İzmir’in güzelliği uluslararası “Altın Elma” ödülü ile tescillendi

Yazar Serap Gürses

Ege’nin incisi İzmir, Türk turizmi açısından son derece gurur verici bir gelişmeye sahne oldu. Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu (FIJET) tarafından tarihi, kültürel, doğal ve gastronomik turizm değerleriyle ön plana çıkan İzmir’e, turizm dünyasının Oscar’ı sayılan “Altın Elma” ödülü verildi.

Ödül töreni, başarılı bir restorasyonla 2008 yılında şehre yeniden kazandırılan ve bir kültür sanat merkezi olarak hizmet veren Alsancak’taki Tarihi Havagazı Fabrikası’nda 9 Kasım akşamı gerçekleşti. Törende ödülü İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, FIJET Başkanı Tijani Haddad’dan aldı.

Altın Elma Ödülü, aslında çok iyi bilinen bir mitolojik efsaneden ilham alınarak oluşturulmuş. Kazdağları’nda (İda Dağı) tarihte yapılan ilk güzellik yarışmasında, en güzel tanrıçaya verilmek üzere Eris tarafından bir altın elma gönderilir. Adaylar Athena, Hera ve Afrodit bu konuda rekabete girip, anlaşmazlığa düşer. Bunun üzerine Zeus, en güzeli Paris’in seçmesini ister. Tanrıçalar, kendini seçmesi karşılığında Paris’e birtakım vaatlerde bulunurlar. Afrodit, Paris’e Truvalı Helen’in sonsuz aşkını vaat edince yarışmayı kazanır ve altın elma Afrodit’in olur. Günümüzde de dünyada turistik açıdan bir cazibe merkezi haline gelen güzel şehirler, FIJET tarafından bu ödül ile taçlandırılıyor.

1954 yılında kurulan FIJET; Birleşmiş Milletler’e akredite bir kuruluş ve kuruluşundan bugüne değişik memleketlerin farklı şehirlerine 70’e yakın Altın Elma Ödülü vermiş bir federasyon. Ödülün verilmesiyle birlikte şehir, dünya çapında yabancı turizm yazarları ve gazetecilerinin merceğine giriyor ve yoğun olarak haber ve yazılarda yer alması ile birlikte daha çok sayıda turist çekme potansiyeline kavuşuyor; bu sayede turizm gelirlerinde de yükselen bir ivme sağlanıyor. İzmir ile birlikte 6. kez “Altın Elma” ödülünü kucaklayan Türkiye, FIJET tarafından en çok ödüle layık görülen ülke olarak önemli bir rekora da imza attı. Daha önce 1984’te Antalya Kaleiçi, 2003’te Nemrut Dağı, 2012’de Ankara Hamamönü, 2017’de Konya ve 2018’de Diyarbakır ödül almıştı.

Ödül töreninde bir konuşma yapan Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu Başkanı Tijani Haddad, İzmir’e yıllar önce geldiğini, ancak bu kez çok farklı ve çok daha güzel bir İzmir bulduğunu; antik kentleri, tarihi değerleri ve güzellikleri ile İzmir’in Altın Elma’yı fazlasıyla hak ettiğini ifade etti. Doğanın turizmin önemli bir bileşeni olduğuna değinen Haddad, onu koruyarak sonraki nesillere atalarımızdan aldığımızdan daha iyi bir durumda devretmenin önemini vurguladı.

Altın Elma

Akdeniz Turizm Vakfı Başkanı Tony Zahra ise “Şimdi İzmir zamanı” diyerek başladığı konuşmasında, Türkiye’ye ziyaretlerinde kendisine gösterilen misafirperverlikten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Zahra, İzmir’in turistik potansiyelinin çok daha yüksek olduğunu belirterek, turistlerin mevcut geceleme ortalamasının 1.5 gün olduğuna, bunun 3 güne çıkarılması durumunda İzmir’in elde ettiği gelirin de katlanarak artacağına dikkat çekti ve bu konuda ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını vurguladı.

Altın Elma

FIJET’in Türkiye ayağı olan ve ATURJET olarak anılan Türkiye Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin Başkanı Delal Atamdede de önce federasyon ve tarihçesi hakkında kısa bir tanıtım bilgisi verdikten sonra İzmir ile birlikte 6. kez “Altın Elma” ödülünü Türkiye’ye kazandırmanın gururunu yaşadıklarını ifade etti. FIJET’in tüzüğündeki kriterlere göre turizmde başarı sağlamış, turizme güzel bir bakış açısı getirmiş şehirlere verilen “Altın Elma”nın mitolojik efsanedeki gibi güzelliği ödüllendirdiğini ve bu manada İzmir’in güzelliği ile bu ödülü sonuna kadar hak ettiğini belirten Atamdede, ödülü İzmir Büyükşehir Belediyesi adına Başkan Tunç Soyer’e takdim etmekten dolayı büyük mutluluk duyduklarını paylaştı. Özellikle bugüne kadarki üstün çalışmaları ve kusursuz organizasyon için Başkan Soyer’e ve başta Turizm Şube Müdürlüğü çalışanları olmak üzere tüm ekibine teşekkür etti.

Altın Elma

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer; “Her ödülün gurur verici bir tarafı vardır, ancak aslında ödülü alanın sorumluluğunu arttırır, omuzlarındaki yükü arttırır. Hele bu ödül FIJET gibi dünyanın en saygın turizm kurumlarından biri tarafından verilmiş ise… Bu benim için çok büyük bir gurur ama bu sorumluluğu hafifletmenin tek bir yolu var, o da FIJET’le, ATURJET’le ve sektörün öncüleriyle iş birliği yapmak, onların rehberliğini kente kazandırmak” ifadelerini kullandı.

Altın Elma

Tarihi Havagazı Fabrikası’nın otantik atmosferinde gerçekleşen ödül töreninde, davetlilere klasik müzik dinletisi eşliğinde İzmir’in geleneksel zeytinyağlı lezzetlerini de içeren başarılı bir menü sunuldu. Dikkatle planlanmış başarılı organizasyon, davetlilerden tam not aldı. Törene FIJET, ATURJET ve Akdeniz Turizm Vakfı Başkanlarının yanı sıra Genel Sekreter Marijana Rebic, Yönetim Kurulu Üyeleri Plamen Starev, Stefan Baciu, gazeteciler Saliha Hadj-Djilani, Jacques Jean Campe, yerli ve yabancı FIJET üyeleri, yazarlar ve İzmir turizm, ekonomi ve idari camiasından önemli simalar katıldı.

Tören öncesi düzenlenen basın toplantısına, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ile birlikte katılan yerli ve yabancı basın mensubu gazeteciler, Başkan Tunç Soyer’e turizm hedeflerini içeren sorular yönelttiler ve karşılıklı istişarede bulundular. Hedeflerinin 4,5 milyon turist olduğunu belirten Tunç Soyer; İzmir dijital envanteri, dijital ansiklopedi ve yürüyüş yolları haritası gibi bu stratejiye katma değer sağlayacak projelerden bahsetti.

İzmir, aslında Efes Antik Kenti ve Meryem Ana Evi ile Türkiye’nin yurt içi ve yurt dışında bilinen en eski turistik destinasyonlarından biri. Daha sonraları sayfiye şehri Çeşme ve ardından Alaçatı’nın giderek daha da popüler olmasıyla yerli turist akınına uğramış bir şehir. Foça, Çandarlı, Dikili, Gümüldür, Özdere, Mordoğan, Karaburun gibi denizi, kumu ve güneşi ile tanınmış birçok tatil beldesine sahip. Seferihisar/Sığacık’ın Türkiye’nin ilk “sakin şehri” seçilmesiyle birlikte ülkemize bambaşka bir turizm felsefesini kazandırmış ve “Citta Slow” şehirler akımını başlatmış bir öncü aynı zamanda. Klasik deniz ve doğa turizmine alternatif olarak Ödemiş, Tire ve Birgi gibi destinasyonlarda ise kültür turizmi giderek daha ön plana çıkmakta.

İzmir’in son parlayan yıldızı da şarap-gastronomi-sanat üçlüsü üzerine çok doğru bir şekilde kendini konumlandıran Urla oldu ve sadece tatil için değil, sürekli yaşamak için de tercih edilen ve İstanbul dahil ülkemizin birçok yerinden göç alan bir yer haline geldi. İzmir şehir merkezi ise son yıllarda gerçekleştirilen restorasyonlar, sahil ve park düzenlemeleri, altyapı çalışmaları, kültür faaliyetleri, antik çağlardan bu yana bir liman şehri olmasının getirdiği sosyo-kültürel çeşitlilik, bunun yansıması olan zengin mutfağı ve özgün gastronomik unsurları ile tam bir cazibe merkezine dönüştü; bu yolda da ilerlemeye devam ediyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu turistik zenginliği bir parça da olsa FIJET üyesi yazar ve gazetecilere daha yakından tanıtabilmek amacıyla üç günlük bir tanıtım turu düzenledi. Turda ilk gün Efes ve Meryem Ana Evi gezilirken, Selçuk bölgesinin üzümlerinden üretilen şarapları ve Michelin yıldızlı restoranlar ile yarışabilecek seviyede başarılı lezzetleriyle haklı bir şöhret edinen 7 Bilgeler Restaurant ziyaret edildi. İkinci gün istikamet, antik dönemde bir bilim ve sağlık merkezi olan Bergama oldu. Pergamon Antik Kenti; Berlin Müzesi’ne kaçırılan Zeus Altar’ının kalıntılarını, Athena, Demeter, Trainan ve Hadriyan Tapınaklarını, zamanında 200 bin cildi barındıran Bergama Kütüphanesi’ni ve dünyanın en dik amfitiyatrosunu barındırıyor. Yüksek bir tepede yer alan muhteşem manzaralı Akropol’e teleferik ile çıkılıyor. Aşağıda halkın yaşadığı ve Arasta Çarşısı’nın da bulunduğu kısımda ise Kızıl Avlu, Serapis Tapınağı, kentin şifahanesi ve psikoterapi metodunun ilk uygulandığı hastane olan Asklepion var. Halı atölyesi ve Bergama parşömeninin yapımı da ikinci günün kapsamındaydı.

Üçüncü gün ise program eski Urla kasabası ve bağ rotası ile başladı. Urla’nın başarılı şarap üreticilerinden birinin bağları ziyaret edilerek, üretim ve degüstasyon (tadım) detayları, turizm basını mensupları ile paylaşıldı. Bu güzel tanıtım gezisi, Antik Çağ’dan bu yana tüm üretim yöntem ve araç gereçlerini içeren Köstem Zeytinyağı Müzesi ile son buldu. FIJET heyeti, İzmir ve çevresinin tarihinden, güzelliklerinden ve gastronomisinden oldukça etkilenmiş olarak ve artık İzmir’in gönüllü birer turizm elçisi olduklarını ifade ederek ayrıldılar.

Altın Elma Ödülü ve İzmir’e dair izlenimlerimiz, TOURMAG Turizm Dergimizin bir sonraki sayısının sayfalarında detaylı olarak yer alacak. Ancak biz seyahat severleri şimdiden Ege’nin yıldızı, güzel liman şehri İzmir’i keşfetmeye davet ediyoruz.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER