Başınız ağrıyor ve dönüyorsa dikkat!

Yazar Haber Merkezi

Kalp krizini tetikliyor, beyin damarlarında anevrizmaya (baloncuk) yol açtığı için inmeye neden oluyor, böbrek fonksiyonlarını ve görmeyi bozuyor. Hayati risk taşıyan sağlık sorunlarına yol açan bu faktör, yüksek tansiyon! Ülkemizde her üç kişiden biri yüksek tansiyon hastası… Üstelik sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı, giderek daha fazla kişinin tansiyon sorunu yaşaması anlamına geliyor.

Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Aslıhan Eran Ergöknil, hiçbir belirti olmasa bile tedavi edilmeyen yüksek tansiyonun vücuda hasar verdiğine dikkat çekerek, şunları ifade etti: “Yüksek tansiyon özellikle kalp, damar sistemi, göz, beyin ve böbrekler üzerinde olumsuz etkilere sahip. Beyin damarlarında anevrizmaya, kalp yetersizliği ve kalp krizi riskinde artışa yol açabiliyor. Bu nedenle yüksek tansiyon yaşayan herkes, yaşam tarzını mümkün olan en kısa sürede değiştirmek zorundadır. Doğru beslenme ve egzersiz ile stresten uzak kalmak her şeyden önce gelir.”

Her kalp atışında vücuda pompalanan kanın damar duvarlarına uyguladığı baskı, tansiyon olarak tanımlanıyor. Halk arasında “büyük tansiyon” olarak bilinen sistolik basınç, kalp attığında kalp kasının kasılmasıyla oksijenden zengin kanın damarlara pompalandığında ortaya çıkıyor. Diastolik kan basıncı ise kalp kası gevşediğinde kan damarlarında oluşan basınç olarak tanımlanıyor ve “küçük tansiyon” olarak biliniyor. Sistolik basıncın 120 mmHg ve diastolik basıncın 80 mmHg düzeyinde olmasının “normal tansiyon” olarak tanımlanabileceğini anlatan Dr. Aslıhan Eran Ergöknil; “Hipertansiyon nedenlerine göre esansiyel yani primer ve sekonder olarak iki gruba ayrılır” dedi.

Acıbadem International Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Aslıhan Eran Ergöknil

YAŞ VE KALITSAL YAKINLIK, EN ÖNEMLİ ETKEN!

Primer gruptaki hipertansiyon faktörlerinde yaş ve kalıtsal yatkınlığın öne çıktığını belirten Dr. Ergöknil, açıklamalarına şöyle devam etti: “Yaşam tarzı, obezite, aşırı tuzlu besinler, yüksek alkol tüketimi, egzersiz eksikliği, sigara, stres veya doğum kontrol hapları gibi bazı ilaçlar da bu esansiyel hipertansiyonun nedenidir. Sekonder hipertansiyona yol açan etmenler olarak da böbrek dolaşım sorunlarını ve hormonal bozuklukları sayabiliriz. Bu nedenlerin tedavileri sonrasında hipertansiyon da gerilemekte.

BAŞ VE ENSE AĞRISI İLK BELİRTİLER

Yüksek tansiyonun en önemli belirtisi ise baş ve ense ağrısı ile baş dönmesi. Ayrıca nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk da oluşabilmekte. Seyrek olarak da halsizlik, yorgunluk, kulaklarda çınlama, ciddi yüksek seviyelerde de burun kanaması, gece uykudan uyanıp idrara çıkma ve bacaklarda şişlik gibi belirtilere de rastlanmakta.

KADINLARDA MENOPOZ İLE BİRLİKTE ARTIŞ GÖRÜLÜYOR

Ülkemizde hipertansiyonun görülme sıklığı son derece yüksek. Ülkemiz nüfusunun yüzde 31,2’sinin tansiyonu 140-90 mmHg düzeyinin üstünde. Kadınlarda bu oran yüzde 36, erkeklerde ise yüzde 30 civarında. Yüksek tansiyon, 50 yaş altı erkeklerde kadınlara göre daha sıktır. 50 yaş üstünde ise kadınlarda daha sık görülmekte ve toplamda kadınlardaki oran daha fazla izlenmekte. Bunun da en belirgin nedeni, kadınlarda menopoz dönemindeki hormonal değişimlerin etkisidir.

Başınız ağrıyor ve dönüyorsa dikkat!
TANI İÇİN EN AZ BİR HAFTALIK TAKİP ŞART

Kan basıncının 140/90 mmHg üzerinde olması, kişinin hipertansiyon hastası olabileceğini gösteriyor. Ancak tanı; fizik muayene, elektrokardiyogram, ekokardiyografi, 24 saatlik kan basıncı takibi (tansiyon holter) ve laboratuvar testleri ile konulur. Hekim kontrolünde yapılan bu testler, hastalığın derecesini ve tedavi süreçlerini de belirler. Tanı için tansiyon en az 1 haftalık tansiyon takibi gerekir. Böylece hastanın ortalama tansiyon değerlerini görmek ve hipertansiyonun evresini tespit etmek mümkün olabilir. Yüksek tansiyon; hafif, orta ve ağır olmak üzere üç evrede ele alınır.

TEDAVİ SÜRECİ HASTAYA GÖRE ŞEKİLLENMELİ

Günümüzde yüksek tansiyon tedavisinde etkili ilaçlar bulunuyor. Farklı aktif bileşenlerin kombinasyonu ile birçok hastaya en iyi şekilde yardımcı olunuyor. Doktorun sanatı, her birey için en etkili kombinasyonu belirlemede yatmaktadır. Bu hastadan hastaya değişir; yani hastanın genel risk profili, kardiyovasküler hastalıklar için bireysel risk faktörlerinin toplamı, obezite, sigara, alkol tüketimi, diyabet, yüksek kolesterol seviyeleri gibi faktörler ile tıp geçmişinde kalp krizi, felç gibi öykülerin olması, hastaya göre tedaviyi şekillendirmekte.

LİMON VE SARIMSAK TANSİYON DÜŞÜRÜYOR

Bazı sebze ve meyveler, yüksek tansiyonun düşürülmesinde etkin rol oynuyor. Limon, kan damarlarının esnekliğini sağlar ve kan basıncını düşürür. Sarımsak da halk arasında tansiyon düşürücü etkisi en çok bilinen besindir. İçeriğindeki nitrik asit ile hidrojen sülfür, kan basıncını düşürür. Ayrıca havuç, domates, kereviz, muz ve kayısının da tansiyon değerlerinin artışına engel olduğu biliniyor.”

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER