Çerkes Sürgünü 157. yılında acı ve hüzünle anıldı

Yazar Kemal Aşan

Çarlık Rusyası’nın 157 yıl önce Kafkaslar’dan Çerkes halkını sürgün etmesi; acı, hüzün ve gözyaşlarıyla hafızalardaki yerini hala koruyor. Türkiye’de yaşayan Çerkesler de her yıl 21 Mayıs’ta bu kara günü (Çerkes Sürgünü) anıyor.

Kocaeli’nin Kandıra ilçesinde gerçekleşen 21 Mayıs 1864 Sürgün Anma Törenleri’nde, 157 yıl önce yaşanan bu acı ve hüzün bir kez daha anıldı. Katılımcılar arasında Kandıra Belediye Başkanı Adnan Turan, Kocaeli Abhaz Derneği Başkanı Hasan Konca, Abhaz Dernekleri Federasyonu Başkanı Atanur Aksoy, Abhazya Cumhuriyeti Türkiye Temsilcisi İbrahim Ayuzba da yer aldı.

Abhaz Dernekleri Federasyonu tarafından gününde ve yerinde yapılan anma törenleri, Tarihi Karaağaç Mezarlığı’nda başladı. Burada mezarlık ziyareti ve Kur’an-ı Kerim okuması gerçekleştirildi. Ardından Babalı sahiline geçen katılımcılar, geçtiğimiz ay dikilen zeytin fidanlarını yerinde gördü. Karaya ilk çıkan Çerkes vatandaşlarının sığındığı mağara ziyaretinden sonra ise konuşmalar yapıldı.

Çerkes sürgünü

KEFKEN’E ANIT VE TESİS MÜJDESİ

Programa katılan Abhazya Cumhuriyeti Türkiye Temsilcisi İbrahim Ayuzba; “Sürgünde yitirilen canları rahmetle anıyorum. Allah bir daha böyle acılar göstermesin” dedi. Kandıra Belediye Başkanı Adnan Turan ise, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın Kocaeli Abhaz Derneği Başkanı Hasan Konca ile birlikte Kefken’de yapmayı planladıkları anıt ve tesis hakkında bilgiler vererek, projenin yakın zamanda hayata geçeceği müjdesini verdi.

KARADENİZ’E ÇELENK VE KARANFİL BIRAKILDI

Daha sonra sırası ile söz alan Kocaeli Abhaz Derneği Başkanı Hasan Konca, Temsilci Yardımcısı Kafkas Atrışba, Onur ve Danışma Kurulu Başkanı Ümit Atiyba, Sinop Abhaz Derneği Başkanı Yüksel Ayuzba ve Abhaz Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Atanur Aksoy, 21 Mayıs 1864 Büyük Kafkas Sürgünü ile ilgili duygularını aktardılar. Program, Karadeniz’e çelenk ve karanfil bırakma ile sonlandı.

Çerkes sürgünü

ÇERKES SÜRGÜNÜ ‘NÜN HİKAYESİ

Karadeniz’e inme politikası gereği Rusya’nın Kuzey Kafkasya’yı ele geçirmek istemesi üzerine 1556’dan itibaren Kafkas-Rus Çarlığı Savaşı başladı ve 308 yıl sürdü. Ruslar, ilk olarak Doğu Çerkesya’da Kabardey, ardından Dağıstan, Çeçenistan ve nihayetinde Batı Çerkesya’da Karadeniz kıyılarına doğru askeri harekatlara girişti.

Çerkes sürgünü

GÖÇ VE AÇLIK

Kafkas Dağları’nın iç kesimlerine doğru Çerkesleri yok ederek ilerleyen Ruslar, teslim olanları ya Çarlık ordusuna katılmaya ya da göç etmeye zorladı. Ruslar, Türk topluluklarına uyguladığı gibi ev ve tarlaları yakma yöntemine girişerek, Kafkas halkını göç ve açlığa maruz bıraktı.

SÜRGÜN

21 Mayıs 1864’te kanlı Kafkas-Rus Savaşı’nın son durağı Soçi’de, Ruslar törenlerle galibiyet ilan etse de Çerkesler için bu andan itibaren tarihin karanlık sayfası açıldı. 21 Mayıs, Çerkeslerin toplu sürgününü temsil eden gün olarak tarihe geçti. Çerkes toplulukları, başta Osmanlı toprakları olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerine sürgüne tabi tutuldu.

Çerkes sürgünü
500 BİN ÇERKES HAYATINI KAYBETTİ

Resmi olmayan rakamlara göre 1,5 milyona yakın Çerkes, bir ay içerisinde sürgün edildi. Açlık, yoldaki şartlar, salgın hastalıklar gibi nedenlerden dolayı yaklaşık 500 bin Çerkes hayatını kaybetti. Sürgüne uğrayanlar; Anapa, Novorossiysk, Gelincik, Soçi, Adler gibi Karadeniz limanlarından gemilere bindirilerek, Osmanlı Devleti’ne gönderildi. Çerkeslerin birçoğu Anadolu’da Ordu, Samsun, Tokat, Amasya, Sinop, Yozgat, Düzce, Adapazarı ve Kocaeli’ye yerleştirildi. Çerkeslerin bir kısmı da Suriye ve Filistin başta olmak üzere Orta Doğu’da yaşamaya başladı. Sürgüne maruz kalan Çerkesler, zamanla yerli halka karıştı. Osmanlı Devleti’ne gönderilemeyen Çerkesler ise Orta Laba ve Orta Kuban nehirleri bölgesindeki Rus-Kazak köylerine iskan edildi.

İNSANLIK TARİHİNE KARA LEKE OLARAK GEÇTİ

Rusya’nın çok önceden planladığı “Çerkes halkını öz vatanlarından sürgün etme operasyonu”, adım adım gerçekleştirilen bir eylem olarak görülüyor. Osmanlı topraklarına ulaşamadan binlerce kişinin öldüğü bu sürgün, “tarihin en acı ve sarsıcı olaylarından biri” olarak ifade ediliyor. İnsanlık tarihine “kara leke” olarak geçen Çerkes Sürgünü, her yıl Türkiye’de yaşayan Çerkesler tarafından da anılıyor, ağıtlar yakılıyor. Deniz kenarında “Nart ateşi” yakarak, çevresinde “mezar taşı nöbeti” tutulan anma törenleri, “Sürgün Andı” okunması ile tamamlanıyor.

YÜZBAŞI, SOYKIRIMI MEKTUBUNDA ANLATTI

1865 yılında Yüzbaşı Alexander Zyatov, mektubunda soykırımı şöyle anlatıyor: “Çerkeslerin köyünü yaktık, hayvanlarını öldürdük, ekinlerinin üstünde atlarımızı sürdük. Çocuklarını acımasızca öldürdük. Ve Çar bize bu katliamları yaptık diye bu onur madalyasını verdi. Hangi onur? Hangi onurlu insan bunları yapar? Ben Tanrı’ya beni affetmesi için her gün yalvarıyorum. Onlar vatanlarını savundular ve yiğit insanlardı. Biz ise insanlıktan çıkmış birer ucubeden farksızdık. Elimize esir düşen Çerkeslerle yan yana geldiğimizde, sanki biz onların esiri gibi duruyorduk. Onlar ise dimdik vakur duruşlarından taviz vermiyorlardı. Tanrı beni affetsin.”

Fotoğraflar: Ozan Aşan & Kemal Aşan

Çerkes sürgünü
tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER