-şarap eşlemeleri, şarap müzayedeleri, farklı konularda şarap eşliğinde sohbet toplantıları organize edilebiliyor. Farklı kioskları gezip, şarap uzmanlarından bilgi alabiliyorsunuz. Bu arada mekanda ücretsiz olarak tadım olanağı sağlanıyor ve tattığınız şarabı beğenirseniz, satın alıp orada peynir, şarküteri ürünleri gibi atıştırmalıklar, makarna, odun fırınında pizza gibi yemekler eşliğinde içebiliyorsunuz.

Şarküteri-peynir köşesi tatmin edecek kalitede ve çeşitte; Kars Boğatepe eski kaşarı, yöresel gravyer, obruk dinlendirilmiş mağara peyniri, Çorum Kargı tulumu, çemensiz Boşnak pastırması, ızgara Tokat bez sucuğu ve daha birçok yöresel ve yabancı peynir ile gurme lezzetler sunuluyor. Otantik nezih bir ortamı tercih ederler için vazgeçilmez bir mekan. Doğum günleri, yemekli toplantılar ve benzer organizasyonlar için de ayrı bir salonları da bulunuyor. Hafta sonları dj eşliğinde Happy Weekend partileri de düzenleniyor. Bahçesinde çok büyük bir incir ağacı var. Biz kışın gittik ancak yazın sıcak günlerinde eminim bahçede oturmak da çok keyifli olacaktır. Türk şaraplarını anlamak isteyen yabancılar için de burası en iyi alternatiflerden.

Kydonia’da ziyafetimizin ardından üçüncü katta yer alan La Mancha’ya çıktık. Manzarayı saatlerce oturup izleyebilirim, Boğaz’ın en güzel köşesi burası. Restoran kısmı ve bar kısmı mevcut. Bar kısmı yarı açık, Boğaz’a dönük şekilde yerleştirilmiş ayakta bistrolardan oluşuyor. Kışın gidilmez demeyin, yoğun ısıtma sisteminden dolayı gayet sıcaktı, montsuz durulabiliyor. Kokteylleri taze meyveler kullanılarak hazırlanıyor ve çeşit oldukça fazla. Garsonların içerik konusunda yardımıyla hepimiz farklı kokteyler sipariş ettik ve böylece birçoğundan tatmış olduk. Benim favorim, her zaman taze sıkılmış yeşil elma ve armut püreli içecekler. Kuruyemiş ve meyve de ikram ediyorlar. Yemekler ise aşina olduğumuz menülerinden epeyce bir farklı, burada menü Güney Akdeniz ve Kuzey Afrika mutfaklarından. Yemeklerde kullanılan malzemeler, yurt içi ve yurt dışından mevsimine göre özel olarak en uygun yörelerden seçiliyor.

Örneğin Proscuitto, siyah elmas trüf mantarı, balsamic sirkeleri İtalya’dan geliyor; sosları Ağustos ayında toplanmış San Marzano cinsi domates ile yapılıyor. Zeytinli focaccio ve ekmekler, her gün taze olarak ve Zahtar-Ras el Hanout karışımları bölgelerden seçilmiş baharatlarla La Mancha’da hazırlanıyor. Ağır ateşte pişirilen İspanyol pilavı için yöresel bir sucuk türü olan chorizo İspanya’dan getirtiliyor ve bir şarküteri ürünü olan pata negra da. Kuzu Balıkesir kıvırcık cinsi, taze patates Kastamonu yöresinden, ahtapot Ayvalık yöresinden, etler Kars yöresinden, taze enginarı Alaçatı’daki anlaşmalı çiftliklerinden, Bergama’dan Ege otlarını, koyun sütünden yapılmış ve zeytinyağında bekletilen peynirleri Ayvalık’taki mandıradan getirtiliyor.

Ortaya sipariş edebileceğiniz “Black Plate” isimli bir seçenek var menüde. Mançego peynirli kroket, patatas bravas, ızgara ahtapot ve karides gibi en sevilen lezzetlerden oluşuyor. İspanyol tapas’ı olan patatas bravasın sosu orjinal, ekip yapımını İspanya’da öğrenmiş. Soğuk sıcak tapaslar, Andalucia paella, kuzu tajin, parmesan tekerleğinde sunulan Calvados ateşiyle çevrilmiş bucatini, ev yapımı taze makarnalar, sanki gerçekten de İtalya’da, İspanya’dasınız gibi hissettiriyor. Servis edilen cam tabaklar, cam sanatçısı Hasan Bodur tarafından tek tek elde üretiyor. Görüyorsunuz Soul Grup kendimizi özel hissetmemiz, yemeğinden sunumundan ortamından manzarasından mutlu olmamız için her bir ayrıntıyı ince ince düşünmüş ve tatlı, rahat, özenli ama şaşalı olmayan bu butik mekan ile gerçekten fark yaratmış. Müzikler bu harika ambiyansı tamamlıyor. DJ, eski Türkçe parçalardan çalıyor. Canım arkadaşlarımla Boğaz’a karşı enfes kokteyller eşliğinde Ajda Pekkan’ın orjinal kayıtlarını dinlemenin verdiği tat bambaşkaydı.

Kydonia

Bu arada inovatif başka bir hizmet de İncirli Şaraphane kavından istediğiniz şarabı seçip, Kydonia ve La Mancha’da sadece servis bedeli ödeyerek içebiliyorsunuz. Ne hoş değil mi?.. Siz de benim gibi güzel yemeğin mutlulukla ilgisi olduğunu düşünenlerdenseniz, üstüne bir de şahane bir ambiyans olsun derseniz, sıradan bir günde veya sevdiklerinize herhangi bir kutlama organize edeceğiniz zaman mutlaka tercihlerinizden olsun burası. Ayrıca iş yemekleri için ya da iş çıkışlarda birşeyler içmek için de çok uygun bir mekan…

Sevgiyle kalın,

Görüşmek dileğiyle…

Elif KIRALİOĞLU

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER