Bahattin Yücel: Telaşa kapılmamalıyız…

Yazar Kadir Toprakkaya

Turizm eski bakanlarından Bahattin Yücel, yayın danışmanlığını yaptığı turizm haber portalı, Turizmde Bu Sabah adlı internet sitesinde sektör adına dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Gelişmeler ne denli olumsuz olursa olsun, kötümserlik ve çaresizlik içinde kalındığı duygularına kapılmamak gerektiğinin altını çizen Bahattin Yücel, ” Yaklaşan kriz; Turizm Sektörü için gerçek bir fırsat dönemini başlatabilir. Akılcı ve gerçekçi davranılırsa neden olmasın..? dedi. İşte O’nun yazısı…

Turizmciler bu sezon uğradıkları kayıpların telaşına düşerlerken, Siyaset Kurumu yeniden iç siyasetin bilinmezliklerle dolu kapısını aralıyor. Yaklaşan kriz; turizm sektörü için gerçek bir fırsat dönemini başlatabilir. Akılcı ve gerçekçi davranılırsa neden olmasın?

Turizm Sektörü sezonun en sıcak döneminde beklentilerdeki dramatik düşüşün etkilerini ortadan kaldırmaya çalışırken, AKP ile CHP’nin bir koalisyon hükümeti kuramayacakları anlaşıldı.

Ekonomi çevrelerinin bir süredir kaygıyla izledikleri siyasal gerilim, beklentilerin aksine azaltılamadı. Türkiye bugün itibariyle 3 aydan daha az bir sürede yaşlanan Meclisi ile büyük olasılıkla yeniden seçim ortamına girecek.

Bu gelişmeden sonra kaybedilen 2015 Yılı’nın ardından, önümüzdeki sezonun da risk altına girmesi sürpriz sayılmamalı.

Aslında sayılardaki düşüşten kaynaklanan sorun, hükümet kurulmasından daha önce ortaya çıkan iç ve dış siyasal gelişmelerden kaynaklanıyordu.

Türkiye; IŞİD terörünün sınırlarından içeri sızmaya başlaması, bu örgüte örtülü yardım iddiaları, İncirlik’ten kalkan savaş uçakları ve en önemlisi günlük yaşamı etkilemeye başlayan terör nedeniyle, son aylarını çok zor geçiriyordu.

Kısaca söylersek; turizmciler bu sezon uğradıkları kayıpların telaşına düşerlerken, Siyaset Kurumu yeniden iç siyasetin bilinmezliklerle dolu kapısını aralıyor.

Sektörün yaşadığı olumsuzluklar –kuşkusuz- sadece siyasal nedenlerden kaynaklanmıyor. Özellikle AKP Hükümetleri’nin güvendikleri ekonomi alanında, seçim nedeniyle gizlenen kötü gidiş saklanamayacak ölçülere ulaşıyor.

Örneğin geri dönmeyen tüketici ve konut kredilerinin toplam mevduata oranının hızlı yükselişinin iç pazar üzerindeki olumsuz etkileri, turizmde işlerin önümüzdeki yıl parlak geçmeyeceğini açıkça gösteriyor.

İki partinin uzlaşamadıkları resmen açıklanmadan, döviz kurlarındaki ani yükseliş sektörün gelecekte karşılaşacağı güçlüklere ilişkin ipuçları vermeye yetiyor.

Siyasetin karmaşık, ekonominin sarsıntıda olduğu bu süreçte, sektörün henüz gündemine almadığı başka gelişmeler de gözlerden uzak tutulmamalı!

Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik kriz, Eski Kıtada (AB) ekonominin hiç de parlak bir dönem yaşamadığını gösteriyor.

Avrupa’daki -özellikle- büyük operatörler azalan karları yüzünden çok güç bir döneme hazırlanıyorlar.

Mısır, Tunus ve kanlı olayların değişmez sahnesine dönüşen Ortadoğu’da yaşanan terör, Akdeniz’in doğusunu ve Kuzey Afrika’daki kıyılarını hızla bu pazarın dışında bırakabilir.

Bu ortamda yenilenecek bir seçimin etkilerini bir yana bırakalım, kendi dışımızdaki gelişmeler bile durumun ciddiyetini açıklamaya fazlasıyla yetiyor.

Kuşkusuz gelişmeler ne denli olumsuz olursa olsun, kötümserlik ve çaresizlik içinde kalındığı duygularına kapılmamak gerekiyor.

Yaklaşan kriz; Turizm Sektörü için gerçek bir fırsat dönemini başlatabilir. Akılcı ve gerçekçi davranılırsa neden olmasın?

Örneğin yaşanılan durum veri kabul edilerek, en azından 2016 Yılı -değişen Dünya Koşulları da dikkate alınarak- eksiklerin tamamlanması açısından verimli biçimde değerlendirilebilir.

Özellikle ekonomik ve siyasal koşullar yüzünden önümüzdeki süreçte kamudan kaynak talep etmenin karşılık bulamayacağı gerçeği görülerek, sektörün yapılanması yeni baştan kurgulanabilir.

Kıyı Bölgelerinde; markalaşma, tanıtım ve pazarlama alanında yeni kuşak teknolojilerin kullanılacağı farklı bir model geliştirilerek, şimdiye kadar başvurulmayan finansman yöntemlerine ve entegrasyona gidilebilir.

tourmag turizm dergisi

İLGİLİ HABERLER