Akdeniz ve Alpler’in arasında bir cennet!

Yazar Kadir Toprakkaya

Güney Fransa’da Akdeniz’in kuşattığı tatil merkezi Provence-Alpes-Côte d’Azur’daki turizm profesyonellerinden oluşan bir heyet; doğası, tarihi ve kültürüyle Akdeniz’in turizm merkezi ile ilgili İstanbul’daydı. Paris’ten sonra Fransa’nın en büyük 2’nci turistik bölgesi olan ve yılda 30 milyon turisti ağırlayan Provence-Alpes-Côte d’Azur, binlerce yıl öncesine dayanan tarihi, zengin kültürü ve Akdeniz’in ruhunu taşıyan doğasının yanı sıra, yerel yemeklerin tadılabileceği restoranları, plajları ve dünyaca ünlü şaraplarıyla ziyaretçilere hayallerin ötesine geçen masalsı bir tatil deneyimi sunuyor.

VAU_9_5

Güney Fransa’da Akdeniz’in kuşattığı tatil merkezi Provence-Alpes-Côte d’Azur’daki turizm ile ilgili Provence-Alpes-Côte d’Azur Bölgesi Turizm Genel Müdürü Bruno James, Saint-Tropez Turizm Müdürü Claude Maniscalco ve Marsilya Turizm & Kongreler Bürosu Müdürü Maxime Tissot’tan oluşan heyet Paris’ten sonra Fransa’nın en büyük 2’nci en büyük turistik bölgesi olan ve her yıl 30 milyon turisti ağırlayan Provence-Alpes-Côte d’Azur bölgesi ile ilgili İstanbul’daydı.

Marsilya’da eski limana bakan Les Trois Forts Restoranı’nda Provence bölgesinin en özgün lezzetlerini misafirlere sunan ünlü şef Frerard, tadım sırasında, Provence mutfağını şu sözlerle anlattı: “Provence toprakları yenilikler yaratmak için esinlenecek çok sayıda kaynağı barındırıyor. Les Trois Forts için olan tutkum ve bu mekana ait olmanın bende yarattığı gurur da, beni bu restoranı Provence yöremizin tüm ürünlerinin değerini kalıcı kılma amacına yöneltti. Yeni tatlarıyla tamamen Provence yöresine özgün geleneksel tarifler ile her biri eşsiz birer eser olan yemeklerimi ortaya çıkarmak için bambaşka pişirme şekillerini birleştiriyorum.”
Kültür ve doğayla dolu bir serüven

Akdeniz’in mavi suları ile Alpler’in arasında yer alan Provence-Alpes-Côte d’Azur, binlerce yıl öncesine dayanan kültürel zenginlikleri ve güneşle aydınlanan doğasıyla sadece Fransa’nın değil dünyanın en gözde turistik bölgelerinden biri. Akdeniz kültürünün tüm topraklara sindiği bölgenin her bir köşesi, büyülü atmosferiyle heyecan verici bir tatil deneyimi vaat ediyor.

Mimari zenginliği ile ihtişamını her daim koruyan Provence’ın tarihi başkenti Aix-en-Provence’dan, Papaların kenti Avignon’a, tarih dolu bir yolculuk doğal güzelliklerin dokunuşuyla ziyaretçileri masalsı bir yolculuğa çıkarıyor.

o

Modern hayatın hareketi tarihle buluşuyor

Mavi limanı, beyaz tekneleri ve sıcak kumlarıyla Akdeniz’in ruhunu taşıyan Marsilya, kent merkezindeki kozmopolit ve hareketli hayat tarzını eski sokakların dokusuyla birleştirerek tezatlarıyla ziyaretçileri sürprizleriyle şaşırtıyor.

Dar sokakları, palmiyeleri ve Mağrip tarzı evleri ile Fransız Rivierası’nın cıvıl cıvıl kenti Saint-Tropez, aynı zamanda 17’nci yüzyıldan kalan kalesinden görünen muhteşem körfez manzarasıyla ziyaretçileri kendisine hayran bırakıyor.

Lavantanın peşinde rengarenk bir yolculuk

Bölgenin ruhunu yansıtan masmavi lavantaların cezbeden kokusu eşliğinde Provence’de rengarenk bir yolculuğa çıkmak mümkün. Ayrıca Provence-Alpes-Côte d’Azur bölgesinin Alpler’e uzanan tarafı, amatör bisikletçilere ünlü Fransa Turu’nda aşılan efsanevi geçitleri keşfetme olanağı da sunuyor.

Elbette antik çağlardan bu yana verimli bağlara ev sahipliği yapan bölgeyi, şarapsız düşünmek zor. Yaz günlerinin vazgeçilmezi olan roze şaraplarıyla ünlü bölgede, Akdeniz’in kendine has yemek kültürünün yanı sıra dünya mutfağının en özel spesiyallerini ve Michelin yıldızlı restoranları da bulmak mümkün.

İstanbul ve Marsilya arasında Türk Hava Yolları tarafından gerçekleştirilen uçuşlar sayesinde Türkiye’den birkaç saatte ulaşılabilen Provence-Alpes-Côte d’Azur, hem heyecan verici bir tatil yaşamak isteyen, hem de iş toplantılarını tatille birleştirmek isteyenlere sunduğu olanaklarla hayallerin ötesinde bir dünyaya kapı aralıyor.

Dominique+Frerard

Sakın kaçırmayın:

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Orange Antik Tiyatrosu, Avrupa’da Roma döneminden kalan ve en iyi korunmuş tiyatrodur.

Papaların kenti Avignon’da yaz aylarında düzenlenen ünlü Tiyatro Festivali, tüm dünyadan sanatseverleri ağırlar.

Marseille’deki Avrupa ve Akdeniz Medeniyetleri Ulusal Müzesi (MuCEM), bölgenin zengin tarihini ortaya koyan eserler barındırır.
Ziyaretinizde Fransız mutfağının vazgeçilmezi Ratatouille’yi, Fransa’nın geleneksel meyveli şekerleri Calisson’u ve bölgenin en özgün lezzeti olan lavanta balını denemeyi unutmayın.
– Dilerseniz bölgenin kendine özgü ve zengin kültürünü, beş yıldızlı otellerde ve yerel atölyelerde verilen yemek kurslarıyla öğrenebilirsiniz.

Bölgenin en yoğun olduğu dönem Temmuz ve Ağustos ayları. Sıcaktan ve kalabalıktan kaçmak isteyenler ise Nisan-Mayıs ya da Eylül-Ekim döneminde bölgeyi ziyaret edebilirler.

AtoutFrance

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER