ITB Berlin dört yıl sonra yeniden turizmcileri buluşturdu

Yazar Zekeriya Şen

Dünyanın en büyük turizm fuarı olan ITB Berlin ‘de tam dört yıl sonra gerçekleşen etkinlikte, tüm katılımcılar birbirlerine resmi bir şekilde hoşgeldiniz dedi. Turizm sektörünün bir dizi darbe alması sonucunda, bu değerli topluluğu tekrar bir arada görmek, motivasyonlarını yüksek tutmanın yanı sıra tünelin sonundaki ışığın giderek arttığının en belirgin kanıtı oldu. Resmi ev sahibi ülkenin Gürcistan olduğu fuar, 7-9 Mart tarihleri arasında gerçekleşti.

ITB Berlin

İlk iki günü sadece Business To Business (B2B) ziyaretçilerine yönelik olan etkinlik, 161 ülkeden yaklaşık 5.500 organizatörle gerçekleşti. Resmi rakamlara göre, fuar alanını yaklaşık 24.000 kişi ziyaret etti. ITB Berlin Convention’da yer alan dört ana sahnede, 400’den fazla konuşmacı yaklaşık 200 panel gerçekleştirdi ve turizm sektörünün her alanını kapsayan eşsiz sohbetler, meraklı iştahları fazlasıyla tatmin etti. ITB’nin yeni sunulan konsepti HOME of LUXURY veya diğer adıyla ITB by LUXURY, pandemiyle birlikte gelişen lüks ve özel seyahat taleplerine fuar yetkililerinin dikkatini çeken en baskın ipucuydu. Dünyanın dört bir yanından lüks turizm sağlayıcılarını ve alıcılarını ağırlayan bu etkinlik, kavramsal açılımlar ışığında meraklı turizmcilere yeni içerik yarattı. Bunun yanı sıra 5.3 numaralı salondaki hibrit stüdyo sahnesindeki etkinlik, bilgiye meraklı olanların ciddi anlamda beklentilerini karşıladı.

ITB Berlin

Dünya turizminin trendlerinin belirlendiği ITB Berlin fuarı, geçmiş yıllardan gelen yoğunluğun doğal bir sonucuna sahipti. Ancak bu yoğunluk, fuarın ikinci ve üçüncü günlerinde, fuar alanının yaklaşık 15 salonunun geçmiş yıllara göre kapalı olması nedeniyle hissedilir bir şekilde azalmaya başladı. Fuarı doğru şekilde dolaşanlar arasında, 8¹ holünden sonra 19. Kuzey Giriş holüne kadar olan tüm salonların aslında kapalı olduğunu fark edenler olmuş olabilir, ancak bu durumun farkında olmayanlar da olabilir. Kapalı olan 15 salon, mekanlarda hissedilen sıkışıklığı doğal olarak arttırmıştır. 8¹ holünden sonra 19. Kuzey Giriş holüne ancak geri dönüp yürümeniz veya Sommergarten (yaz bahçesi) boyunca yapılan halka otobüs seferleri ile gidebiliyor. Fuar, kendi boyutlarına çekilmiş ve daha konsantre bir alana yoğunlaşmış. Görünüşe göre pek çok kurum ve ülke, gerektiği gibi katılım gösterememiş.

ITB Berlin

Ziyaret ettiğim stantlarda, eskisi gibi büyük firmaların çok bariz yer almadıklarını veya daha küçük stantlarda yer aldıklarını gözlemledim. Çin ve Rusya gibi ülkelerin zaten katılmamış olması da fuardaki durumu etkilemiş. Fuarda genel olarak olumlu bir atmosfer vardı; ancak bu iyimserlik, 4 yıllık bir zorunlu molanın ardından tekrar bir araya gelmenin verdiği bir hamle olarak görülmeli. Bazı hollerde havanın pek de olumlu olmadığı da söylenebilir. Ekonomik krizin sinsi varlığı, pek çok stantta en önemli konulardan biri olarak konuşuluyordu. Her kurum, kendi içinde temkinli ve sağlam adımlarla ilerlemeyi hedefliyor. Fuardaki genel hava, herkesin bir kriz daha yaşamaya gücünün kalmadığını açıkça yansıtıyordu.

Bu yılki ITB, küresel turizm ve seyahat endüstrisini yeniden bir araya getirerek, sektörün yaşadığı ciddi sarsıntının neyin geride kaldığını gösterdi. “Dönüşümde Ustalaşmak” sloganı altında, bu yıl ITB Berlin ‘de küresel turizm ve seyahat endüstrisini şekillendiren en önemli güncel konular masaya yatırıldı. Bu yıl ITB Berlin’in, 2025 yılına kadar karbon nötr olma planlarına dahil olan Change.25 stratejik planının önemli bir ayağı olarak Click A Tree ile iş birliği yapması ise benim için en önemli adımlardan biri oldu. Bunun yanı sıra ITB Berlin ‘de Turizmde Eşitlik Ödülleri de görücüye çıktı. Bu oluşum (Equality in Tourism International), dünya genelinde turizm işletmelerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmek için tasarlanan Turizmde Eşitlik Ödülü’nü gündeme getirdi. Bu kavram, cinsiyet eşitliği taahhüdünde mükemmellik sergileyen turizm organizasyonlarını ödüllendirirken, Dünya Kadınlar Günü’nde ITB Berlin’de Kosta Rika’dan gelen Travel Excellence adlı firmaya verildi.

Diğer bir konu, her yıl gezginlerin ilk akla gelen seyahat trendlerinin ne olacağı. 2023’te belirli konaklama ve seyahat modlarının öne çıkması beklenirken; bu yılın ana konuları dijital gezgin etkileşimi, seyahat ve konaklama organizasyonlarının dijital dönüşümü üzerine odaklanıyor. Özetle, dijital ekosisteminizi güçlendirmenin zamanı geldi. Deneysellik, yaratıcılık ve çeviklik gibi kavramlar, altı çizilmesi gereken önemli konular arasında. ITB’de seyahat ve teknolojide 2023 için öngörülen bazı trendler ise şöyle:

  • Seyahat edenlerin teması azaltmak için teknolojiyi kullanma eğilimleri giderek artacaktır.
  • Havacılık endüstrisi ise teknolojiyi daha da geliştirerek, yeni bir seviyeye taşıyacaktır.
  • Ayrıca daha fazla gezgin, kapsamlı seyahat sigortası arayacaktır.
  • Son olarak, siber güvenlik konusu da seyahat sektöründe çok daha önemli hale gelecektir.
ITB Berlin

Beni en çok etkileyen bölgeler Tayvan, Japonya ve Kore oldu. Bu bölgeler, her zamankinden daha canlı ve renkli görünüyorlardı. Ayrıca, Çin’in olduğu hol tamamen sağlık turizmine ayrılmıştı ve çoğunlukla Türk doktorları, hastaneleri ve klinikleri yer almaktaydı.

Son olarak, Türkiye’ye değinmeden geçmek mümkün değil. Türkiye, ülkesel standının bulunduğu holde yoğun bir katılım göstermiş olsa da alanın bir oranda küçülmüş ve sıkıştırılmış bir izlenim yaratmış olması nedeniyle böyle hissetmiş olabilirim. Deprem ve diğer olumsuzluklara rağmen, Alman turizm pazarında Türkiye için olumlu sinyaller var. Türkiye, genellikle deniz-kum-güneş tatilleri odaklı bilinen bir destinasyon olarak, önümüzdeki tatil sezonunda 5 milyondan fazla Alman turist akını bekliyor.

Zekeriya Şen
Zekeriya Şen /
Fest Travel Genel Müdürü

Bununla birlikte, en belirgin değişikliklerden biri Türkiye’nin standının konumu. Geçmiş yıllarda Türkiye’nin bulunduğu bölge, bu yıl Suudi Arabistan’a verilmiş ve Türkiye, bölgesel olarak biraz daha Orta Doğu’ya doğru kaydırılmış. Aynı zamanda, küçülen alanın bulunduğu holde, üst kapıdan girdiğinizde “Orta Doğu”ya adım atmışsınız gibi yazarken, alt kapıdan girdiğinizde “Avrupa” yazmakta. Aslında, Türkiye’nin Batı dünyasındaki yerleşimi bu şekilde uygulanmış. Beni rahatsız etmedi açıkçası. Bu durumun bazı katılımcılar tarafından tepkiyle karşılandığına dair okumalar yaptım, ancak benim deneyimlediğim kadarıyla böyle bir tepkiyle karşılaşmadım.

Seyahat ve turizm endüstrisi için yüz yüze görüşmelerin hayati önemi göz önünde bulundurulduğunda, turizm fuarları gerçek temas kurmanın en önemli kanıtı. Zira, turizm sektörü, insan odaklı bir endüstri olduğundan, samimiyet kurulması gerçek bir temas olmadan mümkün değil. Turizm fuarları ise, bu tür önemli etkileşimlerin sağlandığı en uygun platformlar arasında. Ancak şu da bir gerçek ki, eğer turizm fuarları kendilerini gelmekte olan değişimler ışığında değiştirmez, pro-tek-aktif olarak güncellemezlerse, analog kalıp önemlerini yitirebilirler.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER